-11-

2K 102 4
                                    

"nasıl denk geldiniz siz öyle?"

"denk geldiğimizi sanmıyorum. Bence Derya hanım ve Ali bey bilerek bu sınıfa kayıt ettirdiler beni."

"e teyzem niye bize söylemedi?"

"bilmiyorum her şey çok ani oldu, belki uygun bir zaman bekliyordur."

"öyledir heralde"

Bir süre üçümüz de dalgın bir şekilde masadaki yenmiş tost kırıntılarını izledik sonra yine Kerem konuştu.

"ee aran nasıl herkesle?"

"iyi gibiyiz. Daha yeni yeni alışıyorum hepsine."

"Demir abi çok aradı seni, çok mutlu olmuştur."

Demirin bahsi geçince suratıma büyük bir gülümseme oturdu. Evet beni aramıştı. Hem de yıllarca. Dünyada beni bu kadar çok seven birinin bulunması çok farklı bir histi.

"galiba evde şu an en yakın olduğum kişi Demir."

"en yakın mı? Cidden mi?"

"evet neden ki?"

"genelde herkes Selim abiyle anlaşır. Demir abi daha sert, soğuktur."

"evet ama bana karşı pek öyle değil. Aramızda farklı bir bağ var bence."

"haklısındır belki. Görür görmez teyzeme benzettim aslında ama kuzen olacağımız da aklıma gelmedi açıkçası."

"benim de gelmedi inan ki. Kumar bağımlısı bir kuzenim olacağı"

"ne kumarı kızım. Unut sen kumarı. Öyle bi şey yok, çıkar aklından"

Paniklemesine güldüm.

"niye tırstın bu kadar ya, ne olcak evde söylesem sanki?"

"dalga mı geçiyorsun sen benle? Dayak mı yiyeyim? Onu istiyorsun galiba"

O suratı kızarmış bir halde hızlı hızlı konuşurken biz mertle masadan usulca kalkıp kantinden çıktık. Kerem de peşimizden söylene söylene geldi.

"Alevcim?"

"Keremcim?"

"söylemeyeceksin değil mi?"

"yarım saattir kafamı ütülüyorsun. Tamam be söylemeyeceğim."

"aferim aferim adam ol"

Gevşek gevşek sırıtan suratına bakıp bir tane yapıştırmak istedim ama kendimi tuttum ve yüzümü merte döndüm.

"nasıl sabrediyorsun buna?"

Omuzlarını kaldırıp indirdi.

"ne bileyim ben, bırakmıyor peşimi ondan beraberiz."

"asla bırakmam seni anca beraber kanca beraber hayatıım"

Kerem sesini inceltip dudaklarını merte doğru uzatırken ben onların bu haline güldüm. Bu samimiyette bir arkadaşlık edinmem için kırk fırın ekmek yemem lazımdı.

"mutlu musun?"

Birbirlerini hırpalamayı bırakmışlardı ve şimdi mert cevap bekleyen gözlerle bana bakıyordu.

"yani sayılır"

"ne demek sayılır?"

"emin değilim işte. Daha önce bu kadar kalabalık değildi ailem. Bir de üstüne bunca yıl yalan söylenmiş bana. Gerçek annem babam bile değillermiş. İyi insanlar oldukları bile meçhul. Abim vardı bir tane, çok özlüyorum zaten onu."

ALEVHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin