"Siktir!"
Jennie Kim tavandaki avizeye kendini asmıştı. Boynunda olan ip ve yerdeki sandalye bunu gösteriyordu. İkindin bana ip sorması da bu sonucu işaret ediyordu.
Ölmüş müydü, bilmiyordum ama onu oradan indirmeliydim. Polis gelirse bu durum içinden çımılmayacak bir hâl alırdı. Yakalanma ihtimalim de yüksekti. Onu burada bu hâlde bırakırsam işler daha da karışabilirdi.
Koşarak Jennie'nin önünde durdum. Onu bacaklarından tutarak havaya kaldırdığımda yerdeki düşmüş sandalyeyi kaldırdım ve Jennie'yi bir elimle tutarak sandalyenin üzerine çıktım. Boynundaki ipi önce boynundan sonra da avizeden çıkardım.
Jennie'yi omzuma alıp sandalyeyi masasının önüne koydum. Odasının kapısını kilitledim ve Jennie'yi sandalyeye oturttum.
Elimle yüzüne hafifçe dokundum. Yüzü buz gibiydi. Tanrım, umarım ölmemiştir. Yoksa başkandan yiyeceğim azarı tahmin bile edemiyordum. Korktuğum için falan değildi ama başkanın çenesini çekmek istemiyordum.
"Jennie," diye mırıldandım. "Uyan,"
Yüzüne bir kez daha dokundum. "Ölmüş olma, lütfen. Hay, sikeyim!"Gözleri yavaşça açıldı. "Yaşıyor muyum? Halüsinasyon musun sen?"
Kafamı iki yanıma salladım. "Hayır, yaşıyorsun. Hadi, kalk."
"Sen kimsin?" diye sorduğunda, hiçbir şey söylemedim. "Şimdi beni bir yere saklayacaksın ve hiç kimseye bir şey söylemeyeceksin. Bana yardım edersen istediğin bir şeyi yapacağım."
Bir şey söylemesini beklerken dolabını gösterdi. Görmediğini bilsem de sırıtarak dolaba doğru ilerledim. Hızlıca içine girdim ve kapağını kapatmadan önce Jennie'ye odasının kapısını gösterdim. "Kilitli, aç onu."
Dolabın kapağını kapattığımda Jennie odasının kapısını açıyordu. İçerisi bir anda aydınlandı. Polis elindeki elektrikle etrafı aydınlatıyordu. Yanlarında da öldüremediğim kurbanın karısı Yoo Ra vardı.
Polis, Jennie'ye baktı. "Odanıza birisi girdi mi?"
Jennie kafasını iki yanına doğru, olumsuz anlamda salladı. "Hayır, hiç kimse girmedi."Polis etrafa bir bakış atıp kafasını salladı. "Peki, diğer odaları da gezelim."
Polis ve Yoo Ra odadan çıktığında Jennie odanın kapısını kapattı. Dolabın kapağını açtım ve dışarıya çıktım.
Hiçbir şey söylemeyip ona baktığımda, bana baktı ve yanıma doğru geld.
"İstediğin bir şeyi yaparım dediğinde ciddi miydin?" Kafamı salladım. "Evet," dedim. "Ne istersen yapacağım."
Jennie derin bir nefes aldı ve bana baktı. "Beni bu evden çıkar."
***
"Sen kimsin? Neden o evdeydin?"Jennie evden çıkmama yardım etmişti ve böylece evden beraber çıkmıştık.
Ona neden benden böyle bir şey istediğini sorduğumda o evde kalmak istemediğini söylemişti.Ona kim olduğumu söyleyemezdim. Ne olursa olsun. Bana yardım etmesi işime gelmişti.
"Bunu sana söyleyemem. Sadece-" Lafımı böldü.
"Elinde susturucu tabanca var, bahçe kapısındaki korumalar öldürülmüş. Katilsin sen, biliyorum. Babamı öldürmeye mi geldin? Anlamam sanıyordun, değil mi? Kimseye söylemeyeceğim merak etme."
Kaşlarımı kaldırdığımda kafasını sallayarak, "Merak etme," dedi. "Sen beni o evden kurtardın, bu benim için bir cennet bileti. Senin hakkında hiçbir şeyi, hiç kimseye söylemeyeceğim."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KILLER | Taennie
FanfictionAzılı bir katil olan Kim Taehyung, çalıştığı suç şirketinin ona verdiği emirle Kim Jennie'nin babasını öldürmek için onun evine gider. Eve gittiğinde ise Jennie'nin babasının odasını ararken rastgele bir odaya girer. Odada ise manzara ilginçtir. Tav...