Bölüm 7

782 45 68
                                    

Emre'nin ağzından

Böyle bir tepki bekliyor muydum? Hayır.
Haklı mıydı? Evet.
Ona güvenebilir miydim? Henüz bilmiyorum. Ama içimdeki bir ses ona güvenebileceğimi söylüyordu.

''Haklısın. O zaman ben başlarsam sen de anlatacak mısın?''

''Hmm...Duruma bağlı.''

''Durum?'' dedim kaşlarımı anlamsızca çatarak.

''Canım isterse.'' dedi hafiften sırıtarak.

Elimdeki ekmeği ona fırlatınca tutup güldü. Evet, gülüşü anlatamayacağım kadar güzel...

''Tamam başlıyorum. Nasıl anlatmalıyım ki? İnsanlara güvenmeyi uzun süre önce bıraktığım için kendimi anlatmayı sevmiyorum. İşte babamla yaşıyorum, müzikle ilgilenmeyi seviyorum, basket oynamak hoşuma gidiyor ama bizim grupla, kamp yapmayı seviyorum. Arkadaşlarım dersem direkt en yakınım olanları söylesem iyi olur. Kaan'ı tanıyorsun zaten, Emir de şu partisine geldiğin doğum günü çocuğu. İkisiyle de bayadır çok yakınız, hiçbir şeyimiz ayrı gitmedi. Başka ne anlatabilirim bilmiyorum.''

Ben anlatırken tebessümle dinlemişti beni.

''Annen?'' Bu sorunun geleceğini biliyordum ama uzun süre geçse de hâlâ açıklamak zor geliyor.

''9 yaşındayken araba kazasında kaybettim. Sadece ikimiz vardık. Biraz dikkatini dağıtmıştım gök gürültüsünden korkunca, sonra direksiyonu toparlayamadı ve... Neyse öyle işte.''

''Ben...Özür dilerim Emre. Sormazdım bilsem.'' Bunları söylerken elime uzanıp tutmuştu. Elleri sıcak ve yumuşaktı. Tebessüm ettim.

''Önemli değil, alıştım sayılır. Kabuslar unutmamı engelliyor belli aralıklarla. Sadece babam beni hiçbir zaman suçlamayı kesmedi. Ondan dolayı aramız iyi değil.''

Gözleri üzüntüyle bakıyordu, bir şey diyecek gibi ama diyemiyordu.

''Emin ol seni hâlâ seviyordur, sadece bunu kaldıramayıp bir suçlu arıyordur. Bunu hak etmiyorsun ama umarım bir gün anlar baban.''

Bu hikayeyi sadece Emir ve Kaan biliyordu. Başkalarına daha önceden anlatınca, dalga geçmeye başlamışlardı ve kimseye anlatmamaya karar vermiştim. Ama Hürkan... O gerçekten çok farklı diğerlerinden. Gerçekten bana acımış gibi hissettirmiyor, tam tersi bana ilgi gösteriyor gibi hissediyorum. Sanırım onunla anlaşabilirim ve artık birine güvenip şans vermeyi öğrenmeliyim.

Hürkan'ın ağzından

Sonunda bana kendinden bir şeyler anlatabilmeyi başardı. Yavaş yavaş güvenini kazandığım için kendimi iyi hissediyorum.

''Ben anlattığıma göre sıra sende.'' dedi Emre hafiften gülümseyerek.

''Genel olarak klasik bir hayata sahibim. Normal bir aile yaşantım var. Beni en iyi hissettiren şey ise müzik. Müziğe nasıl bağlandığıma gelirsek, ilkokul hocamın bendeki yeteneği fark etmesiyle başladı. O zamandan beri müziğe fazlasıyla bağlıyım ve ne zaman boş kalsam zamanımı müziğe harcıyorum. Arkadaşlarıma gelirsek Ali'yi zaten biliyorsun, bir de Ömer var. İkisiyle de ortaokuldan beri arkadaşız. Daha ne anlatabilirim bilmiyorum, bu kadar.''

''En azından sorunsuz bir aile yaşantın olmasına sevindim.''

Böyle demesi canımı yaktı. Hiçbir şey diyemeden sadece hafifçe gülümsemekle yetindim.

''Madem müziğe bu kadar bağlısın, e göster o zaman bana marifetini Hürkan bey. '' deyince güldüm.

''Hadi beni takip et.'' deyip kalktı. 

Ben de oturduğum yerden kalkıp onu odaya kadar takip ettim. Odaya girince gözlerim şaşkınlıkla büyüdü. Burası gerçekten çok güzeldi.

