Elimdeki kumandayla geçtiğim 51.kanaldan sonra dikkatimi böyle dağıtamayacağıma karar verdim. Dün geceden sonra kafam allak bullak olmuştu. Çıkacak sonuçları merakla bekliyordum. Yürüyüşümü yapmış, okula gitmiştim. Okulun ikinci günüydü, çoğu insan birbiriyle tanışmıştı. Birkaç kişiyle tanıştım ben de ama pek de verimli bir gün olmadı çünkü aklım zaten başka yerdeydi.
Şimdi salonda koltukta uzanmış televizyon izlemeye çalışıyordum. Hiç alışkın değilim ama yine de denedim. Sonuç olarak geçirdiğim uykusuz ve yorucu günün sonunda yapacak bir şey bulamadım ve gözlerim tavanda zamanın geçmesini bekledim. Evde çıt çıkmıyordu. Babam dışarıdaydı, annem çalışma odasında abimse yeni araba almak için dışarıya çıkmıştı. Kısaca yalnızdım ve düşünceliydim. Saatlerdir çıt çıkmıyordu. Demir abi ortadan kaybolmuştu. Galiba sonuçlar olumsuzdu, aradığını bulamayınca benden vazgeçmişti. Diğer kardeşlerinin haberi var mıydı? 5 abimin olması nasıl olurdu diye düşündüm. Eğlenceli? Korkutucu? Kalabalık aileye alışkın değilim o yüzden hayal bile edemedim. Şu anki ailemi seviyordum, savaşı seviyordum. Sanırım ilk defa aileden başka
birilerine yakınlık hissettim. O yüzden de kafam karıştı.
Kafam dopdoluyken beynim artık hiçbir şeye yetişememeye başladı. Gözlerim de aynı şekilde açık kalmaya dayanamıyordu. Yan dönüp koltuğa iyice sindim. Uyku yavaş yavaş bastırdı, kendimi teslim ettim.****
"Alev, Alev hadi uyan."
Gözlerimi zar zor aralamaya çalıştım. Bir yandan da yattığım yerden havalandığımı hissettim.
Gözlerimi açtığımda gördüğüm ilk kişi Demir oldu. Ben kollarındayken yürüyordu.
Bir an nerde olduğumu bile anlamadım. Etrafıma baktığımda kendi evimi gördüm. Fakat her yerde polisler vardı. Annem hararetli bir şekilde konuşuyor, tartışıyordu. Babam elleri kelepçelenmiş bir halde evden çıkarılıyordu. Abim de aynı şekilde.
Hala uyanamamıştım ve kabusta olduğumu düşünüyordum. Demir kapıya doğru yürürken sonunda kendime gelebildim."Dur!"
"duramam abicim her şeyi evimizde anlatacağım."
Kollarıyla sımsıkı sarmıştı ve bırakmaya hiç niyeti yoktu. Annemle göz göze geldik. Gözleri yaşlıydı ve polisler tarafından dışarı çıkarılmak için zorlanıyordu. Hepsi abim olduğunu iddia eden delirmiş bu adam yüzündendi.
" Bırak dedim! Bırak istemiyorum gelmek."
Kollarını ittirip bağırmaya başlamıştım. Kurtulmak için her yolu deniyordum ama yine de bırakmıyordu.
" ani tepki veriyorsun Alev! Sakin ol."
Babam ve abim kelepçelenmişti, annem zorla evden çıkarılmaya çalışılıyordu ve ben daha 2 gündür tanıdığım birinin kollarında bilmediğim bir yere götürülüyordum ama o hala sakin olmamı istiyordu.
Daha 3 gün önce kafama taktığım şeyler bestelediğim müziklerdeki notalarken şimdi evim polislerle doluydu.
Gözlerim dolmuştu, şok içindeydim. Kaçırılıyor muydum?"Demir nolur bırak, anneme gitmek istiyorum."
Gözlerim yaşlarla doluyken ve sesim titrerken kurduğum bu cümle onu durdurmuştu. Gözlerime merhametle baktı.
"Hiçbir şey bilmiyorsun. Lütfen zorluk çıkarma."
Yoluna devam etti. Kapının önüne geldiğimizde siyah iki kişilik bir araç gördüm. Beni indirdi ama eli hala kolumu sımsıkı tutuyordu.
Kapıyı geçmem için açtı. Binmedim.
Bekledi, yine de binmedim."Alev, tekrar görüşeceksin onlarla. Ama şimdilik gözaltına alınacaklar."
"neden?"
"çünkü inşaat şirketlerinde yapılan yolsuzluklar, reklam şirketindeki vergi kaçırmalar ortaya çıktı."
İçimden olamaz diyordum. İnsan anne babası nasıl insanlar olursa olsun asla yıkılmayacağını ve sapasağlam yanınızda duracağını düşünür.
Gerçekten suçlu muydular?" Abimin alakası yok ki onların şirketleriyle. Onu niye götürdüler?"
