"Başkan Yang seni çağırıyor, Taehyung."
Jungkook'a bakıp kafamı salladım. "Tamam, geliyorum."
Başkan Yang, bugün başka bir iş verecekti. Bakalım, bugün kimin hayatı sonlanacaktı?Ben, Kim Taehyung. 25 yaşında, Seul'deki en büyük katil çetesinin üyesiyim. Katil çetesine 7 yıl önce bulaşmıştım. Kardeşimi öldüren pezevenkten intikam almak için.
Başkan Yang bana reddedemeyeceğim bir teklif sunmuştu. 134.037.985 Won karşılığında Seul'ün en büyük işadamını öldürmemi istemişti. Malum, ben de annemin tedavisi için kabul etmiştim. İşte, her şey böyle başlamıştı.
Yıllarca, binlerce kişiyi öldürmüştüm. Pişman mıydım? Hayır, asla. İnsanların cezasını kendim kesmeyi severdim, Tanrı'ya bırakmayı değil. Belki cehennemde yanardım ama asla pişman olmayacaktım. Özür dilerim, Tanrım.
Başkan Yang'ın odasının önüne geldiğimde Jimin'i gördüm. O da beni görüp yanına doğru geldi.
"Nerelerdesin pezevenk?" Gülümseyerek, "İşler güçler işte," dedim.
Jimin ve Jungkook da benim gibi katil çetesinin içindeydi. Onlar da benim gibi profesyoneldi.
Jimin benden ay olarak büyük, Jungkook ise 2 yaş küçüktü. Jimin çeteye benimle birlikte, öldürülen annesinin katilini bulmak için dahil olmuştu. Jungkook ise öldürülen babasının katilini bulmak için dahil olmuştu. Jungkook çetenin en genç üyesiydi.
Çete kurulmadan önce de üçümüz arkadaştık. Diğerleriyle sonra tanışmıştık."Başkan Yang seni çağırıyormuş, doğru mu? Yine iş mi verecek?" diye sorduğunda, "Öyle olmalı," diye mırıldandım. "Bu aralar işler yoğun, kurbanlar çoğalıyor."
Kafasını salladı ve koluma dokundu. "Neyse, git sen, sonra konuşuruz. Ben de Ha Eun'a bakacağım bi'."
Ben de kafamı salladım ve Başkan Yang'ın odasına girdim. Başkan Yang, kafasından eksik etmediği şapkasını düzeltti ve bana döndü. "Kapı çalmamakla kararlısın sanırım, Taehyung."
Gözlerimi devirdim. "Huyum değil, Efendim. Her neyse, beni çağırmışsınız."
Kafasını salladı. "Evet," Boğazını temizledi. "Bugün sana büyük bir iş vereceğim. Seul'ün en büyük markası olan HAJA'yı biliyor olmalısın." Bildiğimi belirterek kafamı salladım. "Biliyorum,""HAJA'nın sahibi Kim Min Gyu'nun ortağı, Kim Joon Seo'yu öldüreceksin. 2 katlı, geniş bir villada yaşıyor. Senin yaşadığın villanın olduğu site, No: 34. Evli ve 3 çocuğu var. Kim Na He, Kim Min Sung ve Kim Jennie."
Başkan Yang durup masasındaki bardağı aldı ve dudaklarına götürdü. Dudaklarını ıslattı. "Çok susamışım, neyse. Karısı Yoo Ra gözü açık birisi, ona karşı dikkatli ol. Na He ve Min Sung da aynı şekilde. Jennie'ye çok dikkat etmene gerek yok, o ölü gibi. Yeterli bilgiyi verdiğimi düşünüyorum. Jungkook sana hepsinin fotoğrafını atacak. Bu akşam, saat 23 sularında bu iş bitmiş olsun, Taehyung. Sana güvenim sonsuz, biliyorsun."
Kafamı salladım. "Tamamdır, gerisi bende. İyi günler, Efendim." Arkamı döndüm ve odadan çıktım.
Saat 23 sularında bu iş bitecekti, bitirecektim.
Yürürken bir anda birisi bana çarptığında durdum. Siyah, kısa saçlı ve uzun boylu bir kızdı bana çarpan.
"Ah, pardon. Burada yeniyim de, Başkan Yang'ın odasına gitmem gerekiyordu, geç kaldım. Özür dilerim." Önüne eğildiğinde kaşlarım çatıldı. Bu kız yeni miydi?"Sen yeni misin? Çeteye yeni mi dahil oldun?"
Kafasını salladı ve elini uzattı. "Evet, yeni gelen üye benim. Bu arada, ismim Lalisa. Kısaca Lisa diyebilirsin."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KILLER | Taennie
FanfictionAzılı bir katil olan Kim Taehyung, çalıştığı suç şirketinin ona verdiği emirle Kim Jennie'nin babasını öldürmek için onun evine gider. Eve gittiğinde ise Jennie'nin babasının odasını ararken rastgele bir odaya girer. Odada ise manzara ilginçtir. Tav...