Bölüm 3

957 58 51
                                    

Hürkan'ın ağzından

Sabah Ali'nin aramalarla taciz etmesiyle uyandım. Telefonu açtığım gibi Ali'nin bağırışıyla yerimden fırladım.

''NEREDESİN SEN?! TELEFONLARIMI NEDEN AÇMIYORSUN LAN? MERAKTAN GEBERDİM BURADA!''

Saate baktım ve,

''HASSİKTİR!'' okula 2 ders geç kalmışım. 

''Dün eve geldiğim gibi uyuyakalmışım, hemen hazırlanıp geliyorum.'' dedim ve yüzüne kapadım.

Telefonu kapadığım gibi yataktan kalkıp hazırlandım ve kahvaltı bile yapmadan evden çıktım.

Okula gittiğimde Ali koşarak yanıma geldi. Bahçenin ortasında bir anda bağırmaya başladı 

''BİR DAHA O TELEFONU AÇMAZSAN TELEFONUNU ALIP GÖTÜNE SOKARIM, DUYDUN MU B-''

Bahçenin ortasında Ali'den daha fazla azar yememek için bir anda elimle ağzını kapadım. Elimi tutup ağzından çekti ama bırakmadı.

''Sanırım sesim biraz fazla çıktı'' diyip hafiften gülümsedi.

''Önemli değil, dün eve yorgun bir şekilde gittim, uzandığım gibi uyuyakalmışım, alarmı da hiç duymadım, seni endişelendirdiğim için özür dilerim.''

''Tamam tamam, sorun yok, sadece sana bir şey olmasından endişelendim.'' dedi yanağımı sıkarak.

Gülümsedim ve sınıflarımıza gitmek için ayrıldık. Tam okul kapısından içeri girecekken Emre'nin bana tuhaf bir şekilde baktığını fark ettim fakat çok da siklemedim ve sınıfa çıktım.

Emre'nin ağzından

Bu sabah kendiliğimden uyandım, yataktan kalkıp saate baktığımda okula gitmek için erken olduğunu fark ettim. Bugün keyfim yerimdeydi ve biraz çıkıp koşu yapmaya karar verdim. Hazırlanıp çıktım ve 45 dakikalık koşudan sonra eve geri döndüm. Kendime güzel ve sağlıklı bir kahvaltı hazırladıktan sonra tabağa gömüldüm. Dışarıdan biri beni görse 'Bu adama 20 yıldır kimse yemek vermiyor mu?' diye düşünürdü. Yiyip ortalığı toparladıktan sonra duşa girdim ve hazırlanıp okula gittim. Sınıfıma gidip sırama oturduktan sonra ön sıramın boş olduğunu fark ettim. 'Gelmemiş miydi bu?' diye düşünürken boynuma bir kolun atılmasıyla irkildim. Kaan olduğunu fark edince karnına bir yumruk attım. Kaan yüzünü buruşturarak,

''Ne vuruyorsun be hayvan!?'' dedi. 

''Ne ani hareket yapıyorsun gerizekalı?''

''Lan oğlum sınıfın girişinden seslendim duymadın dalmışsın. ''

''Dalmışım evet.''

''Gelmemiş öndeki bugün.''

''Noldu lan? Çok mu merak ettin? Yoksa ondan mı dalmış gitmiştiin?'' diye dalga geçmeye başlayınca karnına bi tane daha geçirmek için hedef almıştım ki hemen kendini korumaya aldı kollarıyla,

''Tamam oğlum dalga geçtim amma abarttın.''

''Ne merak edeceğim onu? Sadece Hürkanla uğraşmak eğlenceli, çocuk gibi direkt sinirleniyor. '' deyip konuyu kapadım.

