Tek düşüncem onu nasıl ikna edeceğimdi. Bana söyleyemeyeceği o şey neydi?
Byulyi: Yazar hanım, sizin bir düşünceniz var mı bu konuda?
: Benim elim kolum bağlı bir şey diyemem.
Byulyi: Nasıl elin kolun bağlı lan! Bağlı olsa nasıl yazacaksın! Şimdi derhal bana bir görev bul, düşünmekten beynim acıyor.
Sağ olsun yazar hanımcığım, bana oturmama rağmen üzerime kız düşürme görevini vermişti. Şükürler olsun ki bu kişi Joohyun'du.
Byulyi: Joo-ah, nereye koşuyordun böyle?
Joohyun: Özür dilerim! Kyungsoo hocayı bulmam gerek!
Byulyi: Kafeteryanın oralardaydı en son. Bilirsin boğazına düşkün o.
Joohyun: Teşekkürler!
Byulyi: Kuru kuru teşekkür kabul etmem! Yongsun'u bir ara yanıma yolla!
Kwon Bo-ah: Ne yapacaksınız Yongsun ile Byulyi?
Byulyi: Oh saygıdeğer müdürüm! Sizi beklemiyordum. Fazla mı yakında duruyorsunuz acaba?
Burnumun dibinde bitti yine müdür çakması.
Bo-ah: Sorumun cevabını bekliyorum kestane hanım.
Byulyi: Ödev için tabii ki Bo-ah hocam. Biyolojiden ufak bir ödevimiz var ve satranç kursu için de birlikte çalışıyoruz. Ne kadar da olağanüstü şeyler değil mi hocam? Ben ve çalışmak.
Bo-ah: İnan bana, Yunho'nun birazcık hatırı olmasa senin gibi başarısız bir öğrenci hayatta okulumda yer alamazdı.
Byulyi: Ben de sizi çok seviyorum hocam. Arada yanıma gelip benimle böyle konuşmanız çok hoşuma gidiyor, daha sık yapalım bunu.
Yumruklarını sıkarak yanımdan ayrılmıştı. Bu kadını uyuz etmeye bayılıyorum! Yine de haklı olduğu yönler vardı, dolayısıyla biraz canım sıkılmıyor değil. Tabii unutmamam gereken nokta, ben olmasam bu okulun sanat ile alakalı yarışmalarda bir tane bile şampiyonluğu olamazdı. Bunların Bo-ah hocanın gözünde değeri olmamasını da kaale almıyorum, zaten böyle salak bir kadının nasıl müdür olduğunu da anlamış değilim.
Sonrasında, Joohyun dediğimi yapmış olacak herhalde ki Yongsun geldi yanıma.
Yongsun: Sen neden müdüre biyolojiden bir ödevimiz olduğunu söyledin? Tanrı aşkına biz aynı sınıfta bile değiliz!
Byulyi: Bo-ah hocanın işi gücü yok da sana benimle ne konuştuğunu mu anlatıyor? Değişikmiş.
Yongsun: (elini alnına vurdu) Gerçekten! Sana ne diyeceğimi bulamıyorum bile!
Byulyi: Aşkım diyebilirsin mesela. Kadınım, hayatım her türlüsü olur bana.
Yongsun: Dursana, benim daha iyi bir önerim var. Baş ağrısı sebebi nasıl?
Byulyi: Başımın tatlı belası gibi bir şey mi? Kulağa hoş geliyor.
Yongsun: Argh! Tamam, sakin olacağım. Asıl konumuz bu değil. Şimdi daha büyük bir sorunumuz var. Annem bugün seni bekliyor, ders çalışmamız için.
Byulyi: Annen ne alaka ki?
Yongsun: Azıcık beynini kullanabilir misin? Bak, mala anlatır gibi anlatacağım. Senin ve benim okuduğumuz bu okulun müdürü benim annem. Anladın mı şimdi?
Byulyi: Nasıl ya? O dedikodu gerçek miymiş? Baban da eski biyoloji hocamız Kim Hyun Jung de de yığılayım şuraya.
Yongsun: İnan bana bayılıp da bu gece eve gelmemen için söyleyebilirdim ancak hayır.
Byulyi: Tüh be, tüm teorilerim boşa gitti.
Yongsun: Bana bak şimdi, beni iyi dinle. Akşam gelirken yanında biyoloji kaynağı getirmeyi sakın unutma. Düzgün giyin, partiye değil ders çalışmaya geleceksin. Markete gidiyormuş gibi düşün. Onun dışında, yanından ayrıldığım zamanlar annem yanına gelirse annemle konuşurken düzgün konuş.
Byulyi: Peki nasıl geleceğim? Numaramı versem konum atsan mesela uygun mu?
Yongsun: Ben seni evinin önünden alırım. Kaynaklarını unutma!
Saçları hafif rüzgarla savrularak giderken, elimdeki fırçayı düşürmüş, dersin başladığını unutmuş, o güzelliğin arkasından bakakalmıştım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Seep Out From That Girl (G!P)
FanfictionOkul zamanı boyunca ondan kaçmaya çalıştım ancak hayatımın hatasını yapmıştım. Ona son anıma kadar ihtiyacım vardı ve bundan sonra kaçmak gibi bir niyetim de yoktu. Moon Byulyi X Kim Yongsun İlk Türkçe G!P MoonSun hikayesi sizlerle efendim!