Ena:
Masadan kafamı kaldırıp gözlerimi araladım.
Doğru ya, uyuya kalmıştım. Burası kelebek köşkünde ki laboratuvardı. Nerdeylse tüm günümü burada geçiriyordum. Bir ümit, elimde bir şans olmadığı sürece Sanemi-kun'u ikna etmem imkansız. Eğer onu iyleştirmek istiyorsam elimde somut bir delil olmak zorunda...
Gerçi son görüşmemizde pek pek hoş ayrılmış sayılmayız ama... Neyse.
Ama yinede kabul edecek mi şüpheliyim... Anlatığı onca şeyden sonra...
Şeytan diyor ki bul ilacı, bağla şunu sandalyeye sonra zorla iğleştir. İntihar ediyor resmen!...
Derin bir iç geçirdim ve laboratuvarda deney yaptığım fareyi incelemeye gittim.
Günlerdir hastalığın sahte bir şekilde etkilerini gösterecek zehirler üretmeye çalışıyordum. Vücuttaki yaptığı etkilerin büyük bir çoğunluğunu fareler üstünde yapmıştım.
Bir tek göz yaşamasını sağlayamadım. Hastalığın gösterdiği belirtiler birbirlerine bağlı. Eğer birisini elde edemezsem ilacı bulmak benim için imkansız hale dönüşür.
Fareyi kontrol ederken göz yaşarmsının olduğunu umuyordum.
İşte, bu yapamadığım son belirti de oldu.
Harika! Ürettiğim ilaçları bu fare üstünde deniyebilirim. İşte asıl çalışma şimdi başlıyor.
Bu aşama en kolay kısmıydı . İlaç üretmek en zor kısmı olacak. Milyonlarca seçeneği eliyerek bir ilaç üretmeye çalışacağım.
Ama ilk önce odama çıkıp rahat bir şekilde uzanacağım ve haftalardır uykusuzluğumu gidereceğim. Sanrım bu ödüle hakettim.
Ama ondan önce giyuu'yu kontrol edeceğim. Odaya doğru merdivenleri çıkıp odanın kapısını araladım. Akşam olduğu için etrafın karanlığından bir şey göremiyordum. Giyuu'nun yattığı yatağın yanındaki şifonyerin üstünde gaz lambası vardı. Onu yaktım. Gaz lambasının yanında giyuu'nun gün gün raporunu tuttuğum bir not defteri vardı. Onu alıp giyuu'yu muayane ederken bir yandan da not alıyordum.
(Sanemi) - o kadar mı yorgunsun?
Duyduğum ses ile irkildim ve yanıma baktığımda sandalyede oturan Sanemi-kun görmemle sıçramam bir oldu.
(ena) - Sanemi-kun ne ara geldin? İnsan bir ses verir! Ödüm koptu!
Sanemi-kun kollarını bağlamış sandalyede otururken kıkırdayarak konuştu.
(Sanemi) - vay be! cidden görmemişsin beni. Çok yorgun olmalısın.
(ena) - senin gecenin bu saatinde burada ne işin var?
(Sanemi) - giyuu'yu gelip görmek istedim.
(ena) - (elindeki not defterine birşeyler not ederken ablayla güldü) Sanemi - kun güneş diye bir şey var bilyor musunuz? İnsanlar o doğduğunda yapması gereken işlerini yapar, gidecekleri yerlere giderler. Akşam olunca da evlerine çekilip istirahat ederler. Hayır bilmiyorsanız söyleyeyim dedim.
(Sanemi) - dedi ukulu gözlerle bakan ena.
O kadar mı kötü gözüküyorum?
(Sanemi) - ne o? Gören de bir yıldır uyumuyorsun zanneder.
Harbiden kötü gözüküyormuşum.
(ena) - B-ben... Benim işlerim var! Siz neden buradasınız peki gecenin bu saatinde?
(Sanemi) - ben de kedi gibi geceleri seviyorum diyeyim.
Göz devirdim ve derin bir iç geçirdim.
(ena) - ilk defa mı ziyarete geldin Giyuu'yu?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Demon Slayer 🍃Acı Hissedilmeyi Talep Eder 🍃 Sanemi x oc (DÜZENLENİYOR)
FanfictionSeninle baş başa kalmak hoşuma gidiyor. Seni mutlu edebilmek hoşuma gidiyor. Kendini bana teslim et. Çünkü sana ilaç olacağım. Seni bırakmayacağım. Seni sonsuza kadar sevmek istiyorum. Seni sonsuza kadar öpmek istiyorum. Seninle sonsuza kadar va...