•16

459 71 3
                                    

Gözüne çarpan kırmızı, küçük meyveyi dalından kopararak kolundaki sepete attı. Yüzündeki gülümsemesi ile işini yapmaya devam ederken oldukça keyif alıyordu. Daha önce biri için hiç dalından meyve toplamamıştı. Hem ondan isteyen kimse olmamış hem de bir prens olduğundan bunu yapması pek hoş karşılanmazdı. O bir asildi ve bu işi ancak saraydaki görevliler onun için yapmalıydı. Fakat evdeki hamile peri için yüksekte yetişen dağ çileklerini toplarken biraz olsun gözüne gelmiyordu. Tam tersine fazla muhabbeti olmayan bir üyenin ondan bu iyiliği istemesi içini ısıtmıştı.

Gözünü yeşil yapraklar arasında gezdirip en güzel meyveleri seçmeye çalışırken uçurumun kenarına biraz daha yaklaştı ve kenarda duran çileğe uzandı. Bir yandan dikkatli olurken aniden beline dolanan parmaklar gerilmesine neden olmuştu. Ama sahibinin kim olduğunu bildiğinden kırmızı meyveyi koparıp geri çekildi ve kollarını hala bedeninde tutan vampirle dip dibe geldi.

İkilinin arasında istemsizce kısa süreli bir sessizlik ve bakışma söz konusu olurken devamında prensin gözlerini kaçırarak ayaklanması sebebiyle sona ermişti. Hyunjin de genci tekrar edip yerdeki sepeti alarak doğruldu.

"Bence bu kadarı yeterli, hava kararmadan geri dönelim."

Seungmin diğerini onayladıktan sonra sepetin içine son çileği de atarak çıktığı yokuşu vampirin peşinden inmeye başladı. Daha önce de birkaç defa Hyunjin ile yakın konumlarda bulunduğundan bu seferi onu germiş ve sessizce yürümesine neden olmuştu. Zaten gelişte de fazla muhabbet etmeyen ikili şimdi çok daha suskundu.

Ara sıra bulunan etkileşimler Hyunjin'i fazla etkilemezken prens tam tersine ilk defa yaşadığı bu deneyimler nedeniyle daha çok hissediyordu. Elbette çok uzun sürmeden ikisi de atlatırken yalnızca nadiren olan bu olay arkadaşlıklarını pek etkilemiyordu, şimdilik.

"Bir dakika, burada solucan otu mu varmış?"

Hyunjin aniden bir kenara doğru eğilip köşedeki çiçekleri incelerken diğeri de usulca yanına yaklaştı. Vampir olan sarı boyasının azaldığını hatırladığından çiçekleri kopartmaya başlarken Seungmin de dikkatlice onu izliyordu.

"Ne işe yarıyor ki?"

"Boya yapımında kullanıyorum."

Çiçeklerle ilgilenmeye devam eden bedene yardımcı olmak adına parmaklarını ileri doğru oynattı. Topak topak duran sarı renkli bitkiyi diğerini taklit ederek koparırken biraz önceki yakınlaşmalarını unutmuş gibiydi. Bu nedenle rahat hareket ediyordu.

"Nasıl boyaya çeviriyorsun? Kaynatarak mı?"

Hyunjin ayaklanıp gencin parmakları arasındaki son solucan otunu sepetin bir köşesine bırakmasını sağladı. Devamında ise ikili yola devam ederken Hyunjin de bir teklifte bulunmuştu.

"İstersen bir gün seninle birlikte yapabiliriz, böylece gözlerinle görmüş olursun."

Seungmin duyduğu şeye gülümseyerek yanıt verdi. Elbette bu fırsatı kaçıramazdı ve vampir ile daha fazla vakit geçirme fikri nedense ilgisini çekmişti.

"Olur!"

Prensin heyecanlı sesi diğerinin de yüzünde bir sırıtış oluşmasına sebebiyet verirken sıkılmamak adına başka konulardan da konuşmaya başlamışlardı.

"Sarayda şifalı bitkilerle alakalı aldığım bir derste onlardan boya da elde edilebileceğini duymuştum ama daha fazla şey bilmiyorum."

"Başka ne dersleri alıyordun?"

Prens bakışlarını kısaca gökyüzüne çevirip yüzüne düşünen bir ifade yerleştirdi. Sonrasında ise aklına gelenleri tek tek parmaklarını kaldırarak saymaya başlamıştı.

Ecotone // Hyunmin ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin