XXIV| EKİP BAŞI

97 7 0
                                    

Bazen sadece hissetmek gerekir. neyi mi? Yaşadığımızı.. unutmuşuz çünkü yaşamayı her şey bir dalganın kayaya vurduğu kadar sert ve bir yaprağı deviren rüzgar kadar hareketliyken nereye savruluyoruz? İşte bu yüzden hissetmek gerekir. Görmek değil çünkü gözler ne istersek onu görür ancak hissetmek o anda kalbinin ritimini belirleyen ve harakete geçiren bir his.. belki de değil.
Belki de her şey çok boş çok yorucu.. kime göre peki? Kendimiz içimizde boşluğu empoze etmişken boşluğu kapatmak yerine onun içini doldurup daha fazla büyütüyoruz..

Evde yine kendimi yemeğe vurmuş ve televizyon izliyordum. Ayaklarımı masaya uzatıp daha rahat bir pozisyon aldım ama sürekli oflayıp, pofluyordum kucağımda ki cips tabağımda bir avuç dolusu alıp öylece ağzıma attım. Nalan karşımda bana kıyan gözlerle bakıyordu.

"Yavaş ye kaçmıyor ya." Sakin sesle söylediklerini duymamış gibi yapıp ikinci kez avucumu yağlı cipsle doldurdum.

Benim canım böyle yemek istiyor du.

"Kime diyorum ben ya?" Diyerek söylenen kız artık sinirimi bozmaya başladı!

"Artık susmayı becerebilecekmisin?" Gözlerini deviren kız,

"Artık anlatıcakmısın?"

"Neyi?" Diye sorduğumda bana bıkkın gözlerle baktı.

"Yahu! İki saattir söylüyorum ya!"

"Bişi olduğu yok işte aynı şeyler." Filmimi izlerken hala cipsimi yiyordum.

"Nehir çıldırtma beni anlat işte!"

Ona tersce baktım. Artık sussun diye üstten özet geçicektim.

"Kartal işte yine boş boş konuştu sinirimi bozdu!"

"Belki amacı kötü bişi demek değildi. Peki ne dedi?" Bana meraka bakan kızın ağzına bir tane çarpasım geldi.

"Bana bak Nalan, onun hakkında söyleyeceğim tek şey bu ve bir daha onun hakkında konuşmak yok!"

"Aman be tamam!" Diyen kız da sinirlenmişti.

Bir kaç dakika ikimizde sessiz kalmıştık. Ama nalan tekrar bana meraklı gözlerle baktı

"Şey nehir,"

"Efendim Nalan"

"Hani biz yarın emirlere gidicez ya. Orada sorun çıkarma tamam mı?" Misafirliğe girmeden annelerin çocuğu uslu dur uyarısı gibi nalan da beni uyarıyordu. Ama tabii ki uslu durmayacağım.

"Sen merak etme sorun çıkmaz." Sessiz bir oh çekti ve tekrar bana meraklı meraklı gözlerle baktı. Televizyonu kapatıp bende ona baktım

"Nalan ne söyleyeceksen söyle. şöyle bakmayı kes."

İki elini çenesinin altına getirdi. Benim ikizim di ama tek benzerliğimiz fiziksel yönlerimizdi. Kesinlikle karakterlerimiz çok farklıydı.

"Kartal ile bir gün evlenirmisin?" Söyledikleri ile öksürmem bir oldu. Ama hemen boğazımı temizleyip ona ciddiyetle baktım.

"Ben az önce sana ne dedim?" Onu azarlamam hoşuna gitmiş gibi sırıttı.

"Ne dedin?" Ahh! Bu kız cidden elimde kalacak.

"Nalan!"

"Efendim?"

"O şahıs hakkında konuşmak istemiyorum."

"Bence istiyorsun."

Onu oturma odasında tek başına bırakıp kendi odama kaçtım. Susmak bilmiyordu ki! Hayır yani en azından onun hakkında konuşmasın dı. Dimi yani?

MAHKÛM (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin