"Geçen seferlerden sonra karışımı hazırlarken birinin seni gözetmesi iyi oldu."
Jisung tarife uymaya devam ederken prensin sözlerine hak verdi. "Bir gün buradan da kovulacağım diye çok korkuyorum."
Seungmin gencin dediğine kıkırdarken bir yandan da yanlış yapmaması için kontrol ediyordu. Hazırladıkları içecekte büyü kullanmalarına gerek yoktu fakat cadı olan küçük bir hata dahi yapsa sonuçları pek güzel olmaz gibiydi. Özellikle de Ekoton'daki herkesin davetli olduğu festivalde sunulacak sarhoş edici içkilere farklı bir malzeme koyarsa.
"Bu ne?"
Prens içeceğin hazır olmasına az kaldığı için etrafta dikkatini çeken başka şeylerle de ilgilenirken gördüğü şeffaf kremsi karışımı sordu. Beyaz bir kabın içinde camın önünde duran cisme cadı da arkasına dönerek bir bakış attı.
"O Minho için, iyi geldiğinden karnına sürüyorum. Birazdan yine sürmem lazım."
Seungmin genci onaylayarak tekrar yanına döndü. Gözlerini kısa bir süre masada duran kapta tuttuktan sonra Jisung'un yüzüne çevirdi. Karşılaştığı ifade ile bir sorun olduğunu farkederken sıkıntıyla sordu.
"Yine ne yaptın?"
Sakar cadı dudaklarına inandırıcı bir gülümseme yerleştirirken diğerini yanıtladı. "Sanırım alkol seviyesi biraz yüksek oldu." Ardından hızlıca ekledi. "Ama sorun yok, sadece yapmamız gerekenden iki litrecik fazla içecek yapmış olacağız. Bunun dışında bitti, devamını bir hafta sonra tamamlayacağız."
Seungmin önemli bir aksilik çıkmadığı için rahatlarken genci onaylayarak ağzını sıkıca kapadığı kabı toprak altına gömme işini kendi üstlendi, son anda diğerinin işi batırmasını istemezdi. Jisung da prense güvenerek kulübesini de ona emanet ederken yanına aldığı krem ile eve doğru adımladı.
İçeri girer girmez ilk olarak salona bakarken karşılaştığı ikiliye periyi sordu. "Minho'yu gördünüz mü?"
"En son burada bebek çok kıpırdanıyor diye karnını yumrukluyordu, sonra uzanmak için odasına geçti."
Genç adam duyduğu şey yüzünden şaşkınlık ve endişeyle gözlerini fazlaca açarken cevap dahi vermeden hızlıca odasına adımladı. Hiç beklemeden aniden içeri girip diğerinin yatağına bakarken karşılaştığı görüntü ile rahatlayarak derin bir soluk verdi. Minho, uyarırcasına kaldırdığı parmağı ve sinirli ifadesiyle karnına doğru konuşuyordu. Hamile beden işine ara verip odaya giren bedeni incelerken Jisung yavaşça yanına adımladı.
Sırtüstü uzanan perinin hemen yanına kendini bırakırken başını omzuna yaslayarak kolunu gencin şişkin karnının aşağısından geçirdi. Minho'nun minik peri-cadı meleze zarar verdiği düşüncesi ile oldukça korkmuştu ve şimdi bir sorun olmadığını görmek de içini rahatlatmıştı.
Oda arkadaşıyla yaptığı çocuğa iki ay içerisinde çabucak bağlanmıştı Jisung. Diğeri de bu duruma pek ses çıkarmadığından sürekli ikili ile ilgilenirken kendini sürekli onları düşünürken buluyordu. Peri olanla çift hayatı yaşıyor ve bundan rahatsızlık hissetmiyordu Jisung. Tam tersine Stray Kids'in içinden bir aileye daha sahip olduğundan fazlasıyla mutluydu. Minho ve bir ay sonra doğacak yavru artık onun önceliği haline gelmişti.
Bir süre sessizce perinin sakinleştirici bedeninde konakladı Jisung, sadece kendisinin izni olan bu kucaklaşma fazla özel ve güzeldi. Minho yalnızca cadının ona bu kadar yakın durmasına ve fazla temas etmesine izin verirdi.
Yeterli olduğunu düşünürken doğruldu Jisung, ne ara bıraktığını hatırlamadığı kabı bir kenardan aldıktan sonra da uzanmaya devam eden bedenin tişörtünü sıyırdı. İstemsizce parmakları şişkin bölgede gezinmeye başlarken diğeri konuştu.
"Bacaklarıma oturabilirsin, sorun olmaz."
Jisung reddetmeden önce ona gelen teklifi biraz düşündü. Peri olanın zaten yapılı bir bedeni vardı ve hamile olmasına rağmen sürekli onu kucağına oturturdu. Bu nedenle diğerinin de dediği gibi bir sorun yaşanma ihtimali oldukça düşüktü.
Dikkatlice perinin baldırlarına yerleşti Jisung. Ağırlığını daha çok kendi dizlerine verdi, böylece gence en az derecede yük oluyordu. Ardından şeffaf kreme daldırdı parmaklarını, yeterli miktarda alıp sürmeye başladığında ise diğerinden hoşuna gittiğine dair mırıltılar alıyordu.
Minho gözlerini kapatıp kendini tamamen kucağındaki gencin rahatlatıcı dokunuşlarına bıraktı. Hem karnının sevdiği biri tarafından okşanıyor oluşu onu mutlu ederken günün yorgunluğunu atıyor oluşu da hoşuna gitmişti.
Cadı olan parmaklarını biraz kasıklarına doğru indirdiğinde ağrının daha fazla olduğu bölgeye gelmişti, bu nedenle dokunuşları diğerine daha çok etki ederken artan mırıltıları da bunu destekler nitelikteydi. Jisung ise perinin daha fazla seveceğini düşündüğünden dokunuşlarını iyice kasıklarına yanaştırdı. Fakat aldığı uyarı durmasına sebep olmuştu.
"Eğer biraz daha aşağı inersen sert aletimle karşılaşacaksın ve hamile bile olsam rahat bırakmam seni."
Cadı olan utançla ne yapacağını bilemezken öylece dudaklarını ısırarak şaşkınca oturmaya devam ediyordu. Onun bu halini farkeden Minho ise genci sırıtarak yanına doğru çekti. Jisung'un yan yatmasını sağladıktan sonra dudaklarına yönelirken ikili yumuşak bir öpüşmenin içine çekilmişti.
Sakince, oyalanarak birbirinin tadına bakarken Jisung'un bir eli de diğerinin karnındaydı. Minho aldığı dokunuşla yeniden sevinirken keyifle gencin dudaklarını emdi. Arada minik öpücükler bırakarak hoş ve tatlı bir öpüşme yaşanırken ikisi de bu deneyimi fazlasıyla sevmişti.
Minho hamile kalmadan önce genellikle seks öncesi öpüşmeler yapıp sert davranırlardı fakat şimdi işler hiç öyle değildi. Genelde peri olanın isteği ile bir öpüşme içine çekilirken diğerlerine kıyasla yumuşak ve sakin ilerliyorlardı. Bu deneyim ikisini de oldukça güzel hissettirirken birbirine daha çok bağlanmasına sebep oluyordu.
Tatlı öpüşmeleri kendini minik kaçamak öpücüklere bırakırken sessizce kıkırdıyor ve yüzlerindeki gülümsemeye engel olamıyorlardı. Sıra sıra birbirinin dudaklarına kendininkini bastırırken yaptıkları küçük oyun giderek kızışıyordu. Her seferinde bir diğeri daha sert bastırıp uzunca tutarken öteki de ondan geride kalmıyordu.
Oyunun sonu yükselen kıkırtıları ile son bulurken alınlarını birbirine yaslayarak perinin yanağını okşadı Jisung. O hayatında olduğu için oldukça minnettardı. Kelimelerle ifade etme gereği duymadı bu yüzden, yan yanayken güvende ve rahattılar. İkisi de aynı hisleri paylaşırken dudaklarından çıkacak birkaç sözcük aralarındaki bağı tanımlamak için yetersizdi.
Ama yine de bir şeyler söyleme gereği duydu Jisung, kısa da olsa diğerine güzel hissettirecek kelimeler etmeliydi.
"Seni seviyorum."
Minho zaten bildiği bir şey olsa da duyduğu söz nedeniyle heyecanlanmıştı. Kendisi de farkındaydı cadı olanın ona son iki ayda daha fazla bağlandığının, Jisung hissettiriyordu bunu. Endişeleri de yavaş yavaş ortadan kalkmıştı. Aralarındaki ilişki az da olsa bir düzene oturmuştu. Sonuç olarak minik peri-cadı melezi birlikte büyüteceklerdi.
Hamile beden bulunduğu durumdan oldukça memnundu. Uzun bir süredir Jisung'a karşı hisler besliyordu ve bunu ona yansıtacak özgüveni kendinde bulamıyordu. Daha çok cinsel yolla veya birkaç küçük tavrıyla belli etmeye çalışsa da her seferinde başarısızdı, cadı da onun gibi çekingen davranıyordu.
Belki evdeki en yakın ikili onlardı fakat aynı zamanda birbirine olan hislerini açık açık konuşacak kadar da utangaçlardı. Yine de birleşmeyi tuhaf bir yolla da olsa başarabildiler. Fakat Minho çekingenliğini belli etmese de korumaya devam ederek buna göre bir yanıt verdi.
"O zaman..." kısaca duraksayıp devam etti. "Bana meyve getir."
________
Minhos bebis aslinda yedim bitti kocisimi jisunga da oluyorum ztn sapsal cocuk
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ecotone // Hyunmin ✓
FanfictionEkoton, farklı türlerden bireylerin barış içinde yaşadığı az nüfuslu ve güvenli bölgeye denir. Kim Seungmin de saraydan kaçarken sığınak olarak sadece eğitim sırasında adını duyduğu bu yeri seçmişti.