Dir En Grey - Oboro
Birkaç gündür stüdyoya uğramıyordum. Önünden bile geçmiyorum. İçimden gelmiyordu. Haru'nun doğum gününde olanlar yüzünden moralim aşırı bozuktu ve hepsine sinirliydim. Özellikle de Ruki'ye. Onun yüzünü gördüğüm yerde dağıtacaktım ama şansa bak ki o günden beri karşıma bile çıkmıyordu.
Ruki'nin umrunda değildik. Partide gördüğüm o yabancı çocukla takılıyordu işte, onu tanıyordum. Ruki aşık olunca gözü döner, etrafında olan biten diğer hiçbir şey umrunda olmazdı. O böyleydi, hep böyle olmuştu. Bu yüzden doğum gününde çıkıp şarkı söylemememiz ona basit gelmişti ama gözünü bir açsa öyle olmadığını görecekti.
"Yeonjun!" Kafamı hafifçe uzatıp yanıma oturan Yuta'ya baktım. "Maslow ağzımıza sıçtı." dedi ciddiyetle. Doğruldum, ona döndüm.
"Nasıl ağzınıza sıçtı?"
"Haru'nun doğum günü partisi yüzünden Huening'i ve diğerlerini baya bir azarladı. Utanmıyor musunuz yas tutmanız gereken yerde çocuğu bu şekilde anmaya diye. Sizin hiç saygınız yok mu anne babanız öğretmedi mi falan dedi. Bağırdı çağırdı bir an sıra dayağı atacak sanmıştım neyse ki atmadı ama o dereceye geldi yani."
"Huening ne dedi? Ruki de orada mıydı? Sana bir şey demedi mi?"
"Ruki yoktu ama sürekli takıldığı o çocuk varya o oradaydı. Huening haklısın falan dedi anlamış gibiydi hatasını. Bence şimdi ağır vicdan azabı çekiyordur."
Keyifle sırıttım. "Ben demiştim." Kolumu sıraya uzatıp tekrardan üstüne yattım.
Maslow Maslow'luğunu yapmıştı işte. Bunlar başka türlü akıllanmazdı. Keşke dayakta atsaydı o zaman görürlerdi günlerini.
Sıranın altından ayağına vurdum. "Sana bir şey demedi mi oğlum?"
Sıkıntıyla baktı. "Dedi. Sen niye gittin dedi."
"Ne dedin?"
"Yeonjun çağırdı dedim."
"Ne?" Hızla doğrulup yakasından tuttum. "Niye yalan söylüyorsun lan?!"
Geriye çekilip ellerimi ittirdi. Üstünü başını düzeltirken, "Soobin zaten foyamı ortaya çıkardı kızma boşuna."
Soobin mi? Merak ettiğimi belli etmemeye çalıştım. "O niye oradaydı ki?"
Yuta kaşlarını çatarak baktı. "Yeonjun alışsan iyi edersin çünkü artık o bizim olduğumuz her yerde. Anlıyor musun? Ondan nefret etmeyi bırak."
Gözlerimi devirdim. Kimden nefret edip etmeyeceğimi Yuta'dan öğrenecek değildim. Elbette ederdim. Haru'nun yerini almaya çalışan birisine ve onu daha önceden tanıdığını söyleyip derin bir geçmişleri olmuş gibi konuşan birisine karşı nasıl nefretsiz kalabilirdim ki? Ben doğruyu yapıyordum.
Soobin'in Yuta'nın foyasını nasıl ortaya çıkardığını bilmek istiyordum ama üstelemedim. İlgili görünmek hoşuma gitmezdi bu yüzden bıraktım kendisi anlatsın. O'da anlatmadı. Merakımla öylece kaldım.
Zil çalınca Yuta çıkıp kendi sınıfına gitti. Mark bugün okula gelmemiş ona üzülüyormuş. Görüşüp takıldığı başka bir çocuk var dedi, adını hatırlamıyorum. Aklında dönen tek şey buymuş ve kendisini derse veremiyormuş. Ya ben dedim kendi kendime. Ben çok mu farklıyım? Soobin ve Haru'nun arasında eskiden ne olduğunu bilmeden gözümü kapatıp rahatça uyumak çok zor. Soobin'i onunla düşünmek, birlikte yanyana bile getirip bir şeyler yaptıklarını düşünmek acı veriyor. Biliyorum, Haru öldü ama anıları hala yaşıyor ve ben bu anıların altında ezilip kalacağımı biliyorum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ayaktakımı | yeonbin
Fanfiction"Kaç kez hükmettim sana düşlerimde." başlangıç: 17/07/2022 bitiş: 30/01/2024