Basit, ufak argo var ama ağır değil diye düşünüyorum.
WhatsApp'tan gelen sesli aramaya cevap verip vermemek arasında kalınca beni gözlüksüz göremeyen babaanneme benzetiyordum kendimi. Kadın 'bu çırpı bacakta kim?' Diyor bana.
Gelen aramayı cevaplamak için kulaklığımı çıkardığımda yeşil tuşa basıp telefonu kulağıma götürdüm.
"Efendim,"
Ahizeye doğru verilenen nefes sesi kısa süreliğine ses kaybı yaratırken bende karşı taraftan cevap beklemeye başladım. Aradan geçen iki dakikaya rağmen cevap gelmeyince tekrar yeniledim cümlemi.
"Alo, kimsiniz?"
Cevap gelmeyince aramayı sonlandırmak için kulağımdan çekip kırmızı tuşa basacaktım ki bir erkek sesi duydum.
"Bekle, n'olur kapatma telefonu." Tekrar konuşmak için telefonu kulağıma götürüp sorumu yönelttim.
"Kimsiniz?" Derin bir nefes alıp verdiğini ve birisine küfür ettiğini duyduğumda biraz bekledim.
"Hiç kimse," Aramanın sonlanmasıyla neye uğradığıma şaşırırken telefonu kapattım. Dolmuştan inmek için tuşa basıp durmasını bekledim.
Durağın önünde dururken kapının açılmasıyla kaldırımın üzerine adım atıp indim. Omzuma değen birisinin eliyle yönümü ona doğru döndürüldüm.
Karşımda bana bakan Gökçe'ye "merhaba" deyip yanından ayrıldım. Arkamdan gelen adım sesleri birkaç dakika sonra benden uzaklaşırken okulun kapısını açıp içeriye daldım çünkü bir yerlerim donmuştu. Merdivenleri çıkıp koridorda ilerlerken her zamanki gibi üçüncü katta olan sınıfıma çıkmak için merdiven basamaklarıyla ilk önce bakışıp sonra teker teker çıkmam gerekiyordu. Arkamdan bana seslenen Nisa hocayla olduğum yerde durdum.
Sıçtım, kadına günümün iki saatini kendine ayırmam yetmiyormuş gibi birde yanına çağırılıyordum. Acaba duymuyormuş gibi yapsam n'olur? Bir şey olmaz sakin sakin ilerle Sey.
Tekrar bana seslenmesiyle başka çaremin olmadığını anladım. Arkamı dönüp hocaya baktığımda elindeki kağıtları görünce ufak çaplı bir kalp krizi geçirip gerçeklerle yüzleşmek için dünyaya geri döndürüldüm.
"Bana mı seslendiniz hocam?"
"Evet, gelip bana yardım eder misin?"
Kalp krizi vol bilmem kaç yükleniyor.
"Tabi hocam."
Telefonumun cebimde titremesiyle cebimden çıkartıp gelen mesaja baktım.
Gece: Hocanın elindekiler galiba sınav kağıdı. Ben seni engellemedim mi ya? Ben sınavı unuttum asıl. Anasını satayım bu şimdi mi denir bana?
Telefonu kapatıp çantama attığım gibi hocanın yanına gittim. Elindeki kağıtları aldığımda çaktırmadan göz ucuyla taramış olabilirim. Sülalemi toplasam ya da okuldakilerle toplanıp soruları çözmeye kalksak hiçbiri yapamazdı.
"Hocam bunlar sınav kağıtları mı?" Nisa hoca tüm ciddiyetiyle bana bakarken ben sınav kağıtlarıyla bakışıyordum.
"Tam olarak neye benziyorlar?"
"Bana benzemedikleri kesin, " dedim kısık sesle. Matematikten anladığımı bu yönümden fark edildiğini düşünüyorum.
"Senin sadece uyumaya vakit ayırdığın zamanını derse ayırsaydın şu an anlamış olurdun."
Vurdu ve gol oldu galiba. Galibası fazla, kadın bildiğimiz gol attı bana. Merdivenleri çıkıp öğretmenler odasının bu katta olduğunu yeni öğrenen ben içeriden çıkan ya da içeriye giren hocaları görüyordum. Üç, beş aha yedi oldu. Çoklu insan görüyorum, Nisa hoca elimden aldığı kağıtlarıyla öğretmenler odasına girerken ben sınıfa geçmek için koridorda ilerlemeye başladım. Telefonumu çantamdan çıkartıp o deliye hesap sormak için WhatsApp'a girdim.
Anında çevrimiçi olduğunda mesaj yazıp gönderdim.
Sey: Sen bittin karaoğlan.
Sey: Hatırlatacak çok güzel bir zaman buldun.
Bir sonraki bölümde görüşmek üzere.
Oy verip, yorum yapmayı unutmayın.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Otobüs Durağı / Texting
NezařaditelnéGece: "Gecen gecemden güzel olsun minik. " Sey: "Gecen gecemden güzel değil, Gece Ama Gündüz Olan."