Konuşmanın üstünden 2 ders geçmişti. Hava almak için aşağı indim biraz ama kısa süre sonra bağırışmalar duyunca rahatsız olup içeri girecekken sesin ana kaynağına dönmemle onu gördüm. Ali denen çocuğun Hürkan'a bağırışlarına dikkat kesilmeye başladım. Ciddi bir şey sanıp onlara yönelmişken Hürkan'ın Ali'ye gülümsediğini, Ali'nin de Hürkan'ın elini tutup sonra yanağını sıktığını görünce duraksadım. Aralarında bir şey mi vardı yoksa? Hürkan onun yanından ayrılıp içeri girerken beni gördü ve anlamsız bakışlarını çok sürmeden üstümden çekip sınıfa yöneldi. Peşinden ben de çıkarken gelmiş olması içimi rahatlatmıştı..? Ne? Ne diyorum ben ya? diye iç sesimle tartışırken koridorda Kaan ve arkadaşlarını görünce yanlarına gittim. Dersin boş olduğunu öğrenince biraz kafa dağıtmaya karar verdim ve bodrum katına ilerledim.

Hürkan'ın ağzından

Dersin boş olmasından yararlanıp kendi kendime söz ve nota oluşturmaya çalışırken yarım taslağı müzik odasında denemeye karar verdim. Hemen defteri alıp aşağı indim. Herkesin derste olmasının verdiği koridorların sessiz havasını aşıp bodrumdaki müzik odasına adımladım. Yaklaştıkça derinden gelen bir elektro gitar sesi duydum. Kapının önünde durup aralık kapıdan bakınca Emre'yi görmeyi beklemiyordum açıkçası. Demek geçen bahsettiği ufak tefek şeyler buymuş. Elindeki kırmızı gitara odaklanmış hiçbir hatası olmaksızın hiç duymadığım bir parça çalıyordu. Bu melodi sanki hüzün, sevgi ama daha çok özlem içeriyordu. İçeri girip

''Güzel parça sen mi yazdın?'' dememle irkilmişti ufaktan.

''Özür dilerim korkutmak istemedim'' 

''Önemli değil ve evet ben yazdım.''

''Ufak tefek demiştin ama hiç böyle bir şey düşünmemiştim açıkçası.''

''Niye? Elektro gitar çalmam çok mu tuhaf geldi?'' diyerek gitarı kenara koyup kalktı.

''Hayır o değil. Bu kadar hatasız ve akıcı çalmana şaşırdım biraz.''

İlerleyerek bana doğru gelip tam önümde durunca ne yapmak istediğine anlam veremedim. Yüzüme bakıyordu inceler gibi. Tek kaşım kalkıp ona 'Ne oluyor?'  der gibi bakınca 

''Kapının önünden çıkarsan gitmeyi planlıyorum.'' 

''Haa, şey tabi.'' diye kenara çekilip kapıyı açarken bir anda eliyle arkamdan açtığım kapıyı geri kapamıştı. Arkamı dönünce biraz.. biraz yakın mı olmuştuk? Tamam bu kadar yakın olmayı beklememiştim. Gözlerine bakınca kaşları hafiften çatılmıştı.

''Bugün bahçede Ali'yle seni gördüm.''

''Ee?''

''El ele.''

''Yani Emre nereye getireceksin konuyu?'' Saçma sapan konuşması sinirlendirmişti biraz.

''Aranızda bir şey mi var?'' demişti direkt ve pekte hoş olmayan tonla.

''Ne zamandan beri özel hayatım seni alakadar ediyor? Ve ben ne zamandan beri sana hesap veriyorum?'' Tamam şuan gerçekten sinirlenmeye başladım. 

Anlamadığım ciddiyette olan bakışlarını benden çekip arkamdaki kapıyı açıp bir şey demeden çıkıp gitmişti. Neydi bu şimdi? 

---------------------------------------------------------

BÖLÜM SONU

BÖLÜM SONU

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
𝘊𝘢𝘯'𝘵 𝘵𝘢𝘬𝘦 𝘮𝘺 𝘦𝘺𝘦𝘴 𝘰𝘧𝘧 𝘺𝘰𝘶 || 𝘔𝘦𝘯𝘨𝘰𝘭𝘢Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin