son şans (FİNAL)

549 60 59
                                    

Bu bizim son şansımız. Hata yapma gibi bir lüksümüz yok. Haftalarca çalıştık. Kendimizi yıprattık. Kavgalarımızın tek nedeni. Birbirimiz düşmanı değiliz biz, onların düşmanıyız. Artık sadece sıradan bir müzik yarışması değil. Aslında, hiçbir zaman da öyle olmamıştı.

Punk Rock. Ruhumuzun gıdası. Sahnedeki havamız bile bir başka. Çaldığımız şarkılar yaz günü güneş batarken arkadaşlarınla pistte kaydığını kaykay tadında. Çimlerin üzerinde yiyişen çiftler, sürekli hata yapan acemiler, herkese hava atan pistin tozunu alanlar ve daha niceleri...Bizim müziğimiz böyle.

Bir şarkı var. Haru yazdı. Aylarca çaldık, söyledik. Herkesin dilindeydik. Bu şarkı asla eskimez. Biz unutuluruz ama şarkı unutulmaz. Bizi anlatıyor. Bizim duygularımızı. Grubumuzun ruhunu. Dört yıl boyuncaki bizi. Bu şarkı, yarışmayı bize kazandıran şarkı: Loser=Lover.

Şimdi tekrar sahnedeyiz. Farklı bir şarkıyla. Sözlerini biliyorum. Ben yazmadım ama çok seviyorum. O yazdı. Soobin. Kime yazdı bilmiyorum. Dinlemekten asla bıkmayacağım. Şarkı tıpkı Loser=Lover gibi. Bize bu yarışmayı kazandıracağından adım kadar eminim. Soobin bu şarkıya Lovesong ismini verdi.

"Soobin," dedim endişeyle. "Bunun iyi bir fikir olduğunu düşünmüyorum."

"Bende." dediğinde kaşlarımı çattım.

"O zaman neden söyledin?" Endişeliydim. Dante ile kazanan takıma ceza verme anlaşması doğru gelmiyordu ama bu yarışmayı daha kışkırtıcı yapacaktı.

Sıkıntıyla nefes verdi. "Bilmiyorum Yeonjun. Gaza geldim."

"Siktir ya! Ne yapacağız?" Sinirle ayağımı yere vurduğunda kolumdan tutup beni kendisine çekti.

"Ne demek ne yapacağız Yeonjun? Kazanacağız!"

"Soobin," İstemeye istemeye söyledim ona. "Ya kazanamazsak?"

Dudaklarını birbirine bastırdı. "Etekleri giyeceğiz."

Dudağım kıvrıldı. "Bana hava hoş." Soobin'in gözleri hemen alt taraflarıma kaydı.

"Seni kimsenin etekli görmesini istemiyorum." Düşündüğü şey kendisinin de etek giyecek olması değil de benim bacaklarımın etekle ortaya çıkacak olmasıydı. Tam anlamıyla bir deliydi!

Ellerimi ensesine atıp tutundum. Merdivenlerin altındaki boşluktaydık. Burada kimse yoktu ve daha sıranın bize gelmesine zaman vardı.

"Bu sana ödül olur Soobin."

Kaşlarını çattı. "O ödülü ben yatak odamda da alırım senden." Göz kırptı. Yarım ağız sırıttı. Hoşuma gitti.

"Sende etek giyeceksin?"

Omuz silkti. "Kim bana niye baksın? Benim canımı sıkan şey sana bakacak olmaları."

Şüpheyle ona baktım. "Okuldaki kızlar sana aşık." Alınlarımızı birbirine değdirdi. "Hiçbiri umrumda değil Yeonjun. Tek umursadığım sensin. Bu yüzden, kazanalım ve eteği onlar giysin." Başımı usulca salladım. Soobin isterse onun için etek giyerdim. Hatta isterse hiçbir şey bile giymeyebilirdim.

"Uruha etek giymeyi kendine yediremez." Başımla onayladım onu. "Toplumun kalıplarını yıkmaya çalışan sadece benim."

Soobin yavaşça gözlerini kapatıp bana yaklaşırken heyecanlandım. "Gitmeden önce öpmek istiyorum seni."

Bunu der demez dudaklarına yapıştım. Gözlerini kapattı, gözlerimi kapattım. Birbirimizi yavaşça öpmeye başladık. Alt dudağımı dudakları arasında ezerken bana verdiği bu hissin yükselmesiyle ensesinden kendime çektim onu. Yavaş ve iyi. Tüm öpüşlerin aksine bu çok güzel hissettiriyordu. Onunla gizlice bir yerlerde öpüşmek, Soobin'i öpmek, onunla öpüşmek...

ayaktakımı | yeonbinHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin