13

2.8K 200 39
                                    

''İlk defa aile yemeğimize Jimin de katıldı. Bunun altından bir anlam çıkarmalı mıyım?''diye sordu Bay Jeon. Yemeğe başlayalı on dakika falan olmuştu ve emekli albay olan Min Seo bütün zekasını kullanıyordu.

''Aslında ben de, daha doğrusu biz de  sizinle bu konu hakkında konuşmak istiyorduk, değil mi Min?''dedikten sonra Jimin'in masada duran elini tuttu. Jimin iyice gerilirken gülümsemeye çalıştı.

''Sizi dinliyoruz çocuklar.''

''Biz, bir süredir beraberiz.''

Jimin gözlerini kapatmış, Bay ve
Bayan Jeon'dan gelecek olan tepkiyi bekliyordu. Üzülmeyeceğine söz vermişti kendi kendine.

''Tebrik ederim Jungkook! Jimin'in senin için doğru bir insan olduğunu hepimiz biliyorduk.''diyerek söze atıldı Bayan Jeon. Bu söyledikleri Jimin'in gözlerinin şaşkınlıkla aralanmasına sebep olmuştu.

''Ben de SooJin ile aynı fikirdeyim.''

Jimin, iki büyük ebeveynin de onları onaylamasına oldukça sevinmişti. Bir dakika? Neden seviniyordu? Aralarındaki bu ilişki gerçek bile değildi. Bu yüzden yüzündeki gülümsemeyi küçülttü ve konuştu.

''Bizi onayladığınız için teşekkür ederim Büyükanne ve Büyükbaba Jeon. Torununuzu üzmeyeceğim.''

''Yoora bağırıp çağırmadığına göre biliyordu, ben de yeni öğrendim ve bu durumdan oldukça hoşnutum.''diyerek kendi fikrini belirtti Min Gyu. Sonra da herkes mutlu bir şekilde yemeğine devam etti. Yemekler bittiğinde Jimin ayaklanıp konuştu.

''Kusura bakmayın, benim gitmem gerekiyor, annemi evde yalnız bıraktım da içim rahat değil.''

''Senin annen Mina değil mi?''

''Evet Büyükbaba Jeon.''

''Onu neden çağırmadın yemeğe? Artık oğlum ve gelinimle dünür sayılırlar.''

Jimin gergince gülümsedikten sonra ne söyleyeceğini düşündü. Jungkook aile yemeği dediği için çağırmamıştı.

''Ben öyle söyledim dede. Yani şöyle Jimin beni arayıp akşam yemeğine davet etti. Ben de aile yemeği yiyeceğimizi söyledim.''

''Anladım...Anneni çağır evlat da iki özlem giderelim. Küçükken evimizden çıkmazlar idi.''

...

''Pişt!''

Jimin duyduğu sesle bakışlarını yanında oturan bedene çıkardı. Jungkook, yüzündeki kocaman gülümsemesiyle bakıyordu kendisine.

''Ne oldu?''diye fısıldadı onun gibi. Büyükler eskilerden bahsettiği için
ikisi de oldukça sıkılmıştı.

''Sıkılmadın mı?''

''Ne yapabiliriz ki?''

''Yaramazlık.''dedikten sonra elini Jimin'in bacağına yerleştirip sıktı.
Jimin yüzüne zoraki bir gülümseme yerleştirdikten sonra konuştu.

''Nasıl kaçacağız?''

''Uyuma taklidi yap. Kafanı omzuma koy ve ellerini koluma sar.''

Jimin olumlu anlamda mırıldandı. Ardından kafasını Jungkook'un omzuna yerleştirip iki kolunu da onun kaslı koluna sardı. Gözlerini de oldukça bayık bakacak şekilde ayarladı. Park Jimin cidden iyi bir oyuncuydu.

Göz ucuyla onları izleyen Büyükbaba Jeon, Jimin'in uykusunun geldiğini anlayınca hafifçe öksürüp konuştu.

''Jungkook oğlum, Jimin'in uykusu gelmiş. Haydi yatın siz.''

They're Just Friends(!)+18|Jikook|✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin