-3-

3.6K 132 4
                                    

Aynaya son kez baktım. Altımda kot eteğim üstümde beyaz tüllü bluzum vardı. Saçlarımı iki yandan örmüştüm. Fazla süslü değil tam kararında..
Bu eve en son ne zaman misafir çağırdımı hatırlamıyorum. Atlattığımız küçük kazadan sonra eve dönmek üzere hazırlanıyorduk ki anne ve babamızı hastane çıkışında gördük.
Sürpriz için erken dönmüşlerdi. Hastanede olduğumuzdan nasıl haberleri oldu bilmiyorum fakat çok panik olmuşlardı. Neyse ki iyi olduğumuza ikna oldular.

"ayakta mı geldiniz hastaneye?"

"yok baba, dikkatim dağıldı araba sürerken sonra bir aracın bize doğru geldiğini fark ettim."

"sonra? Çarpıştınız mı?"

Annemin stres içinde sorduğu sorulardan sonra abim biraz da olsa yatıştırmak için gülümsedi.

"hayır anne, arabalar birbirine sürttü sadece. Ben çarpışma olmasın diye direksiyonu sağa kırdım ağaca çarptık. Sonra ikimiz de bayılmışız zaten."

Abimin cümlesini ben devam ettirdim.

"çarpışmak üzere olduğumuz kişiler ambulansı arayıp bizi hastaneye getirmişler. Uyanana kadar da beklediler hem. "

"iyi insanlar hala var vedat görüyor musun?"

Babam anneme gülümsedi.

"şükür ki Esra."

"Anne"

"efendim kızım?"

Dördümüz babamın arabasına doğru yürürken aklımdan geçen şeyi sorup sormamak arasında çok kararsızdım.

"eve davet edebilir miyiz onları? En azından iyiliklerine karşılık olarak."

Annemin hayır demesini bekliyordum. Tanımadığı kimseyi davet etmezdi eve. Hele de görüşmemize asla kolay kolay izin vermezdi özellikle de benim.
Fakat beklemediğim şey gerçekleşti.

" olur, adreslerini öğrenir küçük bir davet kartı göndeririz."

Tam şu noktada sevinçten havalara uçmam gerekirdi içimdeki heyecanın yansıması olarak ama küçüklüğümden beri bana öğretildiği şekilde aşırıya kaçmadan sakince gülümsedim.
Görünürde tam bir hanımefendiydim.

Gönderdiğimiz davetin karşılığını almıştık birkaç saat içinde. Annem bu kadar çabuk olmasına biraz burun kıvırdı ve görgüsüz bunlar galiba lafları etti. İstediği kadar edebilirdi. Keyfim yerindeydi ve bozulmaya hiç niyeti yoktu.
Kıyafetlerimi özenle seçip hazırlandım. Çok süslenmiş gibi olmamak için makyaj yapmadım. Gayet iyi görünüyor gibiydim.

Ben aynada son kontrolleri yaparken nihayet zil çalmıştı.

"Alev, in hadi misafirlerimiz geldi."

Abimin sesini duyar duymaz merdivenlerden aşağı koştum.
Ben iner inmez kapıyı açtı annem. O evde olduğu sürece yardımcı istemezdi salonda orda burda. Sadece biz yokken temizlik yapılır. Yemekler mutfaktan dışarıya çıkılmadan hazırlanır kimseyle herhangi bir iletişim kurulmazdı. Yemek masası birileri tarafından hazırlanıp toplanırdı ama abimle ben isimlerini bilmez, tanımazdık. Annem ve babam bu konuda gerçekten katıydı.
Kulağa çok nahoş geldiğini biliyorum,gerçekten öyle.
Her neyse kapı açıldı ve bugün gördüğüm o iki sima yine karşımdaydı.
Kumral ve daha güleç yüzlü olan adımını atar atmaz gözlerini Etrafta ve ailemin yüzlerinde gezdirdi. Doğal olarak.
Fakat Demir benimkilerin aynısı olan gözlerini benim gözlerimden ayırmıyordu.
Önce annem konuştu.

"hoşgeldiniz, içeri buyrun lütfen."

Anneme sadece selim karşılık verdi.

"hoşbulduk, teşekkürler davetiniz için."

ALEVHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin