Aşık oğlan deli kız

76 37 4
                                    

Demir

Arabayı durduğunda eve geldiğimizi anlamıştım. Otele gelmiştik fakat ben gerçekten korkmaya başlamıştım. Sevdiğim kadının zara görmesinden korkmaya başlamıştım. Sevgi anneye bunu en yakın zamanda anlatmalıydım. Kesinlikle hafife alınacak bir konu değildi. Ama üzüleceğinden dolayı korkuyordum. Üzülecekti zaten. Her şekilde korkularım artıyordu. Deli kız aşık adamı korkutuyordu.

Düşüncelerimden çıkmamı sağlayan Duygu'nun bir şeyler konuşuyor olduğunu fark etmemdi. Sanırım benimle konuşuyordu.

"Daldığın düşünceler çok derin anlaşılan."demesi gülümsetmişti.

"Pek derin sayılmaz aslında."

"Herneyse, rahatlamam için duş alacağım."dedi ve sonra banyoya doğru ilerledi.

Onun ardından banyoya girişini izlerken telefonum çalmıştı. Arayan kişiyi tahmin etmiştim. Bu Sevgi anneydi. Duygu için çokm meraklanmış ve korkmuştu dün. Aynı şekilde bende öyleydim.

"Efendim Sevgi anne?"

"Oğlum nerdesiniz merak ettik."

"Ayça'nın evindeyiz Sevgi anne. Yaklaşık 2 saat sonra geliriz."

"Kızım nasıl?"diye sordu oldukça yumuşak bir ses tonuyla.

"Dün geceye göre daha iyi." Dedim ve bir iki dakika daha konuştuktan sonra kapattım. Kadının kızını merak edip araması gayet doğaldı. Şayet aramasaydı bu biraz anormal kaçardı.

Duygu duştan çıkana kadar farm heros oyunu ile oyalanmıştım. Oyunu oynarken her zamanki zevki almamıştım çünkü kafamın içi Duygu'u düşünmekle meşguldü. Seviyeyi atladığımda Duygu duştan çıkmıştı. Islak saçları ve doğal güzelliği ağzımı gerçek anlamında açık bırakmama neden olmuştu. Gerçekten kusursuz bir güzelliği vardı. Omzundan aşağı dökülen ıslak saçları ise tişörtünü ıslatıyordu.

"Biraz daha bakarsan ağzımın içine düşeceksin."dedi. bu şaşırmama neden olmuştu. Bu cevap her zamanki tanıdığım Duygu'dan aldığım alışılmış bir cevaptı. Yani hafızasını kaybeden bu Duygu'nun bunu söylemesi normal mıydı?"

"Evet Demir bey soruyorum öyle bakmaya devam mı edeceksin?"

"Duygu"dedim sorarcasına."

"Tanrı aşkına iyi misin Demir?"

"Duygu olanları hatırlıyor musun?"

"Dün olanlardan bahsediyorsan evet. Dün olanları unutacak kadar bunamadım şapşal."

"Peki bugün olanlar.?"

"Hangi olanlar?" diye sorduğunda bir anlık şaşkınlık yaşamıştım. Ne yani bu defa dün olanları hatırlşayıp bugün olanları hatırlamıyıor muydu?"

"Bugün hastaneye gittik."dediğimde bana öyle bir bakmıştı ki yerimde kaskatı kesilmiştim.

"ciddi misin?"diye sorduğunda enişelenmeye başladığı sesinden anlaşılmıştı.

"Gerçekten hatırlamıyor musun?" diye sorduğumda gözleri dolmaya başlamıştı.

"Demir.."dedi sessiz bir şekilde.

"Ben hatırlamıyorum. Bugün olan hiçbir şeyi hatırlamıyorum."dedi. bunu demesinin ardından göz yaşları yanağında süzülmeye başlamıştı. O an ne yapacağımı bilememiştim ama sonra ona sarılıp onu kollarımın arasına sarmıştım.

"Korkma. Buradayım."dedim ama daha çok ağlamaya başlamıştı.

"Duygu"diye seslendiğimde başını omzumdan kaldırıp koyu kahve gözleri ile gözlerimin içine baktı.

" Ne yapacağım. Gün geçtikçe sıklaşmaya başlıyor ve ben korkuyorum Demir."

"Çaresi vardır belki . delirecekmişsin gibi konuşma . Ne olursa olsun her an yanındayım."

"Aptallaşma Demir."

"Bir Aptal ile aptallaşmaya değer. Aptal"dedim v e ona daha sıkı sarılmaya başladım. Kendime bir söz vermiştim. Ne olursa olsun Duygu istemese bile onun yanında olacağıma dair söz vermiştim kendime. Ve erkek adamlar sözünde durmalıydı. Sevdiğim kadın için onunla birlikte savaşmalıydım. Bunu Duygu'm için yapmalıydım. Belki de o en değer verdiğim insandı. Ve ben onu gerçek anlamıyla tüm benliğimle seviyordum.

Duygu...

Hala Demir'in kolları arasında sakinleşmeye çalışıyordum. Çünkü gerçekten korkmuştum. Eskiden hafızamı kısa anlığına kaybetsemde pek korkmuyordum fakat şu son iki gün üst üste tekrar kayıp etmem,sevdiğim insanları unutmam beni gerçekten üzmüş ve endişelendirmişti. Ve eğer bir çözümü olmasa ki olduğuna inanmıyordum Demir daha ne kadar yanımda durabilirdi ki. Üstelik onu sevmiyordum sadece değer veriyordum Onun aşkını kabul edecek büyük bir kalp yoktu bende. O büyük severdi ama küçüktüm. Onu hak etmiyordum.

"Artık eve gitmemiz gerek"dediinde düşüncelereimi bir kenara bırakıp öncelikle ıslak saçlarımı kurutmam gerekiyordu. Çekmeceden bulduğum kurutma makinesi ile saçlarımı kurutmuş ve ardında at kuyruğu yaparak toplamıştım. Hazırlandıktan sonra"gidebiliriz"demiştim fakat gitmeye dair içimde hiçbir istek yoktu. Dün olanları basitçe bir kenara atmazlardı. Ve soracaklardı. Her şeyi. Özellikle Aysu. O sorduğunda ne cevap vermeliydim? Gerçeği anlatacak mıydım yoksa saklayacak mıydım? Ama saklanacak kadar basit bir kelimede değildi. Ya annem ona söylediğimde özellikle sonuçlarım çıktığında ona nasıl anlatacaktım. Üzüntüsünden kahrolurdu. Küçükken geçirdiğimz o trafik kazasında bende babamla birlikte ölseydim ne olurdu? Acı çekmezdim. Orada babamla mutlu olurdum.Burda hissettiğim kadar yalnız hissetmezdim...

Denir kapının ziline basarken hala düşüncelerden kurtulamıyordum. Demir'e baktığım sırada annem kapıyı açmıştı. Beni gördüğüne om kadar sevinmişti ki hemen sarılmıştı. Bende ona sarılmıştım. İçeri girdiğimizde ise Aysu'yu görmüştüm. Ah tanrım! Bu kızı nede çok özlemiştim. Zaten onu görür görmez hemen koşup sarılmıştım.

"Anlaşılan birileri düne göre daha iyi."diyerek sırıttı.

"Dün kötü bir gündü."dedim. aneminde bizim yanımızda olduğunu bildiğim için dün gece hakkında en az şimdilik sormaması için onlardan erken davranıp "lütfen dün için soru sormayın."dedim kesin bir dille. Gerçektende dün hakkında sorulacak olan soruları kaldıracak vaktim yoktu.

Demir'e baktığımda gitmesi gerektiğini söylemişti.

"Teşekkür ederim. Gerçekten"dedim en içten duygularımla. O olmasaydı eğer beklide dün burada kafayı yiyecektim.

Annem biraz daha yanımızda oturup ardından işe gitmişti. Benim yüzümden işe de geçikmişti ve bu yüzden gece geç çıkması gerekecekti.

Annem gider gitmez Aysu"dün gece neredeydiniz?"diye soru sormuştu ve bu beni şaşırtmıştı.

"Bak duygu Ayça'nın evine gitmediğinizi biliyorum. Onu aradım ama orda olmadığınızı söyledi."

"Annem biliyor mu peki?"

"Söylemedim tabii ki."

"Demirle beraber otelda kaldık. Ama kimseye söylemek yok."

"aman tanrım gerçekten mi?"diye sordu yüzünde büyük bir sırıtışla. "ama Demir'i sevmediğini sanıyordum."

"Zaten sevmiyorum. Sadece uzak kalmam gerekiyordu bir süreliğine. Her şeyden. Ve o bu konuda bana yardımcı oldu."

"Peki bir şey geçti mi aranızda?"

"Aslında öpüştük."dediğimde ağzı kulaklarına varmıştı.

"Aman tanrım. Gerçekten mi. Anlatsana nasıldı?"

"Güzeldi."dedim dün geceki öpüşmeyi hatırladığımda. Gerçekten güzeldi. O anı düşündükçe beni tekrar öpmesini istemiştim bir an.

vote ve yorum yapmayı unutmayın sizleri seviyorum hikayemi olabildğnce arkadaşlarınıza önerirseniz çok mutlu olurum

AptalHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin