4. Böğürtlen soslu panna cotta

3.9K 354 238
                                    

Oy ve yorum yapmadığınız için size trip atıyorum✊🧚‍♀️













Zilin çalmasıyla Jimin bayılma numarası yaparak kendini üstüme attı. Kendi haline gülmeye başlarken ben de gülmeye başladım.

Cidden Jimin geldiğinden bu yana enerjimin yükseldiğini hissediyorum. Türlü türlü şaplabanlıklar yaparak beni güldürmeğe çalışıyordu.

Çabası bile beni mutlu etmeye yeterdi. Bilirsiniz benim gibileri en ufak ilgiye sevinir. Bana insan olduğumu hatırlattığı için Jimin'e binlerce kez teşekkür ederim.

Birisinin benim duygularımı önemsemesi, fikirlerimin sorulması, beni mutlu etmeye çalışması, üzülmemem için çabalaması kırılan kalbimi bir miktar onarıyordu.

"Kalk Jungkook. Kafeteryaya gidelim. Yoongi ve Taehyung bizi bekliyor."

Taehyung'un ismini duymamla kalbim anında hızlanırken zorlukla yutkundum.
O bana çikolata almıştı. Çenemden tutmuştu ve, ve alt dudağımı okşamıştı.

Tamam. Sakin ol Jungkook. Düşünme. Onu düşünme. Sadece Jimin'in söylediği kelimelere odaklan. Hay beynimi, Jimin ne demişti?

"Beni de mi?"

Başını salladığında kaşlarım havalandı. Tamam, Jimin yalnız benimle konuşuyordu sınıftan. Ama neden sevgilisi ve arkadaşı beni beklesin ki?

"Beni neden?" diye sorduğumda "Yoongi sana özel olarak teşekkür edecek" cevapladı.

Dudaklarını birbirine bastırarak gamzelerini çıkardığında gülümseyerek "Şirin şey seni" dedim.

Kolumdan tutarak beni sınıftan sürükleyerek çıkardığında "Yoongi'min de yanında yavşama. Edeceği teşekkürü götüne sokar" dedi.

Ağzım kocaman açılırken "Ne zaman yavşadım?!" diye sordum hayıflanırcasına.

Gülüşerek koridorları geçerken etraftan şaşkınlık nidaları duyuyordum. Umursamamaya çalıştım. Mutlu olmak, özgür olmak benim de hakkımdı.

Kafeteryaya girdiğimizde köşedeki masada oturan ikiliye doğru adımladık. Onların sırtı bize dönükken Jimin parmağını dudağına götürerek sus işareti yaptı.

Başımı sallamakla yetiniriken küçük ama hızlı adımlarla arkadan Yoongi hyung'un gözlerini kapadı. Bu çocuk gerçekten çocuk.

"Jiminieee, sana parmaklarını tanımayacağımı düşündüren ne?"

Jimin arkadan eğilerek yanağına öpücük kondurdu. Yüzündeki gurur duyulmuşluk ifadesi çok komikti. Cidden o tombul parmakları kim tanımazdı.

"Yaa~, romantik erkeğim."

"Mimi, 5 dakika oturuyoruz şurada. Kusturtma beni. Vıcık vıcık şeyler yapıyorsunuz."

Taehyung'un yüzünü buruşturarak konuşmasına kıkırdadım. Üçü de bana bakarken dudaklarımı birbirine bastırarak suçlu çocuk edasıyla bakışlarımı kaçırdım.

Bok vardı da güldün Jungkook.

Rezil oldum. Niye gülüyorsam?! Üstelik sadece ben güldüm. Tanrı'm, sen beni yaratırken aklımdan mı eksilttin?

"Utandırmayın çocuğu."

Jimin'in kaşları gözleri oynaya oynaya sırıttığında acıtmayacak şekilde koluna vurdum. Gıcıklık olsun diye yapıyordu. Beni daha fazla utandırmak için yapıyordu.

Taehyung yarım ağız sırıtarak kaşını kaldırıp indirdiğinde alt dudağımı ısırarak hemen bakışlarımı kaçırdım. Huh, sakin ol Jungkook. Başarabilirsin.

Julian TaekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin