8. Koru beni

3.6K 391 228
                                    

Oy ve yorum yapmazsanız size küsüyormuşum.
(X:Hah! Çokta umurumda)










İlk dersin bitmesiyle herkes sevinç nidaları çıkarırken Jimin çoktan ayaklanmıştı. Benim de kolumdan tutarak dışarı sürüklemeye başladığında yenilgiyi kabullenerek izin verdim.

Yoongi hyung'un yanına koşturduğu barizdi. Onu anlıyordum, sonuçta sevgilisi. Ama bir sorun var. Neden beni de peşinde sürüklüyor ki?!

Güzelce pencere önünde oturup kulaklığımla dünyadan kopmak varken  bir sürü bakışların beni süzeceği ortama sürüklüyordu.

Yine o bakışlar.....

Çirkin olduğum için yüzünü buruşturanlar......

Sivilcelerimden tiksinenler......

Gözlüğüme 32 diş sırıtanlar.....

Bileğimdeki zayıflığa küçük düşürücü bakanlar.....

Özensiz giyimime alay edenler......

Ve daha bir çoğu.....

Gözlerimi kapatarak derin nefesler almaya çalıştım. Koca dünya bana dar oldu. Nefes alamadım. Kabuslarımdaki o görünmez yüze sahip eller boynuma dolandı.

Nefes alamamdan olsa gerek gözlerim doldu. Cam kırıkları ciğerlerimi paramparça ederken yanağım ıslandı. Yine gücüm yetmedi. Durduramadım.

Aniden gelen duygusal boşalmaya anlam veremedim. Az önce iyiydim oysa. Ama şimdi o izleniyor olmanın verdiyi gerginlik bu duruma gelmemi sağlamıştı.

Niye böyle oluyordu ki? Hep böyle mi olacaktı? Ani özgüven sorunları yaşayarak Taehyung'un deyimiyle bebek gibi ağlayacak mıydım?

Ne alaka şimdi Taehyung?!

Sessizce ağlamamla biten sürükleyişle etrafıma baktığımda basketbol sahasında olduğumuzu gördüm. Dolu gözlerim bizi izleyen ikiliyi bulduğunda Taehyung'un kaşları çatıldı anında.

Jimin ağladığımın farkına varmadığından güleye oynaya Yoongi hyung'un yanına koştuğunda ikisi de ayaklandı. Yoongi hyung'un gözleri sadece Jimin'de olduğundan o da farkında değildi.

Ben olduğum yerde put gibi kalmışken Taehyung kaşları çatılı biçimde bana doğru adımladı. Yakınlaşmasıyla gerilirken ne yalan uyduracağımı düşünüyordum.

Evet yalan. Çünkü neden ağladığımı ben bile bilmiyorum. Aniden gelen o sıkıcı his tüm gün beni ağlatmaya yeterdi. Hiç beklenmedik bir anda gelir, tüm günü mahv ederdi.

Nefesim daralır, elim ayağım titrer, tüm kötü düşüncelerle beynimde cirit atar, gördüğüm rüyaları düşünüp dururum. Ani gelen ölme isteğiyse en zorlayıcı olanı.

Bileğimdeki izden utanırken yine aynı şeyi yapmamak için verdiğim direnç çok yorucu. Ölümü düşünmemek için irademin tümünü harcıyordum.

Utanıyorum, çünkü o iz vazgeçişim...

O iz zayıflığım....

O iz kırgınlığım.....

O iz aklımı başıma getirenim....

Endişeyle yüzümü inceleyen esmere karşı iyi olduğumu göstermek amacıyla gülümsedim. Becerebildiğim kadarıyla.

"Gözlerin neden kırmızı? Ağladın mı yine? Kim ağlattı? Bir şey mi dediler? Sınıftan mı? Yoksa vurdular mı? Lanet olsun! Hepsini geberte-"

Julian TaekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin