"Ladies and gentleman! This is Nazex. You're done."
Gözlerim açılmış ve dudaklarım şaşkınlıkla aralanmıştı. Min Sung'a baktığımda o da şaşkınca bana bakıyordu. "Onlar," diye mırıldandım. "Nazex."
Min Sung hızla odadan çıktı. Ben de pencereden bakmaya devam ettim. Yapabileceğim hiçbir şey yoktu. Kıpırdayamıyordum bile. Vücudumda morluklar vardı ve karnımdaki yara hâlâ acıyordu.
Taehyung yine siyahlar içindeydi. Siyah boyunlu bir kazak, yırtık pantolon ve üzerinden eksilmeyen siyah kabanını giymişti. Siyahlar içinde çok yakışıklı ve havalı gözüküyordu. Diğer üyeler de siyahlar içindeydi.
Taehyung ve üyeler bahçede durduklarında içlerinden bir üyenin eksik olduğunu fark ettim. Her göreve birlikte gittiklerini sanıyordum.
Babam ve arkasında birkaç adam, evden çıkıp çeteye doğru yürüdü. Çetenin önünde durduklarında "Ne o? Şimdi de haneye tecavüz mü?" diye sordu babam.
Taehyung güldü. "Haneye değil, sana tecavüz edeceğim, piç kurusu."
Babam ellerini cebine sokarken kahkaha attı. "Sitenin güvenliğini bildiğini düşünüyorum. Polis çağırmalı mıyım?"
"Katillerin polisle işi olmaz," dedi Taehyung. "Halledebilirsen, götün yiyorsa, kendin hallet."
Babam arkasına döneceği sırada, "Suga! Come on baby!" diye bağırdı Hoseok. O an ışıklar gitti ve bahçe kapısından içeriye giren bir adamn göründü.
Bir ıslık sesiyle adamlar birbirine girdi. Polis gelmemesi için silah kullanmıyor olmalılardı. Sitenin güvenliği katıydı ve en ufak şeyde bile polis gelebiliyordu.
"Bütün bunları Jennie için mi yapıyorsunuz? O sürtüğün bu kadar değerli olduğunu bilsem Yang'a satardım."
O sürtüğün bu kadar değeri olduğunu bilsem Yang'a satardım.
Ben ne yapmıştım bu adama? Bana karşı böyle davranmasının nedeni neydi? Bir baba kızına nasıl böyle şeyler söyleyebiliyordu?
Nedeni olmadan bana karşı biriktirdiği nefretin bana verdiği zararı bilmiyordu. Hiçbir zaman da bilmeyecekti.
Taehyung'un "Kendine baba diyebiliyor musun, Joon Seo?" sorusuyla bağırış sesleri devam ediyordu.
"Bu seni ilgilendirmez. Seni ilgilendirmeyen konulara burnunu sokma, Taehyung."
"Bunun beni ilgilendirip ilgilendirmemesiyle alakası yok. Sen çocuklarına karşı her zaman bok gibi davranan bir piç kurusun tekisin." Taehyung o adama söylemek isteyip de söyleyemediğim şeyleri söylüyordu.
Bir anda kapının açılmasıyla gözlerim oraya çevrildi. Odaya siyah takım elbiseli babamın adamlarından biri girmişti. Ben daha ne olduğunu sormadan yanıma doğru geldi ve sırtımdan ve diz kapağımın altından tutarak beni kucağına aldı.
"Ne yapıyorsun-"
"Sikeyim! Bunun bedelini ağır ödeyeceksin, Taehyung. O sürtüğü elimden alamayacaksın!"
Babamın bağırış sesleri gelirken evin arka çıkışına gelmiştik. Babam beni onların eline vermemek için elinden geleni yapacak olmalıydı.
Onun elinden kaçmak istiyordum fakat hiç gücüm yoktu. Karnımdaki yara ve vücudumdaki hasar hareket etmeme engel oluyordu. Beni taşıyan bu iri yarı adama karşı çıkamazdım.
Sessizce ne yapacaklarını izledim. Beni bir arabaya bindirdiklerinde arabayı hızlıca çalıştırdılar. Araba sessizce ön bahçenin önünden geçerken herkes birbirine girmişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KILLER | Taennie
FanfictionAzılı bir katil olan Kim Taehyung, çalıştığı suç şirketinin ona verdiği emirle Kim Jennie'nin babasını öldürmek için onun evine gider. Eve gittiğinde ise Jennie'nin babasının odasını ararken rastgele bir odaya girer. Odada ise manzara ilginçtir. Tav...