Night

427 26 7
                                    

"3'e kadar sayınca giriyoruz," Namjoon'u onayladım. 3 dediğinde herkes etrafa bakındı. 2 dediğinde eller beller götürüldü. Ve 1 dediğinde herkes silahını aldı.
Hoseok, Jin ve Namjoon kapıdaki adamlara yöneldi. Yaklaşık 20 tane adam vardı.

Hep birlikte evin bahçesinin önünde dururken kalanlarımız demir kapıyı atlayarak geçtik. Kapı uzundu ama engel olacak kadar değildi.

Evden müzik sesi geliyordu ve dışarıya renkli ışıklar yansıyordu. Kadın ve erkek sesleri birbirine karışmıştı.
Bahçeden hızla geçtiğimizde dışarı temizdi. Jungkook ve Lisa'ya döndüm. "Arkadaşlar sizde. Ben adamı bulacağım. Jimin sen de kasayı hallet."
Hepsi beni onayladığında ışıklar gitti ve müzik sesi kesildi. Kadınlar çığlık atarken dağıldık.
Ben üst kata çıktığımda kalabalık olduğunu gördüm. Aşağısı gibi kalabalıktı.
Ev 3 katlıydı ve o herifi bulmak uzun süreceğe benziyordu.
Odaları aramaya başladığımda çoğu doluydu. Kadınlar ve erkekler vardı hepsinde. 2.kat tamamen doluydu. 3.kata çıkarken Jimin'in de peşimden geldiğini fark ettim.

"Sen de mi bulamadın?" dediğimde cıkladı. "Piçin evi labirent gibi. Götüne mi soktu ne yaptı paraları, yok hiçbir yerde."
Gülerek merdivenleri çıktım. 3.kat sessizdi. Sessizce yürürken adım sesleri duydum. Ağır adımlarla sesin geldiği yere doğru yürüdüm. Koridor uzun ve genişti. Koridorun sonundaki pencereden beyaz bir ışık vuruyordu. Gelen adım sesleriyle bir gerilim filmini andırıyordu.

"Sikeyim! Bu saatte elektrikleri neden kestiler?" Ses yakından geliyordu. İlerideki merdivenlere yönelen bedeni gördüğümde silahımı sıkıca kavradım ve boynundan yakaladım.

"Dur bakalım." Öldürmeden önce biraz eğlense miydim?
Ellerini boynundaki koluma götürdü. "Kimsin sen? Kimin köpeğisin?"

Boynunu daha sıkı kavradım. "V," diye mırıldandım. "Ecelin."
Çetedeki ismim V'ydi. Kurbanlarımı bu şekilde korkutur, işlerini bitirirdim.

"Kim Taehyung," dediğinde kaşlarım çatıldı. Beni tanıyor muydu? İsmimi nereden biliyordu?

"Tanışıyor muyuz?" dediğimde boynundaki kolumu gevşelttim ve omuzlarından tutup sırtını duvara yasladım.

"Hee Tae'yi tanıyor musun?" Hee Tae? Abimi nereden tanıyordu bu herif?
Silahımı kafasına dayayıp omzunu sertçe tuttum.
"Onu nereden tanıyorsun? Kimsin sen?"

"Ah, bilmiyorsun tabii... Benim de kurduğum bir çetem var. Yang'ın çeteleri yanında karınca gibi kalır."
Başkan Yang bunlardan bahsetmemişti. Bu herif hakkında bana söylediği kirli işlerden para kazanan bir iş adamı olduğuydu.

"Yanlış kişiyi öldürdün, Taehyung. Yang yanıldı, seni de yanılttı."
Sinirlenmeye başladığımda silahı tutan elim sıkılaştı. "Ne saçmalıyorsun?"

"Yang gerçekten aptalın teki. O aptal yanıldı ve senin de yanılmana sebep oldu," Kafasını sol tarafa doğru çevirdi ve bana bakmaya çalıştı.

"Abini iyi tanırdım," dedi. "Seni de." Derin bir nefes aldı. "Zaman çabuk geçiyor, değil mi Taehyung?"

Öfkeyle konuştum. "Kısa kes. Benimle bağlantın ne?"

Bana bakmaya çalışırken güldü. "Ne acelecisin öyle. Seni anlayabiliyorum. Kafan karışmış olmalı."

Biraz durdu ve konuştu. "Hayat böyledir. Hiç ummadığın bir zamanda ve hiç tahmin etmediğin bir yerde geçmişi çıkarır karşına."

"Hee Tae-" Dong Hyun'un bedeni yere yığıldığında yanımdaki bedene baktım.

"Bu kadar uzun süren ne? Bu kadar basit." Jimin'i gördüğümde göz devirdim.

KILLER | TaennieHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin