𓆩𝟏𝟏𓆪

1K 12 12
                                    

Yazdığım en duygusal bölüm olan bu bölümde Erim ve Adal'ın can sıkıcı ilişkilerinin bitişinin perde arkasında neler döndüğünü izleyeceğiz. Ve evet, Kahra da bundan sonra bizimle beraber.
İyi okumalar🤍

Buranın kendine özel kasvetli, tekinsiz bir havası olduğuna emindim. Zira avlusuna ulaşır ulaşmaz kendimi gotik bir eserin baş kahramanı gibi hissediyordum. Buraya yabancıydım, onunla zıttım. Ama birleştiğimizde absürt bir şekilde uyumlanan bir şeyler vardı. Gözlerim ilk günkü gibi evin dışını detaylıca taradı. Donuk renkli sütunlar, karanlık tonlarla bezenmiş dış sıvası ve çatısı...

Buraya gelmeden önce kendimle bir iç hesaplaşma yaşadım. İçeri girmeden önce de, yaşanmış ve bitmiş can sıkıcı olayların beraberinde gelen kızgınlık ve kırgınlığı geride bırakıp aramızdaki negatifliği ortadan kaldırmayı planladım. Kin tutmak bizi bir yere götürmezdi ama yaşananları arkada bırakmak, hatta unutmak bir yere kadar bazı şeyleri düzeltebilmemize yardımcı olurdu. İkimizin arasında yaşanan zıtlıklar bitmezse buranın kaotik havası ortamı cehenneme çevirebilirdi. Bu nedenle zihnimde çoktan yeni bir sayfa açmaya hazırdım. Ta ki eve ayak basıp onun, kibirli ve küçümseyici bakışları eşliğinde içeri girişimi izlediğini görene kadar.

Yine aynı yerindeydi, yine ve yine aynı taraftan aşağı inip sessizce kapısını açıp çalışma odasına girdi. Tek farkı kapısının önünde duraksayıp içeri girmemi beklemesiydi. İçeri girdiğimizde ifadesini değiştirmeden karşısına oturuşumu seyretti. Gözlerinde belli belirsiz canlılık yakaladım. Bakışlarındaki bu ani değişim yeni rastladığım bir durum değildi ama bu seferki daha farklıydı.

"Seni çok özlemişim."

"Karşılıklı olduğunu söyleyemem."

Güldü, "doğrudur."

Belli belirsiz başımı salladım. Karşımda oturan sinir bozucu adama diyecek herhangi bir mantıklı cümle bulamıyordum. Takıntılı olduğu eski aşkına bakar gibi istekle üzerimden çekmediği ela gözlerini, keskin duygusuzluktaki bakışlarımla gölgeledim. Ama bunu umursamadı, bakışlarını devam ettirdi. Bu bakışlar beni, onda daha derin, daha karanlık bir taraf olup olmadığıyla alakalı şüpheye düşürdü. Görecektik, ikimizde.

"Evet, seni dinliyorum."

Dudaklarını büzdü, "ne anlatmalıyım?"

"Neredeyse üç hafta öncesi üstüme nefret kusarken, iğrenç bir insan olduğumdan bahsederken şimdiyse ihtiyaç duyduğun tek şeymişim gibi ısrarla beni arayışının altında yatan nedeni açıklamanı bekliyorum."

"Hukuksal açıdan haklarımı kullandım." Diye mırıldandı ciddiyetten uzak bir tavırla.

"Hukuksal," güldüm, "ikimiz de amacının hakkını aramak olmadığını biliyoruz Kahra, kes şunu artık. Neden özellikle benimle uğraşıp duruyorsun? Benden tam olarak ne istiyorsun?"

"Seni."

Kaşlarımı çattım, "Ne?"

"Seni istiyorum işte, burada kalmanı sözlerini tutmanı falan. Öyle demiştin ya..."

Ayağa kalkıp masanın arkasından çıktı. Yürüyüp tam önümde durdu. Ona yakından baktığımda saçlarını kısalttığını fark ettim. Göz temasını kesmedi, ben de öyle yaptım. oturduğum yerden kalkmadım.

"Ayrıca seninle en özel anlarımı paylaştım. Birlikte uyuduk. Önüme gelen herkesle bunu yapmamı bekleyemezsin, öyle değil mi?"

"Sen de Adal'ı zorda bırakayım ve geri dönsün dedin öyle mi?" Dedim sinirli bir tavırla.

Ölüler Diyarı Kralı | +18 Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin