Bölüm 32

177 11 54
                                    

-Biraz da yan karakterlerden bahsedelim hehehehehehe bunu yazacak bir şey bulamadığımdan yapmıyorum saçmalamayınn

-O sırada okulda...

Seulgi: Off... Çok sıkıldım! Byulyi ve Yongsun gelmeyecek mi? Joohyun da mı gelmeyecek? Nerede kaldı bunlar?

Ve yanında boş olan sırayı fark etmedi Seulgi. Normalde Seungwan her zaman ondan önce gelirdi ama bugün yoktu, yine de bunu bile fark edemedi Seulgi. 

Seulgi: Ne yapsam? Wheein ve Hyejin'in yanına- gidemem çünkü onlar da gelmedi. OOOOOOOF! 

O sırada içeriye Joohyun girdi. Kendini tamamen atkıya sarmıştı adeta, nefes alacak yeri var mıydı o bile belli değildi. Onu minik bir baykuşa benzetip güldü. 

Seulgi: Hey Chu! Günaydın! Nasılsın?

Joohyun: Günaydın Seulgi. Yorgunum. 

Seulgi: Niye?

Joohyun: Gece çok uyuyamadım. 

Seulgi: O zaman bugün okulu asmaya ne dersin? 

Joohyun: Nereye gideceğiz ki? Hem yok yazılırız. 

Seulgi: Dolaşırız işte biraz yaa.. Hadi ne olur ne olur lütfenn?

Joohyun: Tamam tamam. Önce Seungwan'ın yanına uğrayalım mı? Ona defterini vermem gerek. 

Seulgi: Aa evet Seungwan... Neden gelmedi bugün acaba?

Joohyun: Bilmiyorum. Gidince öğreniriz. 

Seulgi: Tamam o halde beni takip et. Sana en güvenli ve en gizli şekilde okuldan kaçmanın yöntemini göstereceğim. 

Joohyun: Tamamdır. Bugün lider sensin. 

Gülümseyip Joohyun'un elini tuttu. Onu çekiştirip okulun arka bahçesine getirdi. Bir ağacın arkasında olduğu için görünmeyen duvar deliğinden gizlice çıktılar. Joohyun'un yüzündeki ifadeyi görmeye değerdi kesinlikle. 

Seulgi: Hadi daha ne duruyorsun koş koş! 

Joohyun: Tamam tamam bekle beni! 

Gülüp koşarak Seungwan'ın evine gittiler. Joohyun hem yavaş olduğu için hem de Seungwan'ın evinin yerini bilmediği için biraz daha geriden geliyordu. Seulgi önceden geldiği için kapıyı çalıp Joohyun'u bekledi. Ama kapı açılmadı. 

Seulgi: Seungwan? Benim Seulgi! İyi misin? 

Joohyun: (nefes nefese) Açmıyor mu kapıyı? 

Seulgi: Hayır.. Dur camına taş atalım belki duymuyordur. 

Seulgi yerde bulduğu birkaç taşı eline alıp atmaya hazırlandığı zaman yoldan geçen biri onlara seslendi: "Uğraşmayın boşuna, bu sabah ev boşaltıldı." 

Seulgi duyduklarına inanmak istemedi. 

Seulgi: Ne? Nereye?

"Bilmiyorum. Ama sanırım ailesiyle birlikte gitti." 

Joohyun: Seulgi.. İyi misin? 

Seulgi: Değilim... Değilim Joohyun hiç iyi değilim! Ben onun en yakın arkadaşıyım, bana bir şey söylemeden gitmiş olamaz! 

Joohyun: Hiç konuşmadınız mı? 

Seulgi: Hayır.. Son günlerde mesaj yazmıyordu bile. 

Joohyun: Bir aramaya çalışsan? 

Ve maalesef... Cevapsız kaldı arama. 

Seulgi: Bu hat kullanılmamaktadır diyor! Nasıl ya?!

Joohyun: Tamam tamam sakin ol... Lütfen.. 

Seulgi: Nasıl olabilirim Joohyun? Nasıl sakin olabilirim?!

Joohyun: Seulgi acaba defterin içine baksak mı? Belki bir şeyler yazmıştır. 

Defterin içinde bir mektup buldular. 

"Şimdi gidiyorum hayatlarınızdan. Sanki hiç var olmamışım gibi gidiyorum buralardan. Terk ediyorum bu şehri, bu ülkeyi, bu yaşantıyı. Bir tek terk edemediğin sen varsın Seulgi. Çünkü zaten sen beni terk etmiştin. 
Ben hiç var olmadım aslında. Ben sen beni görünce vardım. Fark edilince var oldum. Ama artık o da yok. Ne yapalım, benim kaderim de buymuş. Benim kaderim hiç sevilmemek, hiç görülmemekmiş. 
Yine de bütün bunlara rağmen seviyorum ya seni, buna üzülüyorum işte. Bu kadar da olamaz diyorum. Kalbim bir yerde dur demeli artık. Keşke sen de beni sevseydin ama olmadı Seulgi, sen Joohyun'a aitsin. Ben ise yalnızlığıma. 
Kendine iyi bak. Seni dehşetli seviyorum." 

Seep Out From That Girl (G!P)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin