•on bir•

1.9K 109 84
                                    

Kader, misafirlerine baktı.

" Önder Beycim, size ne ikram edelim? Çay, kahve..."

" Çay ile uğraşmayalım hiç ama bir kahvenizi alırım."

Annesi kızına döndü.

" Zeyno'cum, kahveleri sen yapar mısın kızım?"

Zeynep ayağa kalktı.

" Kahverinizi nasıl alırsınız?"

Önder bey gülümsedi.

" Ben tek şekerli içiyorum ama topluluğuna da uyarım."

Kader konuştu bu kez.

" Önder hocanıza bir tek şekerli, ben de öyle alayım kızım. "

Zeynep, Çağrı'ya döndü.

" Sen nasıl alırdın kahveni Çağrı? "

Çağrı gülerek ağzının içinde konuştu.

" Tuzlu."

Zeynep kaşlarını çattı.

" Anlamadım, biraz daha sesli söyleyebilir misin?"

Çağrı kendi kendine güldü.

" Ben de tek şekerli alayım."

Zeynep hiçbir şey demeden arkasını dönüp mutfağa gitti. Kahveleri hazırlamaya başladı. Fincanları tepsiye yerleştirip kahvenin pişmesini bekledi. Kaynayan kahveyi ocaktan alıp tek tek fincanlara doldurmaya başladı. Çağrı'nın alacağını düşündüğü kahveye bakıp 'tükürsem mi?' diye düşündü. Sonra vaz geçti, tiksinç olmaya gerek yoktu. Tepsiyi alıp salona gitti. Önce Önder'e ikram etti. Önder gülümsedi.

" Sağ ol kızım."

Zeynep gülümsedi. Ardından annesine uzattı. Annesi de alınca sıra Çağrı'ya gelmişti. Kahveyi ikram etti. Çağrı kahveyi alırken Zeynep'i gözlerine baktı bilerek. Zeynep ile kısa bir bakışmanın ardından fincanını aldığında Zeynep geri çekildi hızla ve tepsiyi sehpaya bırakıp kendi fincanını eline aldı. Koltuğuna geçti. Önder kahveyi içip Zeynep'e döndü.

" Eline sağlık Zeynep'cim."

Zeynep gülümsedi.

" Afiyet olsun."

Kader onlara döndü.

" Kahveleri içtikten sonra kapatın da bir falınıza bakayım."

Önder şaşkınca konuştu.

" Biliyor musunuz fal bakmayı?"

Kader güldü.

" Fal bu mahallede benden sorulur Önder Beycim! "

Önder güldü. Çağrı kahveden bir yudum aldı. Güldü.

Çağrı

Bugün yaşadıklarıma inanmakta gerçekten güçlük çekiyordum. Trende 'zaten bir daha ne zaman göreceğim ki' düşüncesiyle öptüğüm kızın evinde kahve içiyordum ve birazdan onlarla rakı-balık yapmaya gidecektim. Zeynep'in tavırları da buraya geldiğimizden beri bir değişikti. Kutlamada masada otururken yaptığı imaları anlamamıştım ama bana olduğu kesindi. Çıkardı kokusu yakında, yani umarım. Yoksa kendi kendime teoriler üretmekten kafayı yiyecektim. Belki de bugün biraz çakır keyif olursa kendi kendine anlatıverirdi. Zaten Vefa'nın arkadaşı olması da benim için büyük şanstı. Muhtemelen Vefa'nın gittiği okul dershanesine gidecektim ve bu da demek oluyordu ki Vefa ile az da olsa takılacaktım. Bu da demek oluyordu ki otomatikman Zeynep ile takılma ihtimalim olacaktı. Bu da demek oluyordu ki bir şansımız olabilirdi. Ve son olarak bu da demek oluyordu ki benim için sonsuz mutluluk!

SIMSIKI~zeyçağHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin