13. Kaybediyorum

4.6K 395 578
                                    

Nerdeyse 4k bir bölüme 150 yorum istiyorum. Çünkü yazdığınız oyla kendimi oyalıyorum. Oy umurumda değil. İsteyen atıyor zaten. Zorla olacak değil ya. Garip şeyler yazmayın yorum olsun diye, rica ediyorum.

Ortamı falan tam aktaramadığımı biliyorum. Üzgünüm, ama böyle şeylere çok uzağım. Eğlence ortamı falan benlik değil. Nasıl yer olduğunu bile bilmiyorum. Üniversite ortamım bile sadece sınıfa girmek, tekrar yapmak, ders işlemek, tenefüste yine  tekrar yapmak ve aynı şeyler. O yüzden oldu bittiye geliyorsa üzgünüm :(

Sınır: 150 yorum

İyi okumalar:)

✧══════════•❁❀❁•═════════✧












Bazı anlar vardır ki, insan dün nasıl ruh halinde olduğunu unutur, bugününü yaşarken bir kez daha hayatın sürprizlerle dolu olduğunu görür.

Hayatımın berbat bir dönemindeyken Tanrı bana acımış olmalı ki aynı anda üç iyi insanı hayatıma sokmuştu. Beklenmedik şekilde üstelik.

Üniversitede hakaret yediğim şeylerden aynısına sahip üç kişi daha.

Ben onu korumaya çalışmıştım ama elime yüzüme bulaştırmıştım. Ve aniden biri gelip beni korumuştu. Kendimi bir anda yakışıklı bir çocuğun kucağında bulmuştum.

Onların gelişini asla unutamıyordum. Birden bire hayatıma renk gelmişti. Jimin ve Yoongi hyung bana yaşamadığım arkadaş ilişkisini yaşatıyordu. Bunun için onlara minnettarım. Ne kadar teşekkür etsem yetersiz kalır.

Taehyung ise, ona arkadaşım diyemem. Onunla arkadaş olamazdık. Bunu istemediğim de apaçık ortadaydı. Ne kadar diğerlerinin yanında inkar etsem de.

Hızlı ilerliyorduk belki de. Ya da daha dün ölmeyi bekleyen birisine göre oldukça rahattım. Sanki yeniden doğmuş gibi görünüyorum.

Ama kimin umurunda. Ben birilerine tutunmaya çalışıyorum o kadar. Artık destekçim var. Ona güveniyorum işte. Kollarında ağlamak bile bana güzel hissettiriyorsa ölümden konuşmak  benim için yol açmışken sadece Tanrı'yı kızdırmak olur.

Julian ölmek istiyordu.

Çünkü annesi onu sevmiyor.

Annesi Julian'ı sevmiyor.

Çünkü Julian babasını önemseyen küçük çocuk.

Asla büyümüyordu. Annesinin yanında yaşasa bile hep babasına muhtaçtı. Onun ilgisini ister, yanında kalması için sürekli ağlayıp zırlar, tek bir araması için telefon başında uykuya kalırdı.

Düşündüm de, Julian çok bencil.

Jungkook ise, bilemiyorum. Kendimi tanımlayacak cümleler kuramıyorum. Nasıl biri olduğumu kestiremiyorum. Ben kimim?

"Yuh yani Jungkook! Beni takmadığını da bu kadar belli edemezsin yani. 'Çirkinim dimi' diye soruyorum, hı hı diyorsun. Doğru olmadığından anladım beni geçiştirdiğini"

Jimin tiz sesi beni daldığım düşüncelerden sıyırırken  dudaklarımı birbirine bastırdım. Çok düşünmüş olmalıyım ki, parkta oturmuş, Jimin'in konuştuğu çok önemli konuyu- öğretmenin tipi hakkındaki fikirlerini dinlemiyordum.

"Üzgünüm Jimin. Dalmışım. Tabii ki çok güzelsin" diyerek durumu kurtarmaya çalıştığımda cevap olarak göz devirmesi almıştım.

"Taehyung yok diye bu kadar da umursamaz olamazsın yani. Ondan önce ben vardım kahpe"

Julian TaekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin