+15
...
Dünyaya bir çığ gibi yayılan K-pop müziğinin ana vatanı Seul'de beklenmedik intiharlar meydana gelmektedir. Basit bir intihar gibi kayıtlara geçen sebebi meçhul ölümleri soruşturmak için İspanya'dan Seul'e atanan Dedektif Cuz' Maria Park ve...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
♠ iç güdü...
. . 🌙
Yağmurlu bir havada ve kaygan bir kavşakta doğru yolu bulmaya çalışmak gibiydi kararsızlığın arifesinde alınan kararlar. Hangisinin diğerlerinden daha berbat bir seçim olduğunu bulmaksa hepsinden çok daha kolay bir yoldu. Pişmanlık ve sitemle dolu bir gelecek yazılmak için can atıyordu ve biz de mürekkebimizi bu yanlış seçimlerle dolu yağmur suyuna batırıp kaygan kavşakta alabildiğine hasar alarak ilerliyorduk.
Kolay yol buydu. Aynı zamanda bize değer biçilen hayat da buydu. En berbat yola sapmak verebileceğimiz en doğru karar gibi görünürdü bize, en başından.
"Hey, düşüreceksin!"
Taehyung, irkilerek önüne atlayan Jungkook'a baktı. Dümdüz bir şekilde baktığı asansörün kapısından dalgın bakışlarını nihayetinde başka bir yere odaklayabilmişti böylece.
"Tanrı'm hyung kendine gelmeyi deneyebilir misin en azından?"
Jungkook, Taehyung'un elinden düşmekte olan kutuları tek eliyle tutmaya çalışıp diğer elindeki poşetleri yavaşça ayağının yanına bıraktı.
"Günlerdir çok b*ktan davranıyorsun ve artık burama kadar geldi."
Jungkook, sesine ve gözlerine yansıyan saf öfkeyi diline dökmeye devam edip Taehyung'a sitem etti. Abisi gibi gördüğü arkadaşı günlerdir transa girmiş gibiydi. Maria ile konuşup onu Taehyung'a bir çocuğu olduğunu söylemeye ikna ettikten sonra soluğu Taehyung'un yanında almıştı. Nasıl yapacağını bilmediği için bir çocuğu olduğunu Taehyung'a sarhoşken söylemeyi tercih etmişti ancak bu da pek bir işe yaramamış gibi görünüyordu. Çünkü tam yanında duran arkadaşı hâlâ o anki şoktan çıkamamıştı.
Taehyung'un böyle bir tepki vermesi normal miydi emin değildi. Bir noktaya kadar tahammül göstermişti ancak arkadaşının da artık kendisini toparlaması gerektiğini düşünüyordu. Çünkü birkaç dakika sonra kendi çocuğunu ilk kez somut bir şekilde görecekti ve Jungkook, Taehyung'un o an şoktan bayılıp düşmesini istemiyordu. Derin bir iç çekip elindeki kutuların yeniden dengesini sağlayan Taehyung ile birlikte geri çekildi Jungkook.
"Bak sana defalarca söyledim son bir kez daha söyleyeceğim. Haru'yu korkutacak hiçbir şey yapmayacaksın tamam mı? Maria'nın kafana silah dayayıp seni kapı dışarı etmesini istemiyorsan Haru'ya düzgün davran. Duyuyor musun beni?"
Jungkook ayağının yanındaki poşetleri eline alıp açılan asansör kapısı ile birlikte Taehyung'a döndü. Cevap olarak sözlü bir onaylama beklerken Taehyung sadece gözlerini yavaşça kırpıştırmış hemen ardından ise asansörden inmişti. Jungkook yeniden derin bir iç çekip Taehyung'un arkasından Maria'nın dairesine doğru ilerlemeye başladı. Önden giden Taehyung bir süre sonra hangi kapıya gideceklerini bilmediği için durmuş ve Jungkook'un öne geçmesine izin vermişti. Elindeki, içinde farklı farklı oyuncaklar bulunan hediye kutularını farkında olmadan daha sıkı kavramaya başladığında boğazı düğümlendi. Vücudunu garip bir sıcaklık kaplamasına karşılık soğuk soğuk terliyordu. Çok saçma bir anın içerisindeydi.
