Bölümü şarkı ile dinleyin!
Üç ay sonra;
Nefes nefese koşmaya devam ederken bir iki adım önde koşan adamın sonunda yakasından tutabilmistim. Kelepçeyi bilmem kaçıncı kez geçirdim üç haftadır bizi peşinden koşturan çocuğa. Kartal ve kutay karşıdan hızlı adımlarla gelirken bende kelepçeyi taktığım çocukla beraber onlara doğru yürüdük.
Kartal, "mustafa sen hiç akıllanmayacak mısın lan?!" Ürken çocuk bir adım geri gitti ve başını kaldırmadan, "mecburdum komiserim, o ayakkabıyı satıp annemin ilaçlarını almam gerekiyor du." Bunu duyan kartal bir an yumuşadı.
"Tamam ben sana vereyim numaramı ne zaman bir şeye ihtiyacın olursa beni ara. İnsanların eşyalarını satarak çıkışa eremezsin."
Onu onaylayan mustafa ile birlikte arabaya bindik. Kutay hiç konuşmuyordu. Sadece arabayı sürüyordu. Normelde hep şakalar yapardı ama bugün bir garip davranıyordu.
Emniyete gelince Kutay aynı şekilde hiç bakmadan Mustafa'yı aldı ve götürdü. Kartal arkasından bakıp derin bir iç çekti ve bana döndü.
Merak edip sorum, "neyi var? Bugün bir değişiklik var kutayda."
Yerden gözünü ayırmadan "sevgilisinden ayrılmış. Büyük aldatmış kız." Bunu beklemiyordum.
"Kutayın sevgilisimi vardı?" Başını evet anlamında salladı.
Demek aldatmıştı ha? Kutay çok iyi biriydi ve aldatılmış olması canımı sıkmıştı.
"Nehir, sana bi şey söyleyeceğim." Ona döndüğümde bana bakmıyordu. Sürekli başka yerlere bakıyordu.
"Efendim?"
"Senle bugün yemeğe çıkalım mı? Konuşmak istediğim bir mesele var." Söylediği sözler beni heyecanlandırmıştı..
"O-olur. Saat kaçta?" Merakla cevabını bekledim.
"Saat yedi de. Senin içinde uygunsa?"
"Evet evet! Uygun." Heyecanlandığımı belli etmiştim sanırım.
"Anlaştık o zaman. Bugün pazar bizim işimiz yok. Acil bir durumda bizi ararlar zaten."
"Öyle."
"O zaman n yapalım?" Diye sorunca bilemeyip dudaklarımı büzdüm. "Ben biraz dinleneceğim buradan bir taksiye atlayıp eve giderim. Sabah beni kartal almıştı. Bu yüzden arabam ile gelmemiştim. "Ben seni bırakırım. Bende dinleniyim."
Garip di. İkimiz de birbirimizden çekiniyordum sanki eskiden olsa her şeyi pat diye söyleyiveriyordum.
İkimizde arabaya binince sessizlik oluştu. Akşam yemekte ne olacaktı çok merak ediyordum. Zaten babamın ölümünden sonra çok yakınlaşmıştık. O zaman sonra tek tesellim oydu ve neredeyse her günüm onunla geçiyordu. Bana iyi geliyordu.
Eve gelince arabadan indim. "Sağol, akşam görüşürüz." Diyip hızlı adımlarla eve girdim.
Et kokusu burnumu mest ederken kokuyu takip edip mutfağa girdim. Nalan ocağın başında yemekle uğraşıyordu.
"Kardeşim bugün ne yaptın bakalım?" Tebessüm ederek, "patatesli et yemeği yaptım ve pilav. Yani bu akşam da sayemde aç kalmayacaksın."
"Sen yapmasan bile ben aç kalmam bu akşam "
"Niye yoksa yine sipariş mi vereceksin?"
"Hayır, kartal bana akşam yemeğine götürecekmiş!" Yine heyecanlanmıştım..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MAHKÛM (Tamamlandı)
Teen FictionBir katil düşünün.. duygularını bitirmiş, tüm benliği bir hiç olmuş bir kız nehir. O hep karanlık sularda boğulmuşken artık karanlığı kendine arkadaş edinmiş ve bu yolda yalnız yürümye devam ediyor... Babası tarafından şiddete alıştırılmış bir kız ç...