''Burası muhteşem bir yermiş, benim evimde de hep böyle bir yer olsun isterdim açıkçası.''

''İstediğin zaman gelebilirsin. Hatta okul çıkışlarında birlikte de gelebiliriz.'' dedi gülümseyerek.

''Buna hayır diyemem gerçekten.'' Böyle düşünceli davranması beni mutlu etmişti.

''Hadi Hürkan bey bir şeyler çal da görelim.'' deyince güldüm.  

Piyano taburesine oturup 'Vivaldi-Summer' çalmaya başladım. Arada Emre'ye baktığımda beni şaşkınca izlediğini gördüm ve hafifçe gülümsedim. Çalmayı bitirdikten sonra Emre'ye dönüp 'Nasıldı?' diye sordum ve hâlâ şaşkın olduğunu fark ettim. Bana bakıp gülümsedi ve,

''Vay be, düşündüğümden daha yetenekliymişsin Hürkan bey.''

''Ee bunca yıldır müzikle uğraşıyorum, bu kadarı da olsun değil mi Emre bey?'' dedim ve güldüm. 

Birbirimize bakıp gülümsedikten sonra piyanoya döndüm ve 'Yiruma-River Flows In You' çalmaya başladım. Parçanın yarısına gelince sandalyede bir kıpırtı hissetmiştim. Yanıma oturmaya çalışınca yana kaydım ve oturmasına izin verdim. Ellerim titremeye başlamıştı? İçimde bir heyecan, kelebeklenme hissetmiştim. Parçaya benimle birlikte eşlik etti. Birlikte çok iyi iş çıkardığımızı, rahat bir şekilde senkronize olabildiğimizi fark etmem uzun sürmedi. Evet, gerçekten de çok güzel çalıyorduk. Elleri çok hoştu. Parçanın sonuna doğru göz göze geldik ve bir süre gözlerimizi ayırmadan çalmaya devam ettik. Emre bana doğru yaklaşmaya başlayınca ben de çekilmedim ve ona doğru yaklaştım. Nefesini yüzümde hissediyordum. Kendimi tuhaf hissettim. Dudaklarımız birbirine değmek üzereydi, taa ki evden 'EMRE!' diye bağırma sesi gelene kadar. 

Hemen Emreyle aşağıya indik. Babası çok sinirli gözüküyordu. Saygısızlık olmaması adına,

 ''Merhaba, ben Hürkan. Emre'nin arkadaşıyım.'' dedim. 

''Sordum mu?'' diye ters bir şekilde karşılık alınca duraksadım ve sustum.

''BABA! ARKADAŞLARIMLA DÜZGÜN KONUŞ!'' 

''Emre, tamam sakin ol önemli değil.'' diye fısıldadım.

''KAÇ KEZ SESLENDİM SANA, HANGİ CEHENNEMDESİN SEN?''

''Baba gördüğün üzere arkadaşım vardı ve piyano çalıyorduk, duymamam gayet normal.''

Babası ikimize tiksinerek baktı ve,

''Amacınız eminim ki piyano çalmaktır.''

''Emre ben gitsem iyi olacak sanırım.''

''Ben seni geçireyim Hürkan, gel'' deyip kolumdan tuttu ve dışarı çıkardı.

Emre kolumdan tuttuğunda babasının bize daha da tiksinerek bakıp kendi kendine bir şeyler söylediğini fark ettiğimde kendimi kötü hissettim. Bu nasıl bir baba?  Benim yüzümden Emre'ye de kızmıştı, kendimi suçlu hissettim.

Dışarı çıkınca ona baktım ve,

''Üzgünüm, baban benim yüzümden sana kızdı. Gerçekten çok özür dilerim.''

''Saçmalama Hürkan, babamın her zamanki hali. Her zaman kızacak saçma sapan şeyler bulur, sen onu takma lütfen. Ben özür dilerim sana dedikleri için.''

''Hayır, özür dileme önemli değil. Ben artık gideyim yoksa daha çok kızacak baban.'' deyip ona sarıldım.

Bana karşılık verdi ve bir süre sonra ayrılıp ona gülümsedim ve gittim.

--------------------------------------------------------

BÖLÜM SONU

BÖLÜM SONU

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
𝘊𝘢𝘯'𝘵 𝘵𝘢𝘬𝘦 𝘮𝘺 𝘦𝘺𝘦𝘴 𝘰𝘧𝘧 𝘺𝘰𝘶 || 𝘔𝘦𝘯𝘨𝘰𝘭𝘢Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin