4. BÖLÜM
Hayatın bir noktasında takılıp kalırsın ya bazen. Düşünürsün, çözüm ararsın belki ama bir türlü aklından söküp atamazsın. Soru işaretleri bedeninin her yerindedir hani. Cevaplanmak için bekliyorlardır ama hangi sorudan başlayacağını dahi bilmiyorsundur belki. Bir de benim gibi her şeyi gereğinden fazla kafana takıyorsan eğer halin yaman demektir. Bazen saçıma takacağım tokayı bile sorun eder, "Acaba üzerimde çocuksu bir görüntü yaratır mı?" diye saatlerce düşünüp dururdum. Fakat şimdi, zamanın şu evresinde yelkovanın hangi yönde ilerlediğinin hiçbir önemi yoktu. Başıma taktığım o minik tokanın verdiği kararsızlık hissi devenin yanında pire gibi görünüyordu gözüme. O kadar çaresiz ve aptal hissediyordum ki aldığım kararın doğru olup olmadığından bile emin değildim. Gerçi kararımı değiştirmek için zaten çok geç kalmıştım ama yine de içim içimi kemiriyordu. Bambaşka bir dünyanın ardında neler olduğunu öğrenmeme sadece dakikalar kalmıştı.
Yol boyunca o kadar fazla konuyu düşünüp kafaya takmıştım ki sonunda dayanamayıp bitkin düşmüş, baş ağrısının verdiği rahatsızlık hissiyle de kendimi Senem'in omzuna bırakmıştım. Uzun bir yolculuk olacağını tahmin etmiştim ama kedinin sıcak bir sobanın önünde yatıp mayışması gibi arabanın içinde kendimden geçeceğimi hiç düşünmemiştim. Ne kadar zamandır uyuyordum acaba? Yol öylesine sakin gelmişti ki Senem'in benden uzaklaştığını, arabanın durduğunu bile fark etmemiştim. Bir süre sonra Senem kapıyı açıp kolumdan dürtünce gözlerimi yavaşça araladım. Boynumda oluşan ağrı, başımı arabanın camına yasladığımı haykırıyordu. Senem, gözlerindeki ışıltıyla, "Geldik," diye fısıldadığında boynumu çıtlatarak bulunduğum yerde gerindim ve ardından kapıyı aralayıp kendimi dışarı attım. Esma Hanım, Devrim Bey ve Senem ne ara inmişlerdi ki arabadan?
Bulunduğum sokağı incelemeye daldığım sırada havadaki serinlik ürpermeme neden olmuştu. Üzerimdeki hırkaya rağmen kollarımı sıvazlarken böyle bir manzarayla karşılaşacağımı hiç düşünmemiştim. Sahi, neredeydik biz? Etraftaki büyük bahçeli lüks evler öylesine ihtişamlı görünüyorlardı ki şehirden uzakta olduğumuzu zannettim. Böyle evlerin şehir merkezlerinde olmasının imkânı yoktu. Sokağı donatan büyük çam ağaçları ise etrafa ayrı bir hava katıyordu. Sandığımdan çok daha güzel ve ferah bir yerdi burası. Bana yetimhaneyi anımsatmıştı.
Esma Hanım yanıma gelerek belimden tutup beni siyah, demir aralıkların olduğu büyük bir kapıya yönlendirirken gözlerim Senem'i aradı. Arkamı dönüp baktığımda ise bakışlarının başka bir tarafa odaklandığını fark ettim. Esma Hanım'ı yok sayarak yanına yaklaştığımda yüzündeki geniş sırıtışa anlam veremedim. Nereye bakıyordu bu kız böyle? Yeşil gözlerinin odaklandığı yeri takip ederken sokağın köşesinde, üzerinde gri eşofman takımı olan uzun boylu birinin köşeyi döndüğünü gördüm. Yüzünün nasıl olduğunu bilmediğim için gördüklerim sadece kahverengi, dağınık saçlardan ibaretti.
"Yüzünü gördün mü?" diye sordu Senem iç çekip kendinden geçerek. Ellerini heyecanla göğsünde birleştirmiş, küçük bir çocuğun yere düşen şekerine bakar gibi hâlâ sokağın diğer tarafına dönmüş olan çocuğun ardından bakıyordu. Başımı görmediğimi belirtircesine olumsuz anlamda salladığımda omuzlarını düşürerek bir kez daha iç çekti. "Çok yakışıklıydı!" diyerek sessizce şakırken kolunu çimdikleyip hemen önümüzde yer alan Devrim Bey ve Esma Hanım'ı gösterdim. Tanımadığı birine hayran hayran bakması hiç de uygun bir davranış değildi. Vermek istediğim mesajı anlamış olacaktı ki başparmağı ve işaret parmağını birleştirerek dudaklarına götürüp sustuğunu belirtircesine kilitledi. Kıkırdamasını bastırmaya çalışırken ben de ona eşlik etmekten geri kalmadım. Devrim Bey tüm içtenliğiyle yanımıza yaklaşıp ikimizi de kollarının arasına aldığında büyük kapıdan geçerek yaşayacağımız yeni yuvanın bahçesine doğru adım attık.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
KUTUP YILDIZI 1
Teen FictionKUTUP YILDIZI SERİSİNİN İLK KİTABI 'KUTUP YILDIZI 1 YENİDEN WATTPAD'DE SİZLERLE!