6

3.6K 262 53
                                    

Jimin aniden kendisine yöneltilen soruyla biraz duraksasa da kısa sonra kendisine gelmiş, hiç düşünmeden kafasını olumlu anlamda sallamıştı.

İçinden bir ses yerinden kalkmasını söylediği için onu dinleyip ayaklanmıştı fakat şimdi ne yapacağını bilmiyordu. Ayakta durmuş öylece bekliyordu.

''İstersen kucağıma oturabilirsin.''diye teklif sundu Jungkook. O an aklına başka bir fikir gelmemişti.

Jimin, sanki kendisine süreli bir emir verilmişcesine hızla Jungkook'un yanına ilerleyip kucağına yerleşti.

Jungkook kucağındaki beden düşmesin diye ince belinden sıkıca tutarken ikili bakışmaya devam ediyordu.

''Jungkook?''

''Hm?''

''Teşekkürler.''

''Ne için?''

''Dün için. Sen olmasaydın zor bir durumda kalırdım.''

''Ah, teşekkür etmene gerek yok. Biliyorsun şu an ki ilişkimiz bunun üzerine. Birbirimize ihtiyaçlarımız konusunda yardımcı oluyoruz.''

''Haklısın...''dedikten sonra bir süre daha Jungkook'un kahveliklerine baktı. Sonra iki elini dibindeki yüzün çene ve boyun kısmının birleştiği yere koydu. Bu hareketi sürekli görüyordu ve yapmak da oldukça hoşuna gitmişti. Bunda Jungkook'un keskin çene hattının da payı vardı tabii.

''Başlayalım mı?''diye sordu kısa olan. Jungkook onaylarcasına bir mırıltı çıkardı ve biraz daha yaklaştı o aşık olduğu yüze.

Jimin dünün borcunu ödemek amacıyla ilk hamleyi yapmak istemişti. Bu yüzden yüzünü iyice öne atarak Jungkook'la burunlarını değmesini sağladı. Bir süre öyle durdular. Ve bundan ilk sıkılan Jungkook oldu.

Kafasını hafifçe yana eğdikten sonra
o çok sevdiği dolgun, pembe dudaklara dokundurdu kendi ince dudaklarını. Hareketsiz geçen bir dakikanın sonunda ilk harekete geçen kişi
Jimin oldu.

Jungkook'un üst dudağını kendi dudaklarıyla kavradıktan sonra dişleriyle kendine çekip öpmüştü.

Bundan gaz alan Jungkook da, hızla Jimin'in alt dudağını kavradı ve kendine hakim olmayıp biraz sert
bir şekilde ısırdı.

''Ah*!''

''Özür dilerim.''

Jimin bir şey demedi ve az önce inlemek için ayrıldığı dudaklara tekrar yapıştı. İkili öpüşürken az önce ısırılan alt dudağı acıyordu ama umursadığı pek söylenemezdi.

Onların bu tutkulu öpüşmesini bölen şey evde yankılanan zil sesiydi. Jimin aceleyle geri çekilirken kendisini bir anda sert zeminde poposunun üzerinde otururken bulmuştu.

''Ah! Popom!''

''Geliyorum!''diye bağırdıktan sonra hızla ayağa kalktı Jungkook. Fakat kapıya yönelmek yerine yerde oturan bedenin yanına eğilip onu kucağına almıştı. Jimin'in canının ne kadar kıymetli olduğunu biliyordu.

''Seni salona bırakıp kapıyı açacağım.''

Jimin kafasını onaylar bir biçimde salladıktan sonra bedeninin taşınmasına izin verdi.

Jimin'i salondaki koltuğa yavaşça bırakan Jungkook yumruklanan kapıyı açmaya gitti.

''Ya aç şu kapıyı! Nereden geliyon amına koyayım? Uzaydan mı?''

Jungkokk duyduğu sesle gözlerini devirdikten sonra nihayet ulaştığı kapıyı açtı ve kendisine küfür eden arkadaşının susmasını bekledi.

''Çok zor olmadı mı astronot bey?''

They're Just Friends(!)+18|Jikook|✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin