Where'd All the Time Go? - Dr. Dog
Neden bunu yaşamaya devam ediyordum? Neden acı çeken hep ben oluyordum? Gözlerim kızardı. Ağlamamak için, Yuta'ya bir şeyler belli etmemek için kendimi kastım. Gözyaşlarımı tuttum.
Yuta'yla birbirimize baktık. Onun da gözlerinden ne kadar endişe duyduğunu anlıyordum. Benim aksime o daha tepki gösterebilir bir haldeydi.
"Yürü." dedi emir verir bir tonda. "Soobin'i bulmamız lazım."
İnsanların arasından tekrardan geçtiğinde son kez arkama dönüp fotoğrafa baktım. Ben görmeye dayanamadıkça iyice gözüme sokuyordu. Bir hışımla fotoğrafı panodan çekip çıkarttım. Avucumda buruşturup cebime attım. Yuta'nın peşinden koşar adımlarla ilerlerken hala tüm gözler bizdeydi.
Ayaktakımı.
Akla gelecek tek bir isim vardı: Uruha.
Bizimle uğraşmaya devam ediyorlardı ama bu sefer Soobin'i ve Haru'yu hedef almışlardı.
Bize ismimizle seslenmeyen, sonradan görme ve amatör diyerek aşağılayan, köle olduğumuzu düşünen yine de bizi rakip gören Dante'nin hitabı bu şekildeydi. Last Emo Kids demezdi onun için ayaktakımından başka bir şey değildik. Çok da sikimdeydi sanki. Bilerek yapıyordu. Takmadığımızı biliyordu ona rağmen böyle demeye devam ediyordu.
Yuta önden ben arkadan stüdyoya girdik. Soobin burada yoktu.
"Nerede olabilir?"
Omuz silktim. "Bilmiyorum." Durdum. Dün gece beni ekip nereye gitmişti ve hala ortalıkta yoktu. "Bırak aramayalım Yuta. Gelip kendisi görsün. Hem baksana çok umrunda gibi de durmuyor."
Kaşlarını çattı. "O ne demek şimdi Yeonjun?"
"Fotoğrafı bana atmıştı. Sende gördün bende. Bize nasıl güvenip paylaştı ki? Ya bunu yapan biz olsaydık? Çok düşüncesiz birisi. Bırakalım cezasını çeksin."
Yuta anlamayarak baktı. "Yeonjun ne dediğinin farkında mısın? Biz bir grubuz. Eğer aramızdan birisine bir şey olursa hep birlikte halletmeye çalışırız. Tıpkı geçen gün sana olduğu gibi."
Gözlerimi devirdim. "Tek buldular dövdüler bitti gitti işte. İntikam mı aldık sanki? Bak deli gibi uğraşmaya devam ediyorlar."
Yuta birkaç adımda yanıma geldi. "İntikam almadığımızı mı sanıyorsun?" Oldukça gururluydu.
"Ne?"
Sırıttı. "Dün Soobin, Huening, Ruki ve ben Dante'nin stüdyosunu bastık."
Gözlerim kocaman açıldı. Yutkunamadım.
"Ruki'nin planıydı. Akşam haber verdi herkese. Hayır demedik. Sonraya bırakma gibi bir ihtimalimizde olamazdı bu yüzden gittik, intikamını aldık ve geldik." dedi.
"Yuta sen ciddi misin?"
Heyecanlı heyecanlı anlatmaya devam etti. "Soobin bir dövdü hepsini varya görmen lazımdı. O kaslı kollarını boşuna yapmamış Beomgyu'nun üzerinde iyi kullandı."
Şaşkınlık içindeydim. Soobin Beomgyu'yu dövmüştü. Dün gece yanıma gelmeme sebebi buydu demek.
"Biz stüdyodan çıkarken Soobin Beomgyu'ya 'Saçların gibi her yerini morartmamı istemiyorsan Yeonjun'dan uzak duracaksın.' dedi. Aşırı iyiydi. Offf!"
İster istemez gülümsedim. Ben dün gece ekildim diye ağlarken Soobin benim intikamımı almak ve tek olmadığımı göstermek için oradaydı. Arkadaşlarımla birlikte. Herkes benim için oradaydı.
"Neyse." Yuta yanımdan geçip kapıya doğru gitti. "Anlayacağın bu savaş hiç bitmeyecek. O yüzden şimdi Soobin'i bulmamız lazım."
Ard arda stüdyodan çıktık. Ben yüzümdeki aptal gülümsememi silemiyordum. Yol boyu sırıtıp durdum. Gerçekten yanımdaydı. Diğerleri gibi değildi. Haru gibi değildi. Daha dün öğrenmişti ve akşamına intikam için gitmişti. Soobin beni delirtecekti.
"Derste olabilir mi?"
Hafif yağmurlu havaya baktım. Saat dokuz olmak üzereydi ve biz şimdiden ilk dersi kaçırmıştık.
"Ara." dedim aniden. "Ara neredeymiş öğrenelim."
Yuta Soobin'i aradı. İki kez çaldı ama açmadı. Son çalışında Soobin telefonu açtı, hoparlörde, ben de duyuyorum ne dediğini. Nerede olduğunu sordu Yuta, hiçbir seyden bahsetmeden.
"Evdeyim, yatıyordum. Ne oldu sabah sabah?"
"Hiçbir şey yok Soobin. Sadece bugün biraz erken prova yapacağız dersin kaçta biter?" dedi Yuta yalan söyleyerek.
Soobin yeni uyanmış hırıltılı sesiyle "Bugün dersim yok." dedi. İçimde bir şeyler kıpırdadı.
Evi neredeydi?
"Tamam o zaman ben sana saati mesaj atarım gelirsin. Görüşürüz."
Yuta telefonu kapattı. Birbirimize baktık. Ben kendi düşüncelerim içinde boğulurken yanaklarımın kızardığını hissettim. "Evi nerede?"
Kaşlarını çattı. "Bırak şimdi. Ortalığı karıştırmaya gerek yok. Yürü derse gidelim." Kolumdan çekti ama ben geriye çekildim.
"Biliyor musun adresini Yuta?"
"Evine mi gidip söyleyeceksin? Bırak artık Soobin'in peşini Yeonjun. Haru ile sevgili olsalar bile artık Haru yok. Üstelik ona da benzemiyor. Gidip sabah sabah başını şişirme çocuğun. Hem ne dedim sana, dün senin için Beomgyu'nun ağzına sıçtı."
Gözlerimi devirdim. Amma da çok konuşuyordu Yuta.
"Tamam. Sen derse git." dedim pes ederek. "Benim küçük bir işim var." Onu bırakıp hızla giderken arkamdan bağırdı. "Soobin'e gidip zırvalık yapma!"
Soobin'e gidecektim ama zırvalık yapmaya değil.
merhaba!
ben valjie.
arayı çok açmamaya çalışıyoruumm
üniversiteye, yurda geri döndüm :(
bu bölümü de yurtta düzenledim. evde olsam net bitirmiştim. kendime ait bir alan yaratamadığım zaman yazmak benim için çok zor oluyor.
çok geciktirmeden diğer bölümü yazmak için koyulmak istiyorum.
kendinize iyi bakiinnnn <<333
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ayaktakımı | yeonbin
Fanfiction"Kaç kez hükmettim sana düşlerimde." başlangıç: 17/07/2022 bitiş: 30/01/2024