Jennie'den
"Hazırlanız, çıkıyoruz." Yang çete üyelerine doğru konuştu. Hepsi onayladı ve arabalara doğru geçtiler.
Taehyung yanımda duruyordu. Elini belime koydu ve yürümeme yardımcı oldu. Yaram artık çok acımıyordu. Doktor ne yapmıştı bilmiyordum ama önceki acı gitmişti.
Taehyung beni ön koltuğa oturttuğunda kapıyı kapatıp sürücü koltuğuna geçti. Bütün arabalar önden gittiğinde Taehyung da arabayı çalıştırdı.
Gözlerimi ona çevirdiğimde o yola bakıyordu. Simsiyahtı. Siyah boyunu bir kazak, siyah bir kot pantolon ve onun üzerine de siyah uzun bir kaban giymişti. Yüzünde herhangi bir ifade yoktu.
Ona başından beri güvenmemeliydim. Bana karşı iyi davranmasından dolayı iyi biri olduğunu düşünmüştüm. Asla bir katil gibi gözükmüyordu. Bu yüzden beni kandırmıştı. Annesini kurtarmak için beni kullanıyordu.
Lisa ve Jisoo olmasa asla bu plana uymazdım. O adamın yüzünü bile görmek istemiyordum.
Yaşadığım bu 24 yılı işkenceye çevirmişti o adam. Anne ve baba dediğim insanlar benim hayatımın katilleriydi. Hayatımda tanıdığım en acımasız ve en kötü insanlardı.
Radyo kendiliğinden açıldığında sunucu konuşmaya başladı. "Ah, hava ne kadar korkutucu. Garip bir atmosfer var ve bu ortamı geriyor gibi. Esen rüzgar ve artmaya başlayan yağmur korkutucu olmaya başlıyor. Lütfen evlerinizden çıkmayın. Seul'un havası güzel olsa da bazen can alıcı olabiliyor. Kendinize iyi bakın."
Radyo kapandı. İkimiz de konuşmuyorduk. Taehyung yola odaklanmış, araba sürüyordu. Ben ise önüme dönmüş camdan dışarıyı izliyordum. Ağaçlar rüzgârın etkisiyle sağa sola doğru sallanıyordu. Yağmur yağıyor, su damlaları arabanın camına çarpıyordu.
Araba ıssız bir yerde durduğunda etrafa bakındım. Geniş bir arazide görünen şey sadece büyük bir arsa ve siyah arabalardı.
Taehyung arabadan indiğinde ben de kapımı açıp indim. Yanıma geldiğinde, "Yürüyebilirim. Yardımcı olmana gerek yok." desem de Taehyung belimden tuttu ve yavaşça ilerledi.
Yang arabadan indiğinde diğerleri de indi. Hepsi silahlarını alırken Yang, "Dikkatli olun. Her an saldırıya geçebilir. Herhangi bir çatışmaya karşı hazırlıklı olmalıyız. Giriyoruz." dedi. Herkes başıyla onayladı ve arsaya doğru ilerledik.
Jisoo ve Lisa yanıma geldiğinde Taehyung önden yürüdü. Jisoo kulağıma, "Korkma, sana hiçbir şey yapamaz." dediğinde kafamı salladım.
Arsanın kapısı açıldığında Taehyung önden, arkasından da Yang yürüyordu.
İçeriye göz attığımda arsanın içinde bir sürü siyah giyinmiş adam ve önlerinde kahverengi deri bir koltukta oturan babamın olduğunu gördüm. Sigarasını dumanını gülerek üfledi. "Hoşgeldin, Yang. Görüşmeyeli uzun zaman oldu."
Yang ellerini cebine koyarken konuştu. "Uzun zaman oldu. Fakat hâlâ sözlerine uymadığını görüyorum."
Babam sigarasını yere atıp ayağıyla ezdi. Dumanı üflerken gözleri Yang'ın ve Taehyung'un üzerindeydi. "Ah, onlar mı? Korkma, bir şey yapmazlar. Tedbirli olmak istedim sadece."
Yang güldü. "Korkmak mı? Adamların Nazex için sadece birer oyuncak. Onlardan mı korkacağız?"
Babam oturduğu koltuktan kalktı. "Adam mı yarıştırmak istiyorsun? Pekala, Kang Min buraya gel."
Siyah giyinimli adamlardan biri babamın önünde durduğunda Yang Taehyung'a döndü. "Göster ona."
Taehyung'un yüzünü tam olarak göremesem de kafasını salladığını görmüştüm.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KILLER | Taennie
FanfictionAzılı bir katil olan Kim Taehyung, çalıştığı suç şirketinin ona verdiği emirle Kim Jennie'nin babasını öldürmek için onun evine gider. Eve gittiğinde ise Jennie'nin babasının odasını ararken rastgele bir odaya girer. Odada ise manzara ilginçtir. Tav...