Umut'un ağzından
Kaan, diğerlerinin 'gay' imalarından sonra oyunu bitirmek zorunda kaldı. Hürkan'ın bu durumdan rahatsız olduğu ortadaydı fakat Ali gayet memnun duruyordu.
Ali, yaklaşık bir senedir Hürkan'a aşıktı. Onun aşkını fark eden kişi bendim. Bakışları, ona olan tavırları, kıskançlığı... O kadar belli ediyordu ki fark etmemek mümkün değildi. Ali, bunu ona ilk söylediğimde inkar etse de sonradan aşık olduğunu kabullenmişti. Ama bir sorun vardı ki, Hürkan onu en yakın arkadaştan öte görmüyordu. Ya Ali'nin ona olan aşkını göremeyecek kadar kördü ya da sadece bunu bilse de kabul etmiyordu.
Ortam dağıldıktan sonra herkes kendi halinde takılmaya başladı. Ben de içkimin kalmadığını görünce gidip kendime içki almaya karar verdim. Mutfağa girince ilk olarak balkonda elinde içkisiyle tek başına durup gökyüzünü izleyen Hürkan'ı gördüm. Artık Ali'nin bu işe bir el atması gerekiyordu. Kendime içki alıp Ali'nin yanına gidip kolundan tuttuğum gibi kaldırıp boş bir yere çektim ve konuşmaya başladım,
''Bak Ali, bunca zamandır Hürkan'ı seviyorsun ve bunun için tek bir şey bile yapmadın. Artık adım atmanın zamanı geldi. Balkonda tek başına duruyordu, hazır tek başınayken git ve konuş.''
Dediklerim Ali'nin aklına yatmıştı ki nefes verip dediklerimi kafasıyla onayladı ve yanımdan ayrılıp Hürkan'ın yanına gitti.
Ali'nin ağzından
Partiye geldiğimizden beri Emre, bakışlarını Hürkan'ın üstünden çekme tenezzülünde bile bulunmuyordu. Bu çocuk gerçekten sınırlarımı zorluyodu ve zor tutuyordum kendimi.
Az önce yaşanan imalardan sonra Hürkan'ın rahatsız olup gittiğini içmekten fark etmemişim. Umut beni kaldırıp kenarda yaptığı konuşmadan sonra artık gerçekten içimdekileri atma vaktim geldi.
Umut, Hürkan'ımdan sonra en değer verdiğim kişilerdendi. Kardeşimden hiçbir farkı yoktu ve her şeyimi bilirdi. Dediklerine çok güvenirdim ve ondan hep tavsiye alıp bir şeylere adım atardım. Şimdi ise yine onun dediklerine güvenerek gidip Hürkan'la konuşacağım.
Derin bir nefes alıp verdim ve mutfağa gittim. Ama Hürkan'ın tek olmasını geçtim, karşısında Emre vardı ve şuan çok yakınlardı. Şimdi de bir anda Hürkan'ın saçlarını okşuyordu... Benim dokunmaya kıyamadığım o saçlara Emre piçi nasıl dokunabiliyor?
Öfkeden yumruğumu sıktığımı sonradan fark ettim. Bir anda aşağıdan Emre'ye biri seslenince, ayrılmak zorunda kaldı yanından. Şimdi ise tam yanımdan geçiyor. Tam şuan onu yere yapıştırıp dövsem? Ağzını yüzünü dağıtsam? 'Nasıl benim dokunamadığım saçlara dokunup, bakamadığım gözlere bakarsın?' diye bağırsam? Ben bir hamle yapmadan çoktan yanımdan geçip gitti. Gidip Hürkan'a sormam gerekiyordu olanları.
Hürkan'ın ağzından
Başım dönüyor, kafam hiçbir şey almıyor, her şey bulanık gibi. Az önce Emre ile aramda geçen şey..? Saçıma dokunmuştu? Niye hoşuma gitmişti ki bu? Aşağıdan Emir'in çağırmasıyla yanımdan ayrılınca bu sefer karşıma Ali geçti. Yüzünün pek iç açıcı olduğunu söyleyemem açıkçası. Sinir? Öfke? Şuan kafam o kadar aptal gibiydi ki yüzünü bile anca çıkarırken gözlerindeki o duyguyu anlayamıyorum.
"SANA DİYORUM HÜRKAN DİNLİYOR MUSUN BENİ?"
"Çok içtim galiba Ali." diyerek mutfaktaki tezgaha yaslanıp gözlerimi ovmaya başladım.
"Seni rahatsız mı etti o? Sana mı dokundu Hürkan?!"
Dokunmak? Rahatsız etmek? Hayır tam tersi yanında çok rahat ve mutluy- şu an kesinlikle sarhoşluktan bunları düşünüyorum...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝘊𝘢𝘯'𝘵 𝘵𝘢𝘬𝘦 𝘮𝘺 𝘦𝘺𝘦𝘴 𝘰𝘧𝘧 𝘺𝘰𝘶 || 𝘔𝘦𝘯𝘨𝘰𝘭𝘢
Teen Fiction'Sen beyazsın, ben ise griydim tekrar siyah oldum. İstemedim beyaza siyah damlasın, istemedim beyaz kirlensin...' ⚠️Bu hikaye İRONİ amaçlıdır! ⚠️ Saçma sapan düşüncelerinizi lütfen kendinize saklayın ve hoşnut değilseniz hikayeden çıkın. Tw/küfür...