Bölüm 1

1.2K 34 22
                                    

Yakın bir zamanda okulumuza gelen o kıza tutulmuştum.

Kim Yongsun. 1.60 boylarında esmer güzelim. Gözlük taktığı zaman çok daha güzel oluyor. 

Açıkça, onun hakkında pek çok dedikodu vardı. Bizim okulun müdürünün gayri meşru çocuğu olduğu söyleniyordu. Hatta babasının da eski biyoloji öğretmenimiz olduğunu düşünenler bile vardı, çünkü müdür okulumuza atandığı zaman biyoloji hocamız mesleği bırakmıştı. Herhalde karşı karşıya geldiklerinde ilk işledikleri konu üreme sistemiymiş, tabii orasını bilemem. Henüz kimse bu konuya bir açıklık getirmedi. Dönem ortasında geldiği için belalı bir tip olduğunu da söylüyorlardı. "Herhalde okulundan atılacak kadar kötü bir şey yaptı da geldi, yoksa dönem ortasında nakil olacak değil ya!" gibi söylemler vardı. Bu zamana kadar hiçbir yanlışını görmedim aslında, teneffüslerde bahçeye gidip bir ağacın altında kitap okur ya da uyurdu. 

Her zaman geniş pantolonlar ve geniş gömlekler giyerdi, her gün aynı kıyafeti giyiyor bile olabilir. Bu zamana kadar yapılan hiçbir etkinliğe katılmamıştı, hatta benim evimde verdiğim o büyük partiye bile katılmamıştı, ki partiyi verme amaçlarımdan biri onu görmekti. Ailemden çok azar işitmiştim ancak yine de denemeye değerdi. 

Karşı karşıya geldiğimizde çoğu zaman kıpkırmızı olurdu ve hiçbir şey söylemeden kaçardı. Ah Yongsun, sırf seni görebilmek için o kokuşmuş kantinde yüksek ihtimalle bir gün hepimizi zehirleyecek yemek sırasına girmeye katlandığımı bir bilsen... 

Yine günlerin birinde, Wheein ve Wheein'in aşkından yanıp geberdiği sevgilisi Hyejin ile oturmuş, Yongsun hakkında konuşuyorduk.

Byulyi: (masaya yaslanmış bir şekilde) Kızlar, benim bir şekilde bu Yongsun'a yaklaşmam gerek.

Hyejin: E yaklaş tutan mı var?

Byulyi: Sorun olan kısım yaklaşmak! Çok asosyal ya, ne yapacağımı bilemiyorum ona karşı. Daha önce hiç bu kadar çekingen biriyle karşılaşmamıştım. 

Wheein: Sana bir şey diyeyim mi, sorun kızda değil sorun yazarda.

Byulyi: Evet! Bana bak yazar hanım, ya şu kızı değiştirirsin ya da!

: Asıl sen susarsın yoksa ben size bir angst sonu çakarım mal gibi ortada kalırsın.

Byulyi: Sustum ki!

Hyejin: Az önce bahçeye çıkan kapıdan içeri Yongsun girdi. 

Byulyi: Aha bana yine erimeler geldi. 

Erimek derken, ciddi anlamda erimek. Adeta sıvılaşmış bir şekilde bulunduğum kabın şeklini alıyordum. Sadece normal hareketler yapması bile, mesela su içmesi, aşırı şekilde karizmatik ve çekiciydi. 

Wheein: Dünyadan Byulyi'ye, yaşıyor musun?

Byulyi: Buna yaşamak denirse... (daha sonrasında anında kendini toparladı) Bu kızı elde etmek için bir şeyler yapmam gerek! Yoksa ellerimden kayıp gidecek!

Hyejin: Aferin kızım be! İşte böyle! Benden delikanlı kız he.

Wheein: Delikanlı mı hanım köylü mü aşkım?

Hyejin: Tabii ki hanım köylü olmak daha iyi. 

Byulyi: Adeta tasmanı teslim etmişsin Hyejin, ne diyeyim... Neyse, benim konuma dönecek olursak, ne yapmam gerek?

Wheein: Sende kızın gün içerisinde neler yaptığına dair bir çizelge yok mu? 

Byulyi: Doğru! Bugün akşam satranç kursu var, sanırım oraya katılabilirim. Eğitmen olarak başlarında Yunho hoca var, pek sever beni o!

Wheein: Bu Yongsun'un tek arkadaşı olan Joohyun'la konuş, yakınlaşmaya çalış. Bu sayede Yongsun'un nelerden hoşlandığını daha iyi öğrenebilirsin. 

Byulyi: Çok zekice! 

Wheein: Ah şu Yongsun'la uğraşacağına biraz derslerinle uğraşsan bir işin olsa bari. Bu gidişle liseden bile mezun olamayacaksın, kestane kafa!

Byulyi: Yaaa! Saçlarımın rengi çok güzel bir kere herkes çok sevdi tamam mı?

Wheein: Onlar yalan söylemiş sana ben diyeyim senin kötülüğünü istiyorlar. Değil mi Hyejin? Hyejin?

Hyejin: Yemek yiyorum ben meşgul etmeyin beni!

İkimiz gülerek Hyejin'e baktık. Sanki önünden çalan varmış gibi gömülmüştü yemeğe. Önümdeki bezelye taneleriyle oynarken, tek odaklandığım Yongsun'du. Onun o güzel gözleri, teni, yüzü... İçim gidiyor sana be içim gülüm! Ah biraz da bana baksan.

-Yazdığı karakter ile tartışan yazar mı? İşte bu tam olarak benlik.

Seep Out From That Girl (G!P)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin