KA.II. "DÜRÜST YALANLAR"
Sleeping At Last-Neptune
Ruhumun kanları parmak uçlarında, yıkamakla geçmeyecekler hatıralar, sözlerin göğsümdeki kilitli sandıkta, dilin yüreğinin değil aklının oyuncağı olduğunda is tutmuş vicdanın aklının
gölgesinde kalmıştı çoktan.Geçmiş, ayağıma prangalanmıştı. Kilidin anahtarı kimdeydi? Veya ortada bir kilit var mıydı? İnsan kurtulabilir miydi ayak bağ olan geçmişinden? Yaralar iyileştiğinde unutulur muydu geçmiş?
Geçmişin bıraktığı yaralar iyileşmezdi, insanlar sadece iyileşmiş gibi yapardı. Ne kadar geçerse o kadar derinleşirdi yaralar. Eskisi gibi acımazdı veya acısına alışırdı insan, uyuşurdu zihni yaraya karşı. Geçmişi hatırlan en ufak detay yarayı tekrar sızlatırdı.
Yetimhanenin gri duvarlarında oluşan yuvarlak veya farklı şekillerdeki rutubetlere takılı kalmıştı gözüm birkaç saattir. Yan yana yirmi yatak vardı odada, tavan yüksekti. Yatakların karşısındaki tahta pervazlı pencelerden sızan ay ışığı yatakların üstüne düşmüştü. Büyük pencelerin önündeki çıkıntıya oturmuştum. Camı biraz açmış, soğuk havanın içeri dolmasına izin vermiştim.
Gözümü duvardan çekip camdan dışarıya baktım. Uzun ağaçların yaprakları, arasından geçen rüzgar sayesinde hareket ediyordu ve yaprakların birbiriyle çarptığında çıkan ses arada kulağıma uğruyordu. Karanlık olduğunda bu manzara ürkütücü dururdu. Küçükken gece olduğunda pencerelerden kaçmak için yorganımın altına girer örtüyü kafama kadar çekip saklanırdım. Pencereden o ormandandan annemin geleceğini düşünürdüm hatta bazı geceler öyle korkunç rüyalar görürdüm ki çığlıklarla uyanıp herkesi de uyandırırdım. Gariptir ki zamanla sevmeye başlamıştım bu görüntüyü. Geceleri herkes uyuduğunda ağaçların sesini dinleyip dışarıyı izlemek keyif vermeye başlamıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KABURGA ARASI
Teen FictionKimse gözlerine bağladığın güvene değmez demişti bana, çünkü en güvendiğin, yeri gelir intihar ipini satın alır sana. Yakın olan ırak, dost olan düşman olur hiç beklemediğin zaman. Hıçkırıkların terazide ağır bastığında feryatlarına, geçmişin mahkem...