Boş

88 93 16
                                    

Medyada Semih var. İyi okumalar.
Annem Semih deyince hiçbir şey düşünememiştim. Yani ne olmuştu Semih'e? Veya annem neden bu kadar sinirlenmişti. Hiçbir fikrim yoktu. Hem de annem Semih'i nereden biliyordu? Daha fazla düşünmeyi bırakarak beynimde tasarladığım bu düşünceleri sözlere döktüm.
"Semih'e ne oldu?"
"Az önce buradaydı. Ve ..."
"Ve ne?"
"Ve şuan hastanede?"
Hastanede olduğunu bir türlü idrak edememiştim."
"Anne lütfen düzgün anlat."
"Anlatacak vaktim yok. Seninde yok."
"Anne ne oluyor?" diye tekrar sordum. Neye vaktimiz yoktu diye düşünurken arabanın korna sesini duymuştum.
"Harun geldi. Hadi gidiyoruz." dediğinde konuşmama fırsat vermeden kolumdan tutarak beni kendisiyle beraber dışarı sürükledi. Bu acele neydi? Ve semih'e ne olmuştu?
Harun amcanın arabasına bindiğimizde bana selam vermişti. Ve onun yüzündede bir endişe vardı. Ve bir o kadarda sinirli görünüyordu.
"Biri bana ne olduğunu anlatabilirmi?"
"Demir ve Semih kavga etti. " dediğinde harun amcanın bu sözlerine karşın büyük bir şok yaşamıştım adeta.
"Na-nasıl? Neden?"
"Sakin ol kızım. Endişelenme."
"Olayı düzgünce anlatın" diye bagırmıştım bir an ve bagırdığımı sonradan anlamıştım.
"Sen dışardayken bir çocuk gelmişti. Ve o sırada Demir'de evdeydi. Çocuk adının Semih olduğunu ve seni görmek istedigini sôyleyince Dmir birden yanımızda kesilmişti. Bende ne olduğunu anlayamamıstım. Demir o çocuğa neden geldiğini sorduğunda o çocuk seninle bir randevusu olduğunu seni evden almak için geldiğini söylemişti. O anda Demir semih'e saldırdı. Ve ne için saldırdığınıda bilemiyorum. Asıl bize bir şeyler anlatması gereken sensin kızım." dediğinde annemin yüzüne öylece bakakalmıştım. Ve gerçekten şok geçiriyordum. Hem Semih'le bir randevum mu vardı. Bendn habersiz semihle bir randevu mu?
"Kızım konuşmayacakmısın? Dilini yuttun sanki?"
"Anne Semih nasıl?"
"Demir çok kötü dövmüş. Bir kaç yerine dikiş atmışlar."
"Ya demir"?
"Emniyette. Semih onu şikayet etti."
"İyi yapmış" dediğimde Harun amca bir an gözünü yoldan ayırıp benimkilere dikti. Fakat  yola tekrardan devam etti.
Arabayı durdurduğunda hastaneye geldigimizi anlamıştım. Ben inmiştim fakat annem ve harun amca hala arabadaydı. Annem sonra basını camdan çıkartıp
"Emniyete gidecegiz" dedi.
"Tamam." dedim ve sonra hemen hastaneye girdim. Danısmadan Semih'in kaldığı odayı öğrenip hemen yanına gittim.
Onu gördüğümde gözüme ilk çarpan şey dudagndaki ve kaşındaki patlaklıklardı. Ve gözünde morluk alnında ise diktiklerini düşündüğüm yarabandı ile kaplanmış yara vardı. Bunu Demir'e ödetecektim. Masum çocuğa ne yapmıştı pislik herif.
"Orda öyle dikilecekmisin?" dediğinde düşüncelerimden sıyrılıp ona
"İyi misin?" diye sordum.
"Evet ve şey aslında hayır."
"Canın çok yanıyor mu" deyp yanına yaklaştım.
"Canım degil kalbim yanıyor."
"Neden?"
"Evet dedin ve sonra ektin."
Gerçektende bizim bir randevumuz var mıydı? Peki ben neden hatırlamıyordum.O çok üzgün görünüyordu. Ve yalan söylemek zorunda kalmıştım.
"İşim vardı. Gelecektim."
"Yalan söylemeyi beceremiyorsun." dediğinde bir anda ensemde birinin nefesini hissetmiştim. Ve Semih'te arkamdaki kişiye çok sinirli gözlerle bakıyordu. Basımı çevirdiğimde o yeşil gözlerle karsılaşmıştım. Ve ne olduğunu anlamadan kolumdan tutup sürüklemeye başlamıştı beni.
Umarım sevmişsinizdir bu bölümü. Hikaye bölümlerini geç yayınlamk zorunda kalıyorum çünkü lys5'şe hazırlanıyorum. Boş zamanlarımda hemen bölüm yüklüyorum. Bu arada bu hikaye için aklda müthiş bir kurgu var ve bir kaç bölüm sonra sayfalrı çevirmek için delirceksiniz. Gerçekten çok iddialıyım. Ve hikayemi arkadaşlarınızada önerirseniz çok mutlu olurum. Sizleri seviyorum.
Telefondan yazdığım için yanlışlarım olabilir. Bu yüzden affınıza sığınıyorum.
LosAngeles'lı günler...

AptalHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin