the HIATUS - Ghost In The Rain
Bu grup kurulduğundan beri en çok okulun öğrencilerinden hakaret yemiştik. Bize demediklerini bırakmamışlar, sürekli dalga geçip durmuşlardı. Ne zaman yarışmayı kazandık o zaman hepsi sustu. Ama o zamana kadar da ruhsal olarak girip çıkmadığımız hiçbir çöküntü kalmadı.
Buna rağmen pes etmedik. Edemezdik. Bu yola çıkış nedenimiz belliydi. Amacımız, hayalimiz vardı. Gerçekleştirdik mi? Gerçekleştirdik. Artık sorun yok mu? VAR. Daha büyük sorunlar var. Altından kalkamayacağım sorunlar.
İlk olarak üzerimize düşen çok büyük bir sorumluluk var. Çünkü ünümüz neredeyse bütün liselerde yayıldı. Ruki'yi yolda durdurup fotoğraf çekilen insanlar gördüm. Yuta sosyal medyadan sürekli iltifatlar aldığını, canlı yayınlarda bir şeyler çalmasını istediklerini söyledi. Bu sorumluluğu yerine getirebilmek bile güç istiyor. Herkes beklenti içinde. Beklentiyi karşılayamayacağımızın düşüncesi beni mahvediyor.
İkinci olarak bir araya gelmek, eski ruha sahip olmak daha zor. Hâlâ Haru'suz olmayacağını düşünsem de onlara belli etmiyorum. Böyle düşündüğümü bilmeleri bizi tamamen bitirir. Grupta kalmak, çalmak istiyorum ama bu şekilde ilerlemek istemiyorum.
Kafamı dağıtmak için rastgele yazdığım şarkı taslağını hiç düşünmeden silip attım. Gözlerim yeni açılan bembeyaz sayfadaydı. Tekrardan yazacaktım. Hep yaptığım gibi. Sürekli başa sarıyordum. Açtığım sayfaya hiçbir şey yazamadım. Aklıma gelen tek kelime yoktu. İlham yoktu. Onun gibi olamazdım. Haru kadar canım yanmıyordu ya da ben onun kadar dramatik değildim.
Sandalyemi geriye itip ayaklandım. Akşam çıkardığım pantolonumu kirli sepetinden çıkarıp ceplerini karıştırdım. Soobin'in kağıdını tamamen unutmuştum! Buruşmuş kağıdı alıp pantolonu aynı yere fırlattım. Kulağımda Elvis Presley- Can't Help Falling in Love elimde Soobin'in sözleri. Okumak için açtım ama sayfanın üstünde yazan yazı anında gözlerimi doldurdu.
"Tanrının aldığı güzel çocuğa."
Haru'ya yazmıştı. Yüzüm düştü. Birbirlerine şarkı yazacak kadar aşıklardı. Onların arasına kimse girmemişti ya, hep birlikteydiler belki de. Kaç yıl çıkmışlardı? Deli gibi merak ettim. Merakımla da kalacaktım. Gidip soracak halim yoktu.
Okumaya çekindim. Emin olamadım ama Ruki okumuştu. En başta kağıdı getiren o değil miydi, okumuştu işte. Bir sorun olmazdı. Hem Soobin ne yazabilir ki? Onun acısı da şarkılara konu olacak kadar derin değildir.
Fısıltılar kulağımda,
Birisi bir şarkı söylüyor.
'Geceler eskisi gibi olacak mı?
Hatıralar beni bırakacak mı?'
Sol gözümden süzülen bir damla yaş,
bir daha düşmeyecek.Bu son
Dönme geriye
Mavi ve siyahlar karıştı birbirine,
rüzgar bile giremedi içine.Daha fazla okuyamadım. Gerçek gibi gelmedi. Onun yazdığını düşünmek kalbimin sıkışmasına neden oldu. Kağıdı masamın üzerine bırakıp arkama yaslandım. Nefes almak zordu, o yokken ama sözleri buradayken ve kalbimi zorlarken kendimde kalmak zordu.
Kalbimin bir motor gibi hızlanan sesini duyuyor, onu duydukça daha da heyecanlanıyordum. Unutamıyordum. Gözlerim her kapandığında aklıma geliyordu. O geliyordu, yabancı, Soobin, Last Emo Kids'in yeni solisti, Haru değil. Gözlerimin ardından kayboluşu hızlı olmuştu ama onu kazanmaya çalışmak beni hiç olmadığı kadar yormuştu.
Sandalyeden kalkıp ayaklandım. Aynamın önüne gittim, dibine kadar girdim. Gözlerim yavaş yavaş yüzüme tırmandı. Bakmaya çekiniyor, korkuyordum. Soobin'in beni yazmış olması kalbime taşıyamayacağı bir yükü yüklüyordu. Altından kalkamazdım, ezilirdim ben.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ayaktakımı | yeonbin
Fanfic"Kaç kez hükmettim sana düşlerimde." başlangıç: 17/07/2022 bitiş: 30/01/2024