Demir iç çekti. Bu soruya diğeri kadar kolay cevap veremeyecekti. Biraz gözlerimin içine baktı.
"Alev, sen benim kardeşimsin. Annem babam dediğin kişiler seni onca zaman bir yalanla büyüttüler. Abinle aranda 11 yaş var. O da biliyordu. Sakladı. Seni ait olduğun yerden kopardılar, hayatın bir yalan üzerine kurulu. Ve bunun cezasını hepsi çekecek."
Kurduğu her cümle bana inen bir darbe gibiydi. Gözlerim şüpheyle bakıyor olmalıydı. Kolumu bırakıp ceketinin cebine elini attı.
" bak, bunlar 6 ayrı hastaneden alınan sonuçlar. Hepsinde benim kardeşimsin Alev."
Elime tutuşturduğu kağıtlara baktım. Doğruydu. Kafam allak bullaktı. Bunca zaman bir yalan içinde uyutulmuştum. Ailem yani hayatta en çok güvendiğim kişiler ailem değildi aslında.
" ikna olmadıysan hala, velayet belgelerin her şeyin hazır. Soy adın değişmek üzere."
Hiçbir şeye cevap veremiyordum.
"bakma öyle, her şey iyi olacak. Hadi bin artık."
"yalan bunlar. Beni kandırıyorsun değil mi?"
Beynim doğruyu ve yanlışı ayırt edemiyor, sadece önceki hayatıma dönmek istiyor ve her şeyi inkar ediyordu.
"Alev, lütfen bin artık abicim."
"gelmek istemiyorum ama hiç."
Ağlaya ağlaya konuşurken Demir bu halime acıyor muydu bilmiyorum ama gözlerinde farklı bir duygu görüyordum.
"istersen testin yapıldığı tüm hastanelere gideriz."
Polisler yavaş yavaş çıkıyordu evden. Abim ve babam götürülmüştü. Annem de gidiyordu.
"onları tekrar göremeyecek miyim?"
"göreceksin."
"söz mü?"
"söz."
Elim arabanın kapısında binip binmemek arasında gidip geliyordum.
"abi sözü Alev."
Savaşın verdiği sözler gibi, abi sözü..
O her sözünü tutardı bana verdiği. Demir de tutar mıydı?Arabaya bindim.
O da kendi tarafına geçti,arabayı sürmeye başladı.
25 dakikalık yoldan sonra bizim evden çok daha büyük bir evin önüne geldik. Kocaman bahçesi, evin önünde bekleyen güvenlikleri vardı. Demir evin önüne geldiğinde büyük kapı açıldı.
Evin bahçesinin içindeki beton park yerine park etti.Arabadan indik. Büyük ve güzel evin önünde tam 6 kişi duruyordu. İki kişi el eleydi. Annem ve babamdan biraz daha yaşlı. Demirin anne babası olmalıydı. Selim ve tanımadığım 3 kişi daha.
Kadına baktım. Sonra ellerimi suratımda gezdirdim. Bu kadar benzerlik nasıl olurdu?
Sarı saçları, yüzündeki bu kadar ayrıntı. Demir kardeş olduğumuzdan böyle mi şüphelenmişti?Gözlerimi ona çevirdim. Ağlıyordu.
Demiri düşündüğüm en son halde gördüm. Gerçekten ağlıyordu. Bu kadar güçlü adamlar ağlar mıydı?
Ben de ağlıyordum. Çünkü ailem dağılmıştı."Demir, sen neden ağlıyorsun?"
Gözyaşları içindeyken gülümsedi. Önümde dizleri üzerine çöktü. Şaşırmıştım. Böyle dururken bile neredeyse aynı boya denk geliyorduk.
Ellerini saçlarıma uzattı, sonra yanaklarımı avuçları içine aldı."sonunda aile olduk Alev. Mutluluktan ağlıyorum."
Hem ağlıyor hem de gülüyordu. Ne yapmalıydım bilmiyordum.
Sımsıkı sarıldı bana.
Demir beni asla bırakmazdı o anda anlamıştım.Ellerim sırtını buldu,sarılışına karşılık.
İkimiz de hüngür hüngür ağlıyorduk ama ikimizin de sebebi farklıydı. Birimizin hayatı tamamlanmış diğerininki parçalanmıştı.O an birimiz diğerinin acısından ya da sevincinden çok kendi gözyaşlarını uzak zamanlardan tanıdık biriyle paylaşıyordu.
Hayatım 2 günde alt üst olmuştu. Ve ben bu depremde yer ayağımın altından kayarken tam o anda sımsıkı Demir'e tutunuyordum.
![](https://img.wattpad.com/cover/313786046-288-k21913.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ALEV
Teen Fiction17 yıl önce başlayan hisse davası küçük bir kızın kaçırılması ve hayatının tamamen değişmesiyle sonuçlandı. Şimdi ise kader bu küçük kızı ailesiyle buluşturmak için ağlarını ördü.. Peki Alev, Savaş'ın biricik kız kardeşi olarak sürdürdüğü yaşamından...