37♡

20.5K 1K 103
                                    

Sabah geç uyandığım için bir an önce hazırlanmam gerekmişti. Hızla hazırlanıp evden çıktığım için kahvaltı yapmaya fırsat bulamamıştım. Şimdi de kantinde oturup geç kalınmış kahvaltımı yapıyordum. Aldığım simit mi çok güzeldi yoksa benim oburluğum mu tutmuştu bilmiyordum ama kim ne derse desin çayla simit birlikte çok iyi gidiyordu arkadaş.

"Günaydın. Keyfin yerinde gibi ha?"

Karşımdaki sandalyeyi alıp çaprazıma çektikten sonra üstüne oturan Sinan'a bakıp göz devirdim. İzin almaya bile gerek duymayan rahatlığı onun ne kadar laçkalaşmış bir karakteri olduğunu gözler önüne seriyordu.

"Cevap vermeyecek misin Minnoş!?" Kolunu masaya, çenesini de elinin üstüne alarak bana baktığında elimdeki simit parçasını peçetenin üstüne koyup iki kolumu birleştirerek masaya dayadım.

"Ne istiyorsun Sinan?"

"Ya her ne olursa olsun bana yardım etsen ne olacak sanki? Bir haftalığına alt tarafı..." Ona hiç yakışmayacak yapmacık bir masumluğu yüzüne takındığında göz devirdim.

"Son defa söylüyorum Sinan, hayır! İstemiyorum." Dudaklarını birbirine bastırıp "Öyle olsun!" diyerek kalktığında bakışlarım kantinin kapısına çevrildi. Alperen Simge'nin elini tutmuş içeriye giriyordu. Simge etrafa gülücükler atarken Alperen her zamanki tavrıyla yürüyordu. Simge'nin bakışları beni bulunca nispet yapmak istercesine iki eliyle Alperen'in kolunu tutup resmen okşamaya başladı. Gördüklerim gözlerimin dolmasına neden olurken Sinan'ın "İşte şimdi şeytan köşesine çekilsin de olayları izlesin." demesiyle bakışlarım dikilmiş, Alperen'le Simge'ye bakan Sinan'a çevrildi. Dolmuş gözümden bir yaş akarken hızla kalktım yerimden. Göz yaşımı silerek kantinden çıktığımda dünyam kararmış gibi hissediyordum.

Alperen ve Simge...

İki ismin yan yana eğreti durmasına mı, Alperen'in Simge'ye karşı bir şey hissettiğini düşünmeme mi üzülseydim, bilmiyordum. Ders zili çalarken lavabonun kapısını açtım. İçerideki birkaç kız da çıktığında sırtımı kalorifere dayayıp yere oturdum. Olduğum yer umrumda bile değildi. Kimse yoktu ve ben rahat rahat ağlayabilirdim.

Dizlerimi kırıp kollarımla bağladıktan sonra başımı da dizlerimin üstüne koydum. Göz yaşlarım bacağımı ıslatırken ağır ağır açılan kapı gıcırtısını duymamla kafamı kaldırıp bakışlarımı gelen kişiye çevirdim.

"Üzerinde ağlayabileceğin bir omuz lazım mı!?"

~
Omg sksksks.

Sizce bu gelen kişi kim?

Alperen mi?

Başka biri mi?

Tahminleri alalım lütfen.

Oy ve yorumlarınızı bekliyorum.

Bölüm kısaydı bugün 38. Bölümü de atacağım.

Başka bir bölümde görüşmek üzere, hoşçakalın.

gulguler0

Misri...

Bücür// Texting ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin