her şey başladığı yerde

816 81 40
                                    

Rosemary- Deftones

3 Hafta Sonra

Ne hissettiğimi nasıl hissettiğimi bilmiyorum. Yaşama bir şekilde bir yerlerden tutunmaya çalışıyorum. Tam diyorum oldu bu sefer, her şey yolunda başka bir şey patlak veriyor, kendimi verdiğim her şeyden geri çekiyorum. Fevriyim. Hemen karar veriyorum. Bir kez bile durup düşünmek benim lügatımda yok. Verdiğim kararları değiştirmek isteyince de pişman oluyorum. Kanı hızlı akıyor belki ama harekete geçmem hepsinden hızlı. Çabuk etkileniyorum. Bir söz, bir hareket beni günlerce düşündürüyor. Kendimi kapatıyorum ve sığınağıma kitliyorum.

Şimdi de böyle bir an yaşarken bile bunları hissettiğimi ve hissedeceğimi biliyorum ama şu an da sadece yaşıyorum.

"Yeonjun, baban arıyor." Yuta telefonunu bana uzattı. Göz ucuyla ona bakıp gözlerimi devirdim. "Açmayacak mısın?"

"Hayır."

Boynuma astığım gitarımı çıkarıp yerine bıraktım. Mola vermiştik. Bugün prova için son gündü ve hepimiz ilkmis gibi heyecanlıydık. Aramız düzelmemişti hatta günlerce stüdyoda Ruki'nin üzerine gitmiş, birbirimizi yemiş ve ağıza alınmayacak şeyler söylemiştik. Ama işte, tilki yine kürkçü dükkanındaydı.

Yuta peşimden geldi. "Sabahtan beri arayıp mesaj atıyor bari bir kelime bir şey yaz adama. Merak ediyordur seni."

Yuta'ya 'sen ciddi misin' der gibi baktım. Zır zır çalan telefonunu elime tutuşturduğunda ekrana uzunca bir süre baktım. Açmak istemiyordum. Gönlümü almaya çalışacaktı ama hiçbir şey düzelmeyecekti. Kendince yaptığı ebeveyn şakalarının beni ne kadar etkilediği umrunda değildi. Onun için söylediği her şey birer şakaydı çünkü.

Telefonu açmadım. Zorla konuşacak ya da onun dediklerini dinleyecek değildim. Yuta'ya babamı engellemesini söyledim. O'da istemese bile dediğimi yaptı. Birkaç saat daha çalışmalarımız devam etti. Kimse kavga etmedi. Birbirine laf atan olmadı. Alttan alttan imalar yapılmadı. Kazanmak için bir araya getirilmiş grup üyelerinden başka bir şey değildik. Biz artık arkadaş grubu değildik.

Yarın her şey bitiyordu. Lisenin son yarışması, bizim son sahnemiz. Bir daha şarkı söylemek için bir araya gelmeyeceğiz. Biz bitirdik. Haru bitirdi. Gittiğinden beri bir daha eskisi gibi olamadık, düzelemedik. O ruhu kaybettik, kendisiyle birlikte alıp götürdü. Kimse toparlayamadı bizi. Ve şimdi birbirimizle olmanın son anlarını yaşarken aklımda bir daha bir araya gelmeyeceğiz düşüncesi var.

Huening sadece birkaç dakika önce yanımıza geldi. Kafeden kazandığı paradan şikayetçi. Kendisine kalmayacak diye ödü kopuyor ve hissediyorum, üniversite ile ilgili söylediğim şeyler onu çok kırdı. Gerçeği benim ladar hızlı kabullenemiyor bu yüzden çok fazla kırılıyor. Onu çağırdım çünkü bir daha bir araya gelmeyeceğiz. Bu son.

"Beomgyu'nun parmaklarını ben kırdım." Soobin beklenmedik ve ani itirafıyla herkesi şaşkına uğratırken ben bunu bilmenin keyfiyle baktım ona.

Ruki kaşlarını çattı. Kızgın görünüyordu. Ne için? "Neden yaptın?" Soobin'e sitem eden sesi yüksekti.

İşte başlıyoruz.

Soobin omuz silkti. "Sizi ilgilendirmez."

Dışarıdayız. Hava almak için çıktık ama kendimizi bir anda otoparkta bulduk. Elimizde içki şişeleri. Soobin ve Ruki sigara içiyor.

Ruki sindiremedi. "Nasıl beni ilgilendirmez Soobin? Hem sen bunu nasıl yapabildin ona? Beomgyu senin eski dostun?"

Soobin elindeki izmariti yere atıp ayağıyla ezdi. "Sikerler," Bendeki şişeye uzandı ve içmeden önce, "adı üstünde eski dostum." dedi.

ayaktakımı | yeonbinHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin