Ena:
(Ena) - (derince iç geçirir) Aç bakalım ağzını ufaklık. Senden kocaman bir aaaaaa istiyorum.
Muayeneye küçük, sevimli bir erkek çocuğu gelmişti.
Çocuğun annesi endişeyle neyi olduğunu sordu. Ciddi bir şeyi yoktu. Sadece üşütmüş. Sıcak bir şeyler içince bir şeyinin kalmayacağını söyledim.
Hastalar sabah yoğun bir şekilde gelmişti. Öğlenden sonra genelde seyrek bir şekilde geliyorlar. son gelen hastanın raporunu tuttum ve yeni bir hastanın gelmesini beklemeye başladım. Laboratuvara inip çalışamam. Bugün hasta alma günüm.
Masama oturmuş pencereden öylece bakıyordum. Bir yandan da elimdeki kalemle oynuyordum.
Dün akşam olanlardan sonra biraz yorgunum. Hem bedenen hem ruhen.
Şu an ne yapıyor acaba?
Düşündükçe içimi sıkıntı basıyor! Hele ki dün olanlardan sonra çok utanmış hissediyorum.
Sabah onun evinde uyanmıştım ama evde değildi. Erkenden kalkıp gitmiş. Nereye gittiğini de bilmiyorum.
Ufffffff... kesin pişman oldu! Zaten dün de sohbet ederken pişmanlıktan felan bahsetmişti.
Ne kadar salağım! Böyle olabileceğini neden düşünemedim?! Resmen onu zorlamışım gibi oldu. Çok utanıyorum.
Ya bir daha yüzümü görmek istemezse?... Ya da daha kötüsü... YA TEDAVİYİ REDDEDERSE?!
Saçama salak konuşma ena!!! Sırf seninle görüşmek istemiyor diye tedaviyi reddedecek değil herhalde. Hem neden yüzünü görmek istemesin ki? ... Daha tedaviyi kabul etmedi gerizekalı! Ne kendi kendine gelin güvey oluyorsun?! Hayır! Ne olursa olsun, tedaviyi bulacağım ve onu iyleştireceğim! Masaya yatırıp bağlamak zorunda kalsam bile... Hatta bayıltmam gerekse bile! Tedaviyi bunacağım ve uygulayacağım.
YA SEVE SEVE YA Sİ-... tamam gaza gelip Saçama sapan laflar etme.
Bu zamandaki kadınları bir süre inceledim hepsi ne kadar da nayif ve kibarlar. Benim geldiğim zamanda ettiğim laflar ve yaptığım hareketler çok göze batmıyordu ama bu zamanda çok batıyor... Hanım hanımcık ol... Kibarcık ol... Her ne kadar doğana aykırı düşsede bunu yap. Deli damgası felan yemek istemiyorum. Bazen bana mantıklı gelen ama kimseye mantıklı gelemeyecek laflar edince millet dönüp bana bakıyor... Çok utanç verici.
Bir saniye... Ben bu konuya nasıl geldim? Ufffff kafamın içini toparlayamıyorum. İnsan ilişkileri çok zor. Annem bana asosyal deyip durdu. Hiç haksız değilmiş. İş insanlarla ilişki kurmaya girince çok fena dağılıyorum.
Sanemi-kun'u bir daha göremiyecek miyim? Ağlamak istiyorum şu an!
Evde kalıp o gelene kadar beklese miydim acaba? Yüzleşme fırsatım olurdu... Hayır olmaz, öyle yapsaydım çok gurursuzca olurdu. Hem geçmiş geçmişte kaldı artık. Ne yaptıysam o.
Şikayet edip durma! sevmediğim hareketler sergileme! Dışarıdan kendime baksaydım muhtemel sağlam bir tokat yapıştırırım kendime.
Sanki bir dakikadır nefes almıyormuşum gibi iç geçirdim ve sıkıntıyla oturduğum sandalyede kafamı geriye atıp kollarımı birbirine kenetledim. Bir anda Kapım çalınca dağınık pozumu düzeltim. Çaldıktan hemen sonra kapı aralandı be giren kişiyi görür görmez şaşkınlığıma engel olamadım.
(Ena) - Sanemi-kun!
(Sanemi) - Girebilir miyim? (kapıyı kapatır)
(Ena) - Şu an içerdesin zaten.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Demon Slayer 🍃Acı Hissedilmeyi Talep Eder 🍃 Sanemi x oc (DÜZENLENİYOR)
FanfictionSeninle baş başa kalmak hoşuma gidiyor. Seni mutlu edebilmek hoşuma gidiyor. Kendini bana teslim et. Çünkü sana ilaç olacağım. Seni bırakmayacağım. Seni sonsuza kadar sevmek istiyorum. Seni sonsuza kadar öpmek istiyorum. Seninle sonsuza kadar va...