"Oğlumun ve karımın adına senden özür dilerim kızım. Senden de Elif kızım. Devran'ın yaptığın terbiyesizliğe karşı."
Karısının suçundan dolayı kendisinin özür dilemesine Azra ona hızla ilerleyerek elini tuttu.
"Senin özür dilemene gerek yok Şehmuz amca. Başkalarının- başını kendilerine bakan Gülsüm Şahman'a bakıp Şehmuz Şahman'a çevirdi- yaptığı günah için özür dileme."Elif'te aynı sözleri söylerken Şehmuz Şahman başını kendisi bunları yapmış gibi başını utançla eğmişti. "Konaktan böyle ayrılmanı istemezdik kızlar. Siz ikiniz bu kısa sürede öz kızlarım gibi kızım oldunuz. Karımın ve oğlumun yaptığı şeyler yüzünden yüzünüze nasıl bakacam bilmiyorum."
"Öyle deme Şehmuz amca." diyerek çıkıştı Elif'le birlikte aynı Azra. Şehmuz Şahman ikisine şefkatle gülümseyip başlarını okşadı.
"Ben konuşacam Mirza ile kızım. Korkma ondan. Sana hiçbir şey yapamaz. Yaparsa ilk karşısında beni bulur. Hem gidişiniz ile içim rahat etmiyor ama konağımın kapısı her daim size açık. Neye ihtiyacınız olursa ilk bana söyleyin. Emi?"
Sevecen ifadeyle konuşmasına Elif'le Azra tebessüm etti ve ikisi eğilip sırayla elini öptü. İkisi valizleri yerden alırken Şehmuz Şahman karısı Gülsüm Şahman'a başıyla Mirza'nın odasını işaret etti. Gülsüm'den ses soluk çıkmazken merdivelere yöneldi Mirza'nın odasına çıkmak için. Arkasından gidişini izleyen Gülsüm Şahman gittiğinden emin olup altın bilezikli kollarını belinin arkasına bağlayıp başını dikçe kaldırıp kendinden emin ve kibirle yürüdü Azra ve Elif'in yanına. Kibirli bakışlarıyla Azra'ya bakıyordu. Kibirle dudağını kıvırmıştı.
"Benim işim bitti. Ben geriye çekiliyorum oğlumun sevdası konuşacak."
Valizin kulpunu kavrayan Azra'nın gözleri ona kayarken Elif valizi bırakıp ona atak yapmak istemişti ki Azra bileğini tutarak engelledi. Elif durdurulmasına öfkeyle valizi tekrar eline alırken Azra bedenini ve başını dikleştirip meydan okuyan bakışlarla karşılık verdi Gülsüm Şahman'ın kibir dolu bakışlarına.
"Karşımda kendinden emin bir şekilde oğlumun sevdası konuşacak diyorsun ve bundan gurur duyuyorsun. Nişanlı bir kıza zorbalık yapacak olmasına hemde."
"Evet." diye kendinden emin çıkan sesiyle cevap verdi Gülsüm Şahman. "Ne yaptıysam oğlum için yaptım. Benim oğlumun sevdası büyük. Senin o Emir denen adamla basit aşkınız gibi değil. Ha diyeceksin buna sen mi karar veriyorsun? Bunu sende göreceksin. Benim oğlumun sevdasının yanında Emir'in aşkının çok basit ve yanında kum tanesi kadar etmeyeceğini gözlerinle göreceksin. Ve bu yaptığım için şimdi kızıyorsun ama o zaman geldiğine bana teşekkür edeceksin."
Azra onu sonuna kadar kendinden emin ve yüzündeki gülümsemeyle dileyip ona doğru bir adım attı.
"Öyle mi?" diye sordu dudağını kıvırarak. Gülsüm Şahman'ın kibirle ve eminle başını sallamasına gülümsemesi genişledi. "Pekiii." diye uzatıp dudağını büktü. " Emir'in aşkı küçük diyelim ki asla öyle değil. Benim için canını verir. Ama öyle olsun diyelim. Onun aşkı küçük ve basit; peki ya benim ona olan sevgim küçük ve basit mi?"Sözleriyle gülümsemesi yüzünde solan Gülsüm Şahman'a ciddi bir yüz ifadeyle baktı. "Emin ol ki senin oğlunun sevdası benim Emir'e olan saf sevgim yanında bir hiç kalır." diyerek zaferle gülümseyen Elif'e bakış atıp valizinin kulpunu kavrayıp yürümeye başladı. Fakat Gülsüm Şahman'ın sözleriyle durmak zorunda kaldı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KAYIP UMUTLAR ( ASKIYA ALINDI )
Ficción GeneralMezopotomya topraklarına genç bir kız gelip geçti. Adı: Azra Öztürk'tü! Hayallerinin peşinden koşan umut dolu genç bir Öğretmendi Azra. İstanbul'un elit kesiminden sosyetenin gözden düşmeyen Öztürk ailesinin evlatlık, yetim kızıydı. Mücadeleci ve in...