Towards the End

256 20 4
                                    

Bir sonraki bölümümüz final. Umarım beğendiğiniz bir bölüm olur.
İyi okumalar!

🕸️🕸️🕸️

Ertesi sabah başkanın bana verdiği işleri hallettikten sonra plan yapmak için çeteyle birlikte başkanın odasında toplandık.

Başkan şapkasını düzelterek önündeki fotoğraflarla dolu olan panoya bir bakış attıktan sonra bize döndü. "Artık bu oyuna bir son vermemiz gerektiğini düşünüyorum. Kim Joon Seo yerini açığa vererek bir savaş çağrısında bulundu. Onun işini bitireceksiniz. Bu iş fazla uzadı."

Başkana katılıyordum. O piç kurusuna yaptığı her şeyi ödetecektim. Jennie'ye ve Minsung'a yaptıkları karşılıksız kalmayacaktı.

Bu hayatta en sevdiğim bir şey varsa, o da intikam almaktı. Hak edene hak ettiğini vermek gerektiği düşüncesini savunuyordum.

İnsanların yaptıklarını görmezden gelip tanrıya bırakmaktansa onları cezalandırıp tanrının beni cezalandırmasına razı olmayı tercih ederdim. Benim için bu daha adildi.

"Akşamüstü Incheon hava limanından ayrılıp ormanlık alandaki evine doğru yola çıkacak. Yolda uğrayacağı bir ev olacak. İşte siz orda devreye gireceksiniz. Elektrikler kesilecek ve ışıkların aydınlattığı o ışıltılı sokak karanlığa bürünecek. Taehyung, bu görevi sana veriyorum. Hakkında daha fazla bilgiye erişmemize gerek kalmadı. Bu bilgilerden onu öldürdükten sonra da yararlanabiliriz. "

Çeteyle birlikte nefeslerimizi tutmuş, gözlerimizi bile kırpmadan başkanın ağzından çıkanları pür dikkat dinliyorduk. Kim Joon Seo'nun sonunu en iyi şekilde getirmeliydik.

Başkan sesli bir nefes vererek, "Jennie'yle ilgili planda da bir değişiklik yapmaya karar verdim." dedi.

Gözlerimi kıstım. Ne gibi bir değişiklikti bu?

"Onu planlarımızın içinde tutmaktan vazgeçtim. O adamın adını bile anmak ona zor geliyor olmalı. Ona bunu yapmak istemiyorum. Onu kendine aşık etme planı iptal. Jennie bundan sonra nasıl istiyorsa öyle bir hayat yaşayacak. İsterse okuluna kaldığı yerden devam edebilecek, ne istiyorsa onu yapacak. Yeterince olay yaşadı. Bu kadarı bile ona fazla. "

Huzurla nefes verdim. Bu planı zaten yapmak istemiyordum. Jennie'yi daha fazla kandırmak istemiyordum. Bu benim için de iyi olmuştu.

"Akşama hazırlanın, Lisa ve Jisoo'ya plandan bahsetmeyeceğim. Bu çetenin bir görevi olacak. Dağılabilirsiniz."

Başkanın odasından çıkarken Jimin ve Jungkook koluma girdi. "Hadi yine iyisin," dedi Jungkook gülerek.

Gülümseyerek karşılık verdim. Şirketin kafesine gidip bir masaya oturduk. Söylediğimiz kahveleri içerken, "Sonunda." dedi Suga. "Bu herifle uğraşmaktan bıktım. Hiç bu kadar uzun süre biriyle uğraşmamıştık."

Namjoon ellerini birbirine kenetledi ve gözlerini önündeki kahve bardağına odakladı. "Kim Joon Seo içlerinden en tahmin edilemez ve ruh hastası olanı. En son bu kadar garip bir herifle ne zaman uğraşmıştık? 3 yıl önce miydi?"

Jungkook kafasını salladı. "Şu ünlü bir markanın ceosuydu. Kızı çok güzeldi ama. Yazık oldu ya."

Jungkook'a göz devirerek kahvemden bir yudum aldım ve söylediğim kurabiyeden bir ısırık aldım. "Ondan sonra ne olmuştu? Şirket batmıştı sanırım. Karısı da başka adamla evlendi."

"Bu zenginleri anlamak zor," dedi Seokjin sanki kendisi zengin değilmiş gibi.

Bir süre sessizlik olduktan sonra Namjoon sessizliği bozarak Jungkook'a döndü. "Sen dün nereye kayboldun lan? Sabah leş gibi alkol kokarak geldin. Akşam o kadar içmemiştin. Yine ne bok yedin?"

KILLER | TaennieHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin