Tabiiki Demir'in kötü bir şey yapmasını beklemiyordum. Evet birazcık korkmuştum nedeni ise karanlığın verdiği huzursuzluktu. Ama yolun sonunun nereye çıkacağını deliler gibi merak ediyordum. Ah Demir ah! Kim bilir yine ne ile uğraşıyordu.Birkaç dakika sonra yol yavaşça aydınlanmaya başlamış ve soluğu sahilde almıştık. Gördüğüm manzara karşısında şok olmuştum. Bu harikaydı. O kadar harikabir akşam yemeği ve romantik bir ortam hazırlamıştı ki hala şaşkınlığımı üzerimden atamamıştım.
''Bunu sen mi hazırladın?''
''Evet aptal beğenmedin mi?''
''Soru mu bu da. Harika!! Demek bu yüzden işim var diyip gittin bugün.''''Evet sevgilim.''
''Bu şizofrenik davranışlarından kurtulsan daha iyi olacak ta nerede işte.'' Dedim ve yavaşça koluna vurdum. Aslında bu tür şakaları hoşuma gitmiyor değildi.Sahilde bu muhteşem manzara eşliğinde yemek gerçekten nefes kesici ve aynı zamanda çok huzur vericiydi. Tüm o kötü şeyleri biraz olsun unutturmuştu.
''Çok güzelsin.''diyerek şarabından yudumladı vedoğruca gözlerimin içine baktı. Utanmama ve yanaklarımın kızarmasına sebep olmuştu istemsizce. Küçük bir gülümsemeyle ballı tarçınlı şarabımdan yudumlayarak bende gözlerinin içine baktım ve bir şey demeden öyle sessizce ona
bakmaya devam ettim. Yani ne diyeceğim hakkında hiçbir fikrim yoktu ve Demir de bunun gayet farkındaydı.
Yemekten sonra ağaca sırtını yasladığında bende hemen yanına kıvrılmış başımı omzuna koymuştum. Bu gece pek konuşacağımdan emin değildim lakin anın tadını çıkarmak için playlistimden 'Dear Rosemary' şarkısını açmıştım. Bu şarkıyı her dinleyişimde tüylerim diken diken oluyordu. Harika bir parçaydı. Her şey şuan o kadar güzeldi ki bu gece eve bile gitmek istemiyordum. Demir gerçekten işini biliyordu. Her geçen gün onu gördükçe kalbim anlamadığım bir şekilde daha hızlı atıyordu. Beni gerçekten önemsiyor ve değer veriyordu. Artık bunun farkındaydım.
Yaklaşık yarım saat sonra eve bırakmıştı beni Demir. Gerçekten bitmesini istemediğim bir geceydi. Demir'e minnettardım iyi ki hayatımdaydı. Durmaksızın Demir'i düşünüyordum çünkü hiç beklemediğim şekilde mest etmişti. Kendimi bu düşüncelerden alamıyordum. Düşündükçe ağzım kulaklarıma varıyordu.Gece boyu Demir'i düşünmekten uyuya kalmıştım. Sabah uyandığımda mutlu ve huzurluydum. Yine Demir sayesindeydi tüm bu güzel duygular ve hisler.
Annemin seslenmesiyle hazırlanıp aşağı inmiştim. Kahvaltıdan sonra hastaneye gitmiştik. İkimizde çok gergindik dolayısıyla. Bir önceki muayene olduğum doktorun söyledikleriyle aynı şeyleri söylemişti doktor. Sadece birkaç ilaç vermişti sakinliğimi korumam gereken anlar için.Hastaneden çıktıktan sonra annem işe gitmişti. Bende bu boş ve yalnız anı değerlendirerek Mert'e ziyarete gitmiştim. Çok kalabalıktı bijuteri yine, müşteriler ileilgilenirken aynı zamanda kahve söylemeyi de ihmal etmemişti. Sonunda ikimiz kaldığında ayak üstü biraz sohbetetmiştik. Yani tek tek gelen müşteriler den dolayı çok da verimli bir sohbet olmamıştı maalesef. Bu yüzden ertesi günün akşamı için randevulaşmıştık. İkimiz içinde güzel bir buluşma olacaktı sanırım. Dükkan dışında ki ilk buluşmaolacaktı. Biraz daha durduktan sonra eve gitmiştim.
. Annem ve Harun amca ile kapıda karşılaşmıştık. Sanırım annemi Harun amca işten almıştı. Salonda onlarla biraz ayaküstü muhabbet ettikten sonra odama çıkıp direk yatağıma atlamıştım üstümübile değiştirmeden. Bayağı yorulmuştum. Öylece tavana boş boş bakarken telefondan gelen mesaj bildirimi ile aniden irkilmiştim. Telefonu almaya yeltendiğimde aniden kaskatı kesilmiştim. Beynim durmuş gibiydi. Sanki büyük bir boşluk içerisindeydim. Çok tuhaf olmasına nazaran biro kadarda tanıdık bir histi. Sanki bu duyguyu daha önce de yaşamış gibiydim. Tüyler ürperticiydi.
. Öylece boşluğa bakıyor ne olduğunu anlamaya çalışıyordum. Aklım yine oyun oynuyordu benimle. Bariz bir şekilde kaybettiğim bir oyunun içerisindeydim. Olup bitene bir türlü anlam veremiyordum. Zihnimdeki karanlığa kucak açmış gibiydim.
Ayağa kaktım ve aşağı doğru inen merdivenleri takipettim. Belki biri veya birileri şuan yaşadığım anlamsız şeylere anlam katabilir beni aydınlatabilirdi. Karşılıklı oturup çay içen çifti görünce ''pardon''diye seslendim. Aynı evin içerisinde olduğuma göre belli ki birbirimizi biliyor olmalıydık ama bana pekte tanıdık gibi gelmemişlerdi.
''Ah gel kızım sende katıl bize. Çay içer misin duygu?''
''Kızım mı?'' diye soruyla cevapladığımda kadının yüzü değişik bir hal almış ve korkmuştu. Ne olduğunu anlamış gibiydi ama ben hala boş boş bakınıyordum. Uzun boylu, iri yapılı olan adam;''gel kızım otur şöyle'' diyerek eliyle koltuğu işaret etmişti.
''Siz kimsiniz?''
''Kızım ben senin annenim.'' Dediğinde dehşet ve şaşkınlıkla kadına bakmıştım.''Ama tanımıyorum seni.''
''şuan tanıyamaman normal kızım.''
''Ne dediğinizi anlamıyorum. Lütfen daha açıklayıcı olur musunuz?''''Duygu'm sen bazen bazı şeyleri hatırlamakta güçlük çekebiliyorsun. ''
''Anlamıyorum.''dedim ve bakışlarımı iri yapılı adama yönelttim.
O anda başıma çok kötü bir ağrı saplanmıştı. O kadar şiddetli bir ağrıydı ki acısı dayanılacak gibi değildi. Elimle başımı tutarken tanımadığım kadın aceleyle bir bardak suve bir ilaç getirmişti korku ve endişe içinde. Korktuğu o kadar bariz belliydi kiilacı uzatırken elleri titriyordu. Fakat tanımadığım bu kadının verdiği ilacı içip içmeme konusunda ikilemdeydim.
''Kızım lütfen iç sakinleşmeni sağlayacak.''
''Sakinleşmek mi? Şuan sakinleşmek ne işime yarayacak?''dedim ve elimdeki ilaca bakıp bakıp durdum. Sonra kadına baktım tekrar. Gözleri dolmuş ağlamamak için kendini zor tutuyordu. Yanındaki adam ise sırtını sıvazlayarak sakin kalmasını söylüyordu. Anlaşılan bu ilaçtan bir tane de kadının içmesi gerekiyordu. Hallerine ve endişelerine baktıkça gerçekten ailemmiş gibi geliyorlardı. Fakat lanet olsun bir türlü hatırlayamıyordum. Zihnimde ki o boşluk... çok can sıkıcıydı. Derin bir iç çekerek elimdeki ilacı içtim ve sonra bardağı kadına geri verdim. Adam vekadın kim olduklarını, kim olduğumu bana anlatmaya çalışırken kapıçalmıştı. Henüz kim olduğunu hatırlayamadığım adam kapıyı açmıştı. Tanımadığım adamla birlikte içeri girenkişiyi gördüğümde , büyük bir sevinç ve heyecanla kalkıp Demir'e sarılmıştım. Demir'i gördüğümde bu kadar sevineceğimi ve şaşıracağımı düşünmemiştim hiç. Şuan Demir haricindeki diğer insanları tanıyamam ama beni bir anlığına hayrete düşürmüştü. Kimseyi hatırlayamaz iken neden bir tek Demir'i hatırlıyordum şuan?Çok tuhaf ve ürkütücüydü... Neden sadece Demir vardı anılarımda?...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aptal
Teen FictionEn büyük aşkları yaşayanlar uğruna yıllarca savaşıp, kalbinde cesur yürekleri bulunduranlardır.