Bölüm 10

358 23 14
                                    

Uyarı: Smut up ahead

Yongsun, evleri boş olduğu için kendi evine getirmişti Byulyi'yi. Onu yalnız bırakamazdı bu halde. Koltukta usulca uzanan Byulyi'nin üzerine bir battaniye örtüp göz teması kurmak için önüne geçti. 

Yongsun: Ne yemek yapmamı istersin? 

Byulyi: Aç değilim, iştahım yok.

Yongsun: Öğünlerini atlamaman gerek. Zaten yeme bozukluğun var, düzensiz öğünler bunu sadece daha kötü yapar.

Byulyi: Bunu nereden biliyorsun? Wheein'in bile haberi yok bundan. 

Yongsun: Nereden biliyorsam biliyorum işte. Sana kayısı getirmemi ister misin? Kayısı kokusunu çok seviyorsun, rahatlatır seni hm? 

Byulyi: Ne ara beni benden iyi tanır oldun? 

Yongsun: Biliyorum işte. Seni tüm detaylarınla biliyorum. Benlerinden öpülmeyi çok seversin, en nefret ettiğin yemek jjajangmyeon. Muzu çok seversin ama alerjin olduğu için yiyemezsin. 

Byulyi: Peki seni sevdiğimi de biliyor musun?

Yongsun: Aslında evet.

Byulyi: Peki neden seni senin beni tanıdığın gibi tanımama izin vermiyorsun? Yoksa bu seni rahatsız mı ediyor?

Yongsun: Hayır öyle değil! Sadece biz birlikte olamayız Byulyi, lütfen anla beni. 

Byulyi: Neden? Bana bir gerekçe sunmadığın sürece umutlarımı kesemem değil mi?

Yongsun: Ben..

Byulyi: Başka birini seviyorsan dürüstçe söyleyebilirsin. Sana kızamam bu konuda sonuçta. 

Yongsun: Hayır! Byulyi gerçekten başka biri yok, sadece- 

Byulyi: Sadece ne?

Yongsun: Benim bir penisim var tamam mı? Oldu mu? Şimdi benden nefret edeceksin, yüzüme bile bakmak istemeyeceksin ama değiştirebileceğim bir şey yok! 

Byulyi: Ne?

Yongsun: Duydun işte. Zaten annem beni yeterince ucube gibi görüyorken bunu sana da söyleyerek ekstra nefret almak istemedim bunca zaman boyunca. 

Byulyi: Hayır Yongsun, bu ne utanacağın ne de nefret edileceğin bir durum değil. Bak, şu an seni nasıl daha iyi hissettirebilirim bilmiyorum ama gerçekten bu normal bir şey. Hyejin de öyle! İnan bana, bu hiçbir şeyi değiştirmedi, değiştiremez. Ben seni olduğun gibi seviyorum. 

Yongsun: Gerçekten mi?

Byulyi: Tabii ki! Çünkü sevgi böyledir Yongsun. Hem ben, sen bana yakın olmadığın sürece herhangi biri olmak istemiyorum. Hiç kimseyi seni istediğim kadar yakınımda istemiyorum. 

Yongsun: Byulyi... Seni öpebilir miyim? 

Byulyi: Daha ileri gidebilirsin. 

Yongsun Byulyi'nin yüzünü kavrayıp dudaklarını birleştirdi. Öylesine bir açlıkla yapmıştı ki bunu, sanki bırakırsa ellerinden kayıp gidecekmiş gibi. Byulyi'nin kolları boynuna dolanmıştı, elleri Yongsun'un ensesindeki saçlar ile oynuyordu. Araya dilini de kattığı zaman ikisinin de içindeki tutkunun ateşi iyice körüklenmişti. Nefessiz kalıp ayrıldıklarında, yakından baktı Byulyi'nin suratına. Aralarında 3 inç vardı, ve Byulyi'si yakından çok daha güzeldi. Yanakları da tıpkı dudakları gibi kızarmıştı, gözlerinin kahverengisi onu her şeyden daha çok etkiliyordu. Aniden boynuna yöneldiğinde güçlü bir inleme gelmişti Byulyi'den. Ne kadar hassas olduğunu biliyordu. Tıpkı istediği gibi, özgürce porselen tenine morluklarını bıraktı. Gömleğinin düğmelerini açmaya yeltendiğinde onu durdurdu. 

Byulyi: Odada devam etsek? Koltukta çok rahat edeceğimizi düşünmüyorum. 

Yongsun başını sallayıp onu kucakladı, Byulyi rahat durmayıp boynuna öpücükler konduruyor, kulak memesini emiyordu. Yatağa onu yavaşça, sanki kırılacakmış gibi, bıraktıktan sonra Byulyi'nin yatağa uzanmaması biraz garip gelmişti. 

Yongsun: Yatsana? 

Byulyi: Yatırsana. 

Yongsun: Bir velet gibi davranmak? (Byulyi'yi yatırdı) Pekala. 

Bir an önce kıyafetlerinden kurtulmak istiyordu. Yanlışlıkla kendi formasını yırtmıştı ama umurunda değildi. İkisi de tamamen çıplak kaldığı zaman Byulyi'nin ellerini başının üzerinde çaprazlayarak tuttu, kendisini tamamen üzerine bırakıp göğüslerine yöneldi. Elinden geldiğince hepsini ağzına almaya çalışıyordu, Byulyi'nin inleme sesi onu daha da gaza getiriyordu. Tıpkı sevdiği gibi, benlerini öpüyor, bulundukları noktaları emerek morartıyordu. Bir yandan da baş parmağıyla Byulyi'nin klitorisi üzerinde daireler çiziyordu. Göğüsleriyle işi bittiği zaman Byulyi nefes nefeseydi ve gözlerini henüz açabilmişti, yaşadığı haz duygusu ona rüyadaymış gibi hissettiriyordu. 

Byulyi: Biraz büyükmüş hm? 

Yongsun sessiz kalıp yavaşça penisinin ucunu Byulyi'nin ıslak vajinasının içine soktu. Yalnızca bu hareket bile ikisini de cennette gibi hissettirmişti. Tamamen içine girdiği zaman bir süreliğine anın tadını çıkarmak istedi, kadife duvarların onu sarması çok özeldi. Yavaş yavaş gel-gitlerine başladığı zaman Byulyi'nin inlemeleri giderek volümünü arttırıyordu, ismini söylediği zaman kendinden geçiyordu. 

İlk seferinde nazikti... 

İkincisi de öyle... 

Üçüncüsü pek nazik değil. 

Yongsun çılgın bir ritim bulduğu zaman, ikisi de seslerini yükseltmişti. Byulyi bir elini kurtarıp klitorisine baş parmağıyla daireler çiziyordu, Yongsun ile aynı anda orgazm olmak istiyordu çünkü. Yongsun boşaldığı sırada Byulyi de orgazma ulaşmıştı. Gözleri geriye doğru gitmiş, ayak parmakları kasılmıştı. Yalnızca birkaç saniyelik bile olsa bu his, tarif edilemezdi. İkisi de yorgun olduğu için birbirlerine sarılıp uyudular. İkisi de bunun için minnettardı.  




Seep Out From That Girl (G!P)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin