HYDE - Who's Gonna Save Us
One Ok Rock - So Far Gone
"Denizaltı'nda sahne alacağız."
Yuta'nın telefonda büyükannesine söylediği cümle kendimi kötü hissetmeme neden oldu. Ölmeden önce Haru'nun en büyük sevinci buydu.
Denizaltı'nda sahneye çıkmak her yiğidin harcı değildi. Gözümüzde büyüttüğümüz ve içimizde umudunu yeşerttiğimiz Denizaltı, şimdi gözümde hiçbir şeydi. Daha iyisini yapıyorduk çünkü. Daha iyi mekanlarda çalıyor, daha çok para alıyorduk. Denizaltı sadece bir maziydi.
Hep böyle olmaz mı zaten? Daha iyisi gelene kadar bizim için en iyisi olan şey, daha iyisi geldiğinde gözümüzde küçülür, yok olur. Sanki hiç varolmamışçasına. Sanki bizi ondan daha iyisine götüren, bizi daha iyisine bağlayan şey o değilmiş gibi.
"Yeonjun!" Yuta son kez bana seslendiğine kendime gelip ona döndüm.
"Efendim?" Sakindim, sessiz.
"Noldu bir daldın gittin?" Büyükannesiyle konuşması bitmişti. İkimiz kulisteydik. Ruki, Huening ile mekanda takılıyordu ve Soobin nerede hiç bilmiyordum.
"Yoo dalmadım." Yalan söyledim. Halim ortadaydı.
Onu düşünüyordum çünkü. Bana anlattıklarını. Soobin her cümlesinde doğruydu. Haru onu kopyalıyordu. Haru benden nefret ediyordu. Eğer Soobin'in beni sevdiğini bilseydi beni de ondan çalmaya çalışacaktı. Tıpkı hayatındaki her şeyi çaldığı gibi.
Ölmüş birisi gerçekleri kanıtlayamazdı. Soobin'e inanmaktan başka çarem yoktu. Her şey bu kadar gün yüzündeyken hâlâ Haru'yu seçmem ne kadar doğru olurdu ki?
Yuta tabii ki bana inanmadı. "Bir şey olmuş sana." Gözlerimiz birbirini buldu. "Olmadı. İyiyim. Heyecanlandım sadece."
"Yok yok başka bir şey var."
Ofladım. Peşimi bırakmayacaktı.
"Yeonjun, hani birbirimize her şeyi anlatacağımıza söz vermiştik?" Sitem eder gibiydi sesi.
Haklıydı. O benim dostumdu. Hem söz vermiştik gerçekten de. Tekrar aynı olayı yaşamamak için birbirimizin yanında olmamız lazımdı.
İç çektim. Ona güveniyordum. "Yuta eğer Haru bizim bildiğimiz gibi birisi değilse, onu yine de sever miydin?"
Kaşlarını çattı. "Ölmüş gitmiş birisinden neden nefret ediyim ki? Hem o benim kardeşimdi."
Kafamı salladım. Kardeşimizdi, ne kadar? O da bizim için aynısını der miydi? Bana yalan bile olsa sevdiğini söyler miydi?
"Peki ya onun da yaşarken senden nefret ettiğini öğrensen?"
Yuta oturduğu yerden kalkıp yanıma geldi. Elini dizime koydu. Endişeli bakışları üzerimdeydi. "Ne oldu Yeonjun? Anlat bana."
Hafif aralık kapı titredi, Yuta fark etmedi.
"Bir şey olduğu yok. Merak ediyorum sadece."
Her seferinde ona yalan söylüyor olmaktan deli gibi nefret ediyordum ama elimden başka bir şeyde gelmiyordu. Oturup Soobin'in bana anlattıklarını anlatamazdım.
Yuta beni kendisine çekip sıkıca sarıldı. Kollarımı beline doladım. Ben de ona sarıldım. Ona sarılmak iyi hissettiriyordu. Geçmişime, çocukluğuma sarılıyormuşum gibi geliyordu. Her zaman yanımda olacak birisiydi.
"Haru'nun benden nefret ettiğini de öğrensem, benim bildiğim gibi birisi de olmasa yine de ona karşı kötü bir duygu beslemem Yeonjun. Her şeyin ötesinde o artık öldü. Ölü birisine bir şeyler hissedemezsin."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ayaktakımı | yeonbin
Fanfiction"Kaç kez hükmettim sana düşlerimde." başlangıç: 17/07/2022 bitiş: 30/01/2024