Gülsüm Teyze'nin odasından çıkarken Elif söyleniyordu. " Yahu bizene elalemin kınamasından. Onlara kalmış sanki namusumuzu sorgulamak.
Başımı salladım hak verircesine.
" Bende anlam veremedim ama neyse boşverelim. Nasıl olsa ev bulup gideceğiz. " Elini aman neyse dercesine sallayıp, başını konaga çevirip uzunca inceledi. Hayran olmuş bir ıslık çalarken hayranca konağa bakmaya devam ediyordu." Konak, konak değil Osmanlı sarayı mübarek, " deyip ıslığını sürdürdü.
" Gerçektende öyle. Çok güzel ve tarihsel."
" Ama bizim gecekondunun tırnağı olmaz. Bizim gece kondunun bir kere ayrı bir havası var. Sıcakkanlı. Bu koca konak evimizin yanından geçmez bile. " deyip saçını savurdu. Gülerek omuzuna hafifçe vurup avluya, Berfin'in yanına gitmek için merdivenlerden indik.
Berfin hüzünlü bakışlarını daldığı noktadan çekip beni gördüğü gibi ayağı kalktı. Adımlarımı hızlandırıp hızla Berfin'e sarıldım. Sırtını teselli verircesine sıvazlarken ağlamamak için kendini zor tuttuğu belliydi. Ayrılık şefkatle yüzünü avuçladım.
" Lütfen kendini üzme. Bak ailen izin vermedi. Kimse senin isteğin dışında zorla evlendiremez, " dedim yüzünü okşayıp akmakta olan göz yaşını silerek. Burukça gülümserken Elif yanımıza yaklaşıp elini omzuna koydu.
" Azra haklı. Üzme kendini. Dağ başında yaşamıyoruz. Kim kimi zorla evlendirebilir? Hiçbir şey yapamazlar. " Teselli veren sözleri Berfin'i rahatlatmaya yeterken, Berfin eliyle çardağı gösterdi oturmamız için. " Gelsenize.Sizde bizimle oturun, " dedi.
Başımı sallayıp çardağa doğru ilerledim. Sap yastıklı şehirlere bağdaş kurarak otururken Elif'ye hemen sağıma oturmuştu. Berfin de gelip soluma iyi otururken Berivan Abla, Narin sol taraftaki sedirde oturuyorlardı. Erkekler ise hemen karşımızda oturuyorlardı. İçleri sigara ve nargile kokuları birbirine girip midemin bulandırmaya başlamıştı ve boğazımın yanmasına sebep olmuştu. Normalde girdiğim ortamlarda arkadaşlarım sigara içerken söndürmelerini isterdim ama burda yeni ve yabacı olduğum için böyle bir şey istemezdim. Daha fazla dayanamayıp başımı eğerek yüzümü buruştururken Azad bunu görmüş olmalı ki elindeki bitmek üzere olan sigarayı yanında bulunan küllüğe bastırarak söndürdü. Berzan'da onun gibi sigarasını söndürürken Devran ve Mirza rahatsız olduğumuzu fark etmelerine rağmen nargilelerinini içmeye devam etmişlerdi.
Resmen takmıyorlardı. Hâtta Devran yüzümü buruşturduğumu görüp başını yana çevirmisti. Mirza ise nargile közlüğüne birkaç kömür atıp nargile marpuçunu ağzına dayayarak derin bir nefes alıp kafasını sedire yaşamıştı.Açıkçası bu hali psikopatçaydı. Nargile marpuçunu ağzına dayamış hiç ağzından çekmeyerek bir bağımlı gibi nefes alıyordu. Hemde nargileyle birlikte sigara içiyordu. Arkaya attığı kafasını kaldırmadan marpuçu ağzından çekip yanında kül tablasında bulunan sigarasını Sigara dumanını ağzı yerine burnundan verirken bu hali bana daha da psikopat görünmüştü. Sigaradan bir nefes daha çekerken dışaşıya vermeyip ağzında bekletti. Yutkunurken hareket eden adem elması ile kalın dudaklarını aralayarak dumanı yavaşça dışarıya üfledi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KAYIP UMUTLAR ( ASKIYA ALINDI )
General FictionMezopotomya topraklarına genç bir kız gelip geçti. Adı: Azra Öztürk'tü! Hayallerinin peşinden koşan umut dolu genç bir Öğretmendi Azra. İstanbul'un elit kesiminden sosyetenin gözden düşmeyen Öztürk ailesinin evlatlık, yetim kızıydı. Mücadeleci ve in...