jxdn - beautiful boy
Yumuşak dudakları arasında alt dudağımı ezdi. Yavaşça öpüyordu, canımı acıtmadan bir kuşa dokunur gibiydi dudakları. Öpüşünde kaybettim kendimi. Arzuladığım dudakları beni saatlerce öpmesine izin verecek kadar güzeldi.
Bendeki et parçasını, kıskaç gibi yakaladığı dudağımı emdi, gözleri kapalı, elleri kulaklarımla yanağımın arasındaki boşlukta, alınlarımız birbirine dayalı hiç bitmesin dermişçesine öpüyordu. Ne nefes alabildim ne de yutkunabildim.
Hızlı nefeslerimiz karıştı birbirine. İkimizde heyecanlıydık. Sonrasını ya da öncesini düşünmüyordum. Sadece istiyordum. Onu bilmiyordum ama o beni kollarına düşüp bayılmama neden olacak yavaşlıkta öpüyordu.
En dibe dişlerini geçirdi, kendisine doğru çekti alt dudağımı, canım acıdı ama umrumda değildi. Hoşuma gitmişti. Beni öpmesi, öpmek istemesi ya da dudaklarımı düşünmesi daha çok heyecanlandırıyordu.
Gözlerini açmadan geri çekildi. "Siktir!"
Kaşlarımı çattım. "Ne?"
Gözlerini araladı. Önce dudaklarıma sonra da gözlerime baktı. Yüzündeki ifadeden pişman olduğunu anladım. Tek kelime dahi etmeden ellerini yüzümden çektiği gibi arkasına bile bakmadan yanımdan ayrıldı. Gitti. Sanki onu öpen benmişim gibi bırakıp gitti.
Ağzımı açıp da tek kelime edemedim. Neden beni öptükten sonra böyle bir tepki verdiğini soramadım. Sadece gidişini izleyebildim. O sokağı dönüp göz önünden ayrılana kadar dolu gözlerimle arkasından baktım.
Çok kötü hissettirmişti. Yere çöküp ağlamak isteyecek kadar kötü hissettirmişti.
-
Bütün gece uyuyamadım. Aklımda Soobin, parmaklarım dudaklarımda. Alt dudağım karıncalanıp dururken gözlerimi kapatmak çok zor. Onu düşünüyorum. Görmek bile istemediğim oğlanın beni öperkenki halini düşünüyorum. Gözlerim kapandığında bana tekrardan yaklaşıyor, yavaşça, nefesim kesiliyor. Burada, yanımda, karşımda bile değil ama yine de heyecandan nefes bile alamıyorum. Dudaklarının benimkilere değdiği anı sürekli başa sarıyorum. Unutamıyorum çünkü aklımdan bir saniye bile çıkmıyor.
Kendimi kötü hissetsem bile bütün gece bunu yapmaya devam ettim. Beni öylece arkasında bırakıp gitmesi birkaç saat ağlattı, aynada şişen ve kırmızılaşan gözlerimi görünce sustum. Dudaklarıma kaydı gözlerim. Dudaklarımı görmüştü. Tatmıştı. Birbirimize her şeyden daha yakındık. Düşündükçe deli oldum. Hoşuma gitmişti. Soobin'in beni öpmesini sevmiştim.
Ertesi gün Ruki herkesi stüdyoya çağırdığında gelmedi. İşi varmış. Yalancı. İnanmadım. Beni görmek istemiyordu işte. Pişman olmuştu. Bunu duyunca ağlamak istedim. Benim yüzümdendi ama öpen o'ydu. Kafamı sikiyim. Dolu gözlerimi Ruki'den ve Yuta'dan saklamak için tuvalete koştum. Kabinlerden birisine girip sessizce gözyaşlarımı akıttım. Mahvediyordu. Soobin beni, grubu, her şeyi mahvediyordu.
"Yeonjun iyi misin?" Gözlerimi silip birkaç saniye bekledim. "İyiyim Yuta çok sıkışmıştım."
Kapıyı açıp kabinden çıktım. Bana baktı. Yüzümde gezindi gözleri. "Ağladın mı sen?" Siktir! Neden her seferinde ağladığım bu kadar belli oluyordu? Neden saklayamıyordum?
Kafamı iki yana salladım. "Alerji."
İnanmadı. Sırıttı. "Siktir git Yeonjun alerji olmadığını bilecek kadar iyi tanıyorum seni. Neden ağladın?"
"Yuta ağlamadım."
"Gözlerinden belli oğlum neye ağladığını söyle işte." Yaklaşıp elleriyle yanaklarımdan tuttu. "Bak, gözlerin hala kırmızı ve dolu, dudakların kurumuş, nasıl hala 'ağlomodom' diyebiliyorsun? Kör müyüm ben?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ayaktakımı | yeonbin
Fanfiction"Kaç kez hükmettim sana düşlerimde." başlangıç: 17/07/2022 bitiş: 30/01/2024