36.Bölüm

4.6K 143 198
                                    

Evet geldik bizim asıl bölümümüze bu bölümde öğrendikleriniz kısa çaplı şok yaşatabilir.....

Okurken hissettiklerinizi satır aralarında benimle paylaşır mısınız?

Burnuma dolan böğürtlen kokusu ile ne olduğunu anlayamamıştım hızlıca arkamı döndüm ve hasret kaldığım dünyanın tüm izlerini taşıyan bir çift göz ile kavuştu gözlerim.....
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
"Gerçekten gelmiş" dedi Beliz ve koşarak evden çıktı ona yetişmek için ben de koştum. Kolundan tutup gitmesini engelledim "Bırak beni! Dokunma daha çok canımı yakıyorsun" diye bağırdı Beliz "Beliz'im dinle beni yalvarırım dinle" dedim "Duymak istemiyorum hiçbir şey" diye bağırdı Beliz "Beliz yapma ben hep seninle kavuşacağım günü bekledim yapma" dedim bana cevap verecekken yanımıza gelen Yağız ile sustu "Araz sizi götürmem gerekiyor" dedi Yağız şok olmuş bir şekilde "Nereye" diye sordum "Dedem çağırdı" dedi Yağız "Cemal dede mi?" Diye sordu Beliz
Yağız bizi kafasıyla onayladı ve arabaya bindi.

"Ben gelmek istemiyorum" dedi Beliz "Gitmen gerekiyor güzel kızım lütfen bir kere dinle" dedi Hale teyze "Teyze sen bu adamın bana neler yaşattığını biliyor musun sen" diye bağırdı Beliz "Bildiğim için gitmeni istiyorum" dedi Hale teyze ve Beliz'i arabaya bindirdi.

Yol boyunca dedemi tekrar konuşturan şeyin ne olduğunu düşündüm. Hasret kaldığım gözlere doya doya bakmak istiyordum ama o gözler benden kaçıyordu. Beliz bana bir hataymışım gibi bakıyordu ben buna dayanamıyordum. Yağız arabayı durdurdu ve bize doğru döndü "Burası sizi alacaklar" dedi ve arabadan inmemizi bekledi. Ben arabadan indim ve inmesi için Beliz'in kapısını açtım Beliz  bana kırgın bir bakış atıp diğer kapıdan indi. "Buyurun" dedi bir adam ve bizi içeriye doğru yönlendirdi içeriye girdiğim zaman karşımda oturan dedemi gördüm.
"Hoş geldiniz" dedi Dedem olduğum yere çakılıp kalmıştım benim dedem senelerin sessizliğini bozmuştu..

-Beliz'den
Koşarak Cemal dedenin yanına gittim ve sıkı sıkı sarıldım "Konuşuyorsunuz" dedim şaşkın bir şekilde "Senin sayende güzel kızım" dedi Cemal dede "Nasıl yani" diye sordum "Geçin oturun bakalım şimdi bütün gerçekleri öğreneceksiniz" dedi ve oturmamızı bekledi ne gerçeklerinden bahsediyordu hiçbir şey anlamamıştım. Koltuğa oturdum birkaç dakika sonra Araz'da gelip yanıma oturdu burnuma gelen çikolata&vanilya karışımı kokusu yine beni ona doğru çekiyordu kendimi toparladım ve Cemal dedeyi dinlemeye başladım.

"Öncelikle sizin hikayeniz bundan tam 24 sene önceye dayanıyor o zamanlar Araz 5 yaşında Beliz'de daha yeni doğmuştu. Oğlum Şevket ve Beliz'in babası Mehmet bir antlaşma imzaladılar ve bu antlaşmayı bozanın çocuğu ölecekti. Mehmet yeraltı dünyasına girmek istemiyordu Şevket'te Mehmet'le çalışmak istiyordu çünkü en iyisi Mehmet'ti ve Mehmet'in de en büyük zaafı kızıydı..

O zamanlar Mehmet ve Şevket anlaştılar ve beraber çalışmaya başladılar ama unutulan bir şey vardı Araz'ın öfkesi Araz büyüdükten sonra Mehmet'i yanına aldı ve kendisiyle çalışmasını sağladı bu durumda antlaşmanın tek maddesinin işlemesi gerekiyordu..

Siz hiç kendi isimlerinizin anlamına dikkat ettiniz mi? Araz İşaret-iz demek Beliz de İşaret-iz demek siz pes eden kişinin öldürülmesi için konular işaretlersiniz

Ama herkesin atladığı bir detay vardı Aşk..
siz ölüm için yazılan ama aşk ile kavrulan iki kişisiniz"

Araz ile aynı anda birbirimize baktık çok önceden bizim kaderimiz ölüm için yazılmıştı.

Cemal dede ayağa kalktı bir fotoğraf albümü ve bir kutu alıp yanımıza geldi. Kutuyu açıp içinden iki tane  bileklik çıkarttı
"Benim bilekliğim" dedik Araz ile aynı anda

MAVİ BÖĞÜRTLENHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin