KILLER | Taennie

Bloody Party

"Kim Sae Bum 27 yaşında, giyim markası RARAN'ın sahibi. Cinayet, taciz ve tecavüzden sabıkalı. Bir şekilde suçtan yırtmış piç."

Jimin bana gideceğim partide öldüreceğim herif hakkında bilgi veriyordu.

Suç dosyası oldukça kabarık bir herifti. Zengin ve saygın bir iş adamıydı. Yani öyle biliniyordu. Fakat işin bir de karanlık tarafı vardı. Cinayet, taciz ve tecavüzden suçlara sahipti ama parayla işten yırtmıştı. Ama bugün kurtulamayacaktı.

"Başka?"

Jimin derin nefes aldı. "İş gereği aileleri tarafından Rosé adında bir kızla nişanlanmış. Kızı para için kullanıyor da diyebiliriz. Aileleri zoruyla geçen günlerde nişanlandılar. Çok önemli bir bilgi değil ama yine de söyleyeyim dedim. Kız işimize yarayabilir."

Saate baktığımda partinin başlamasına az kaldığını fark ettim. "Bilgiler için sağol. Görüşürüz."

Telefonu kapattığımda merdivenlere doğru "Jennie!" diye seslendim.

Jennie'yle en son aravadayken konuşmuştuk. One benimle geleceğini söyledikten sonra bana hiçbir şey söylememiş, soru sormamıştı. Biraz sert konuşmuştum sanırım. Ama ona karşı yumuşak olmamam daha iyi olacaktı. Sonra kötü tarafımı gördüğünde korkmamalıydı.

Topuklu ayakkabısının sesi evde yankılandığında Jennie'ye baktım. Mağazada aldığı o siyah elbiseyi giymişti. Üzerinde gerçekten güzel duruyordu. Göğüslerini biraz öne çıkarmış ve ince beliyle bacaklarını belli etmişti elbise. Elbisenin altına da Ha Eun'un ona hediye ettiği ayakkabıyı giymişti.

Yüzüne de makyaj yapmıştı. Solgun görüntü gitmişti.

Merdivenleri inip yanıma geldiğinde "Hadi," dedim. "Gidelim."
Kafasını salladı ve benimle birlikte yürümeye başladı. Evden çıkıp arabaya bindik. İkimiz de konuşmuyorduk.

Arabanın TV'sinden kendiliğinden müzik açıldığında gözüm oraya kaydı.
Britney Spears - Criminal

Gözlerimi yola çevirdim. "Orada bana yakın davranman gerekecek, bunu yapabilir misin? Seni götürmeyi ben istemedim, Başkanın emriydi. Yanlış anlama."

Jennie bana bakmadan konuştu. "Yapabilirim."

Ona baktığımda tırnaklarıyla oynadığını gördüm. Bana bakmamakta ısrarcıydı.

Bir şey demeden tekrar önüme döndüm. O sırada telefonum çaldı. Arayan Jungkook'tu. Aramayı cevapladım. "Ne var?"

"Partiye kimle geliyorsun lan?" Şu an pişkin pişkin sırıttığına emindim. Sevgilim olmadığını biliyordu ve bununla dalga geçmek için aramıştı.

"Orada görürsün. Ayrıca sen nereden biliyorsun partiyi? Sen de mi geliyorsun?" Muhtemelen çete komple orada olacaktı.

"Tabii ki de, partileri kaçırmam. Yalnız, Başkan Yang yeni gelen çaylağın birini verdi yanıma. Ne yapacağım ben orada o salakla?"

Yeni gelen çaylak Lisa olmalıydı. Son zamanlarda şirkete yeni katılan yoktu.

"Lisa'dan bahsediyorsun. Dün tanıştık ama nasıl bilmiyorum. Bugün görürsün." Göz devirdiğine emindim.

"Yeri'yle katılmak yerine bu mu? Tanrım, Başkan Yang ve saçma emirleri."
"Maalesef, seçemiyoruz."

Jungkook bir anda gelen kız sesiyle "Görüşürüz," dedi ve telefonu suratıma kapattı.

Anlık şaşkınlıkla telefonu kenarına bıraktım ve ciddi surat ifademi takındım.

Parti alanına geldiğimizde arabayı park ettim. Kemerini çözüp arabadan indim. Parti çoktan başlamıştı. Yüksek sesle müzik çalıyordu.
Jennie de arabadan indiğinde yanımda durdu. Kulağına fısıldadım. "Koluma gir."