18. Julian için

3.4K 357 480
                                    

Bölümü okurken dinlediğiniz şarkı:

Oy sınırı: 150
Yorum sınırı: 300

(Random, rakam, garip şeyler, benim yanıtlarım geçersizdir) 










"Tae'nin tırnaklarımı törpülemesine, giysi odamı toplamasına, çiçeklerimi sulatmama, ki çiçeklerden nefret eder, limona tiki olduğu için doğratmama, cilt bakım işlerime alet etmeme ve en önemlisi o çok sevgili saçlarını çekmeme rağmen hâlâ benden gizlemeye çalışmanızı affedemiyorum"

Jimin'in nefes dahi almadan kurduğu cümle Jungkook'un nefesini kesmişti.
Kısık bakışlarla onu izleyen arkadaşı onu korkutuyordu şu an. Çünkü sevgilisine işkence ettiğinin farkındaydı.

Konuşma cesareti bulan Jungkook "Çiçeklere nefret mi ediyor? Limona tiki mi var?" diye sorduğunda Jimin'in dudakları 'o' şeklini aldı.

"Geri zekâlı! Sorun bu mu sence? Ben ne diyorum, sen ne diyorsun?"

Sevgilisi hakkında bir şeyler merak etmek ne zamandan suç olmuştu ki? Hiçbir zaman diye düşündü Jungkook. Evet şu an Jimin'in sinirli anına denk gelmişti ama düşünmemesi gerektiği anlamına gelmez.

Jungkook yanında sinirle yürüyen çocuğu sakinleştirmek adına kolundan tutarak durmasını sağladı. Ardından en iyi silahını kullanarak dudaklarını büzüp konuşmaya başladı.

"Jimin-sshi~ ben aslında seni ilk gördüğüm an söyleyecektim. Taehyung'a yalancıktan öyle demiştim. Ben senden saklar mıyım hiç?" 

Yavru köpek bakışları Jimin'in yenilmesine sebep olmuştu. Her ne kadar böyle şeylere kanmayacak biri bile olsanız Jungkook istisnaydı. Park Jimin olsanız bile.

Jimin yumuşayan bakışlarla Jungkook'un yanaklarını sıkıştırarak "Ay bakma böyle. Sana kim dayanır böyle yaparsan?" diye sordu.

"Ama bir şey söyleyeyim mi? Tanrı dualarımı kabul etti resmen. Hep Taehyung'un karşısına onu yavru kediye çevirecek birini çıkarması için dua ediyordum. Şimdi sen bu gözlerle Taehyung'a istediğin her şeyi yaptırabilirsin. Sürünsün"

Jungkook bu ayrıcalığa karşı utanırken dudaklarını büzerek daha da tatlı görüntü ortaya çıkardı. Taehyung'un yanında tamamen farklı olduğunu biliyordu. Ve bu ayrıcalık değerli hissettiriyordu.

Kısa sürede birbirlerini sevmişlerdi. Bu ilişki öğrendiklerinde başkaları için heves gibi görünecekti belki de. Ama öyle değildi işte.

Taehyung ailesi yüzünden sevgiden, aşktan, cinsel temastan nefret ederken şimdi ruhunu Jungkook'un ruhuna adıyordu. Becerebildiği kadar sevgisini vermeye çalışıyor, aşkı uğruna her şeyini feda edebileceğini biliyor, her türlü temastan çekinmiyordu.

Uzun parmakları sevgilisinin ince beline dolanmadığında eksik hissediyordu. Parmakları yanağındaki küçük çukurları okşamasa gününün anlamsız geçtiğini düşünüyordu. Tavşan dişlerinin eziyet ettiği o minik kıvrımlı dudakları okşmadığında bile içi daralıyordu.

Taehyung için sevgi cinsel temas değildi. Tüm bunlar bile bunun kanıtıydı. Onu öpmek istemesi, tüm bedenini keşf etmek arzusu, kalçalarını tamamen kasıklarıyla birleştirme isteği sadece aşkın şehvete olan ilgisiydi.

"Neyse canım. Çok heyecanlıyım. Basketbol antremanı izlemek kadar keyif verici bir şey yok. Şu parktaki sahaya gitmek çok eğlenceli"

Jimin'in heyecanlı sesiyle konuşması onu düşüncelerinden sıyrılmasına sebep olurken bu tepkiye karşı gülümsedi. Kolundan tutarak onu sahaya sürüklemeye başladığında sesini çıkarmadı, onun heyecanına karşılık buna razı geliyordu. 

Julian TaekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin