9♡

29.7K 1.4K 338
                                    

Bilmem kaçıncı kez kırıyordu kalbimi. Sadece iki günde verdiği hasarın haddi hesabı yoktu. Gerçi belasını arayan bendim ama yine de dayanamıyordum. Bula bula okulun en popüler ve en suratsızını bulmuştum. Kendisi de fırsat bu fırsat yüklendikçe yükleniyordu bana. Gözlerim dolarken elimdeki kahveyi alıp çöpe attım. Stresten karnım ağrıyordu ve benim ne bir şey içesim vardı ne de yiyesim. Çok fazla kilo kaybetmiştim ama boyum kısa olduğu için çok sırıtmıyordu kilom.

"Hadi gençler geçin yerlerinize." Sınıfa gelen kel matematikçinin sözleri üzerine yerime oturdum. Jet Hakan diyorduk ona. Biz gözlerimizi açıp kapayana kadar üç tane soru yazıp, soruları çözdükten sonra silip üstüne üstlük yeni soru yazmaya başlıyordu. Haliyle hiçbirimiz hiçbir şey anlamıyorduk.

Yine hiçbir şey anlamadığım bir matematik dersinde olduğum için kafamı sıraya koyup uyumaya çalışıyordum. 'çalışıyordum' kısmı fazlaydı çünkü kafamı koyar koymaz uykuya dalmıştım. Sıraya kafamı koyduğum dakikalardaki uyku verimiyle yatağımdaki uyumalarım sırasında geçen saatlerdeki uyku verimi neredeyse aynıydı.

Telefonum titreşimde, sıranın üzerindeydi. Gelen bir mesajla telefonum titreyince sıçrayarak uyandım. Önümdeki çocuk arkasına dönüp baktığında bir şey olmadığını belli edercesine baktım, tekrar arkasını döndü. Gelen mesaja bakmak için telefonumu elime aldım.

Kurt Bakışlım: Özür dilerim.

Hiçbir şey demeyecektim. Görüldü atacaktım. Yeter bu kadar kalbimi kırdığı. Hem belki gerçekten de kaçanlar kovalanırdı. Mevzu bahis Alperen olunca ne yapacağı belli olmazdı ama deneyecektim. Kaybedecek hiçbir şeyim yoktu.

Kapının çalınma sesiyle dikkatimi telefondan ayırıp kapıya çevirdim. Jet Hakan 'gel' deyince gelen müdürdür diye telefonumu yavaşça sıranın altına koydum. Keşke gelen müdür olsaydı, diye düşüneceğim biri girdi içeri: Alperen.

"Böldüğüm için özür dilerim Hocam. Beden hocası hafta sonu basketbol için özel ders konseptli dersler yapmayı planlıyor ve bunun için sayı almamı istedi. İzninizle isimleri alabilir miyim?" Hocalara gelince nasıl da beyefendi biri oluyordu. Bana gelince aslan kesiliyordu mübarek. Biraz onu süzdüm. Aşırı yakışıklıydı herif. Okulun yarısı bu çocuğa aşıkken hiç şansım yoktu galiba. Jet Hakan onu onaylayınca sınıftaki erkeklerden birkaçı adlarını yazdırmaya başladı.

"Alp, kızlar da katılabiliyor mu bu derse?" Sözleri üzerine Alperen'in dişlerini sıktığını görmesem Simge'nin üstüne atlayabilirdim. Resmen konuşurken sabah on saat yapmak için uğraştığına yemin edebileceğim bukleli sarı saçını işaret parmağına doluyordu. Resmen Kurt Bakışlım'a yazılıyordu.

"Alp değil, Alperen. Kızlar da katılabiliyor." Mesafeli konuştuğu için onu tebrik etmek isterdim ancak böyle bir şey yaparsam Alperen sınıfımı bulurdu. On beş kız arasından beni bulması da pek zor olmazdı.

"Benim adımı da yazar mısın Alperen."

Ne! Bonom odomo do yozor moson?

Ne yapmaya çalışıyordu bu kız. Basketbol topunu görse futbol topu sanacak bir kızdı, kalkmış 'benim adımı da yazar mısın?' diyordu. Alperen'den hoşlandığı o kadar belliydi ki, öfkelenmemek elde değildi.

Alperen herkesin adını yazdıktan sonra son bir kez baktı sınıfa.

"Başka yazdırmak isteyen yoksa gidiyorum" kimseden ses çıkmayınca Jet Hakan' a teşekkür edip sınıftan çıkmak için kapıya yöneldi.

"Var."

Ne!? Yok de Mine. Yok de. Yanlış oldu de. Rüya gördüm de. Ne bileyim işte saçmala bir şeyler.

"İsim, soyisim?" Şaşkınlık içinde bakan Alperen'e ben de şaşkınlıkla baktım. O niye şaşkındı bilmiyordum ama ben gösterdiğim medeni cesaret için şaşkındım.

Hadi Mine. Çok geç olacak sonra. 1.55 boyunda kızsın Mine, saçmalama.

İçimdeki sesi susturup kekelememek için derin nefes aldım.

"Mine. Mine Ulusal..."

İşte şimdi naneyi yedin Mine. Basketbol topu diye seni potaya atmazlarsa şükret.

Defteri duvara yaslayıp adımı yazdıktan sonra tekrar teşekkür edip çıktı. Simge cadısı kinle suratıma bakarken 'Ne var' dercesine baktım. Göz devirip önüne döndü. Saçını başını yolsam rahat edemezdim şu an. Elim çok pis kaşınıyordu.

Kafamda Simge'nin üstüne atlayıp kafasını ısırma hayalleri kurarken sıranın altındaki telefonum titredi. Hemen elime alıp gelen mesaja baktım.

Kurt Bakışlım: Hadi ama, bir şey demeyecek misin?

Bu kaçanlar gerçekten kovalanıyordu. İşte şimdi kaçma sırası bendeydi. Bundan sonrasını Alperen düşünmeliydi.

~
Abiiii, sınıftan çıkar çıkmaz da mesaj atmazsın yani zksmsmm.
Napıyonuz ballarım?

Bence asıl eğlence şimdi başlıyor, hikayenin dönüm noktalarından birini okudunuz az önce.

Umarım bölümü beğenmişsinizdir.

Oy verip yorum yapmayı, daha sonra da beni takip edip kitabı okuma listelerine eklerseniz çoook mutlu olurum♡♡♡

Bugün başka bir bölümde görüşene dek kendinize iyi bakın♡

gulguler0

Misri...

Bücür// Texting